‘Hem uluslararası hukuk, hem de Lübnan’ın egemenliği ihlal edildi’

‘Hem uluslararası hukuk, hem de Lübnan’ın egemenliği ihlal edildi’

Filistinli gazeteci-yazar Dr. Ramzy Baroud, İsrail’in Hamas yöneticilerinden Salih el-Aruri’ye yönelik suikastını değerlendirdi. İsrail’e ortak ve sert bir tepki gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Baroud, aksi takdirde Mossad’ın farklı ülkelerdeki eylemlerinin devam edeceğini belirtti.

The Palestine Chronicle editörü Ramzy Baroud, AA muhabirine, İsrail’in Lübnan’da sivil alanda gerçekleştirdiği saldırının uluslararası hukukun ciddi ihlali olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Aruri ile beraber şimdilik 6 kişinin daha öldürüldüğünü biliyoruz. Bu saldırıda 3 füze atan bir İHA yerleşim bölgesini hedef aldı ve Aruri’nin toplantılarını yaptığı bina ile diğer yapılara da zarar verdi. İsrail, Beyrut’un en işlek caddelerinden birini vurdu, bir Arap başkentini vurdu, egemen bir ülkeyi vurdu. Bu suikastta savaş suçlarıyla yüklü bir liste var. İsrail işlerin her zamanki gibi devam edeceği izlenimine kapılmış durumda veya belki de buna inanmak istiyor.”

İşgalci İsrail’in geçmişte de Suriye, Lübnan ve Orta Doğu’nun başka yerlerinde, çeşitli kişilere suikast düzenlemesine karşın bir yaptırımla karşılaşmadığını hatırlatan Ramzy Baroud, bölgedeki dengelerin değiştiğini ve bu suikastın geçmiştekiler gibi karşılıksız kalmayacağını savundu.

Ramzy Baroud, Aruri suikastının Lübnan’ın egemenliğine yönelik de bir saldırı olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

“İsrail Başbakan danışmanlarından Mark Regev bu saldırının Lübnan egemenliğine değil Hamas’a karşı gerçekleştirildiğini beyan etti. Allah esirgesin birisi Türkiye’nin hava sahasını ihlal edip ülke içinde bir yeri havaya uçurduğunu ve bunun Türkiye’nin egemenliğine yönelik bir saldırı olmadığını ifade ettiğini düşünün. Bu çok gülünç bir açıklama olurdu değil mi?”

İşgalci İsrail’in daha önce Lübnan, Türkiye ve Katar’da suikastlar düzenleyeceğini söylediğini anımsatan Ramzy Baroud, bu ülkelerde farklı suikastların gerçekleşmemesi için ortak ve sert bir tepki gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ramzy Baroud, Aruri suikastının işgalci İsrail’in çatışmayı genişletme girişimi olduğunu ve eğer net bir yanıt verilmezse siyonist Dış İstihbarat Servisi Mossad’ın farklı ülkelerdeki direniş liderlerini yok etme girişimlerinin devam edeceğini dile getirerek, “İsrail hükümeti bölgesel bir çatışmayı kazanabileceği için değil İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’deki yenilgisi kesinleştiğinde hükümetinin çökeceğini, siyasi kariyerinin de hemen sona ereceğini bildiği için çatışmayı genişletmek istiyor.” dedi.

Uluslararası hukuk etkisiz

Netanyahu’nun Gazze’den Tel Aviv’e çekilmek yerine çatışmayı Beyrut’a taşımaya çalışmasının “hem bir umutsuzluk belirtisi hem de büyük bir kumar olduğu” görüşünü paylaşan Ramzy Baroud, 7 Ekim’den sonra, Netanyahu’nun İsrail güvenliğine tehdit oluşturabilecek dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir Filistinli lidere suikast düzenlenmesi için yeşil ışık yaktığını belirtti.

Ramzy Baroud, Hizbullah’ın bu saldırıya karşılık vermesinin çok olası olmasına rağmen gerçek cevabın Filistin direnişi tarafından verileceğini düşündüğünü kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gazze söz konusu olduğunda uluslararası hukukun etkisiz olduğu kanıtlandı. Bu yüzden dünyanın Aruri suikastına nasıl tepki vereceği konusunda uluslararası hukukun bir değeri olduğunu söylemenin sadece politik bir retorik olduğunu düşünüyorum. Bunun bir protokol olduğunu düşünüyorum. Bu süreçten geçmeleri gerekiyor. Bunu hukuki açıdan, siyasi açıdan kaydetmeleri gerekiyor ancak bu saldırıya yönelik gerçek tepkinin direnişin kendisinden geleceğini ve gerisinin açıkçası gürültü olduğunu düşünüyorum.”

Aruri suikastı

Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve beraberindeki 6 kişi, dün İsrail’in insansız hava aracı ile düzenlediği saldırıda Beyrut’ta Hizbullah’ın kalesi olarak tabir edilen “Dahiye”de şehid edilmişti.

Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri, 19 Ağustos 1966’da Ramallah’ta doğdu. İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın kurulmasının öncü ismi olarak kabul edilen el-Aruri, 15 yıl işgal rejimi hapishanelerinde kaldıktan sonra sınır dışı edildi ve Lübnan’da yaşamaya başladı.

El-Aruri, Hamas’ın işgal rejimi ile 11 Ekim 2011’de yaptığı, bir İsrail askeri karşılığında 1027 Filistinli esirin serbest bırakılması anlaşmasının müzakerecileri arasında yer almıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *