Google ve Amazon ile İsrail arasındaki “Nimbus Projesi”

Google ve Amazon ile İsrail arasındaki “Nimbus Projesi”

ABD merkezli teknoloji şirketleri Google ve Amazon’un 2021’de işgalci İsrail’le yaptıkları anlaşma gereği Nimbus projesi kapsamında verdikleri desteğin, işgal ordusunun Gazze’ye ve Filistin’in diğer bölgelerine yaptığı saldırılarda siyonistlere yardım sağladığı değerlendiriliyor

Google ile işgal rejimi İsrail arasında imzalanan 1,2 milyar dolar değerindeki “Nimbus Projesi” anlaşması kapsamında Tel Aviv’e verilen gelişmiş yapay zeka teknolojisiyle işgalci İsrail ordusu ve hükümetinin Filistinlilere uyguladığı sistematik ayrımcılık ve hak ihlallerinin daha da acımasız hale gelmesinden endişe ediliyor.

Nimbus Projesi adı verilen 1,2 milyar dolarlık projenin sözleşmesi Nisan 2021’de işgal rejimi ile Google ve Amazon şirketleri arasında imzalandı.

Siyonist Maliye Bakanlığı, 21 Nisan 2021’de söz konusu anlaşmaya ilişkin açıklamasında, İsrail’in yaklaşık 1,2 milyar dolar bir yatırımla kendi yerel bulut depolama sunucu merkezlerini kurmasını sağlayacak devasa bir devlet ihalesi olan Nimbus Projesi’ni Google ve Amazon’un kazandığını duyurdu.

Nimbus Projesi’ni “İsrail’in uzun vadeli planlarının bir parçası, amiral gemisi niteliğinde ve türünün ilk örneği” olarak niteleyen Bakanlık, projenin hükümete ve savunma kuruluşlarına her şeyi kapsayan bir bulut çözümü sunmayı amaçladığını belirtti.

Açıklanmayan detayları, şirket çalışanları ifşa etti

Nimbus Projesi’nin kamuoyuna açıklanmayan detayları ise Google ve Amazon çalışanları tarafından duyuruldu. İlk olarak Google’ın, işgal rejimine proje kapsamında gelişmiş yapay zeka teknolojisi satmasına tepki gösteren Google çalışanları, anonim bildiriler yayımlayarak bu teknoloji ile Filistinlilerin daha fazla izleneceğini, Filistinliler hakkında daha fazla yasa dışı veri toplanacağını ve yasa dışı yahudi yerleşimlerinin genişlemesinin kolaylaşacağı uyarısında bulundu.

Projeye karşı çıkan çalışanlar, Google’ın “silahlarla ilgili ve uluslararası normları ihlal eden veya insan haklarına aykırı şekilde çalışan gözetleme uygulamalarında yapay zeka kullanmayacağına” dair taahhütte bulunmasına rağmen Nimbus Projesi ile sağlanan hizmetlerin işgal rejimi tarafından geliştirilerek askeri amaçlarla kullanılmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını belirtiyor.

İşgal rejimine ‘eksiksiz bir paket’ sunuluyor

Nimbus hakkında varlığı dışında neredeyse hiçbir şeyin kamuya açıklanmaması nedeniyle sistemin özellikleri ve işlevselliği, onu tasarlayan şirketteki çalışanların çoğu için bile bir sır olarak kalsa da ABD’den yayın yapan bağımsız bir haber kuruluşu The Intercept, Temmuz 2022’de projeyle ilgili eğitim belgelerine dayandırdığı haberinde projeyle ilgili bilgiler paylaştı.

Belgelere göre, Google, Nimbus portalı üzerinden işgal hükümetine Google Cloud Platformu aracılığıyla sunulan ve verilerden öğrenen bilgisayar sistemleri oluşturmaya odaklanan yapay zeka (makine öğrenimi sistemi) ve yapay zeka araçlarından oluşan eksiksiz bir paket sunuyor.

Nimbus’un nasıl kullanılacağına dair hiçbir ayrıntı verilmese de belgelerde, yeni bulut sisteminin işgal rejimine yüz algılama, otomatik görüntü kategorizasyonu, nesne izleme ve hatta fotoğrafların, konuşmaların duygusal içeriğini değerlendirebilmeyi amaçlayan duygu analizi yetenekleri sağlayabileceğinin anlaşıldığı belirtiliyor.

Nimbus projesi ve Google Cloud sistemi nelerdir?

Nimbus projesi, veri depolaması, toplaması, analizi, veri üzerinden motif ve özellik tanımlaması ve bu toplanan bilgilerle olası veri ve motif tahmini yapılmasını sağlayan bir bulut (Cloud) ve makine öğrenimi sistemi.

Google Cloud sistemleri hakkında yapılan bir çevrim içi seminerde kullanılan sunum bilgilerine göre, Google’ın depolama ve veri işleme sisteminin işgal ordusunun Gazze’ye ve Filistin’in diğer bölgelerine yaptığı saldırılarda orduya istihbarat ve planlama açılarından yardım sağlayabileceğinden endişe ediliyor.

Söz konusu sistem, işgal rejimi ve ordusunun sağladığı tüm veri tabanları, kaynakları hatta sokak ve dron kameraları gibi canlı gözlem kaynaklarındaki tüm verileri kendinde toplayabilme özelliğine sahip.

Verileri depolayabilmenin yanı sıra söz konusu verileri analiz etme, elementlerine ayırma ve kategorize etme gibi işlemler de uygulayabiliyor.

Bu veri işleme faaliyetlerinin ardından sistem, makine öğrenimi özelliği sayesinde istenilen verileri istenilen kategorilerde sınıflayabiliyor.

Yani istenildiği zaman bir fotoğraf veya görüntüden insanları ayıklayıp daha önce elde ettiği verilerden aldığı bilgiye göre Filistinlileri saptayabilme özelliği var.

Sistem, yazılı ve görüntülü verileri işlemenin yanı sıra yazılı kaynakları da elementlerine ayırıp kategorize edebiliyor.

Kullanılan bir cümlenin elementlerinin olumlu veya olumsuz olup olmadığını saptayabilen sistem, kolaylıkla İsrail karşıtı yazıları toplayıp dosyalayabilme özelliğini de sahip. Bunu sadece fotoğraftan değil, canlı kayıt yapan güvenlik kameraları yoluyla da yapabiliyor.

Bu özelliklerinin yanı sıra istenilen elementlerin görüntü ve fotoğraf üzerinden koordinasyonlarını saptayıp kullanıcıya verebiliyor.

Yani Filistinli bir vatandaşın, bir aracın veya bir binanın Google servisleri ile o anda dünyanın neresinde olduğunu bulmak mümkün.

AutoML sistemi, var olan veriyi kullanıp gelecekte oluşabilecek motiflerin tahminini de yapabiliyor.

Makine öğrenim sistemi bu faaliyetleri var olan modelleri algoritma sistemine entegre etmesinin ardından motifler ve kategoriler ile yeni model oluşturarak elde ediyor.

Sunumda gösterilen verilerde yapay zeka sisteminin “Oyun Stratejisi” oluşturma özelliği olduğu belirtilse de sunumda söz konusu özellik hakkında bir açıklama bulunmuyor.

Nimbus’un makine öğrenim sisteminin işgal ordusunun veri tabanını kullanması halinde, sistemdeki tutuklu verileri, saldırı planları, bölge keşif verileri gibi bilgileri kullanarak orduya tahminler, planlar ve istenilen kişi ve yerlerin konumlarını sunabilir.

İşgal güçleri, halihazırda yapay zekayı Filistin’e saldırmak için kullanırken, Nimbus’un sağlayacağı gelişmiş veri tabanı ve veri işleme servisleri ülkenin Filistin’de işlediği ‘insan hakları’ ihlallerini körükleyebilir.

Proje, savaş suçlarıyla ilgili belge toplanmasını da engelleyecek

Portalın adresini paylaşan bağımsız gazeteci Jack Poulson, Nimbus’un hedeflerinden birinin, geniş çaplı insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarıyla itham edilen işgalci İsrail ordusu ile ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından istenecek bilgilerin toplanmasının engellenmesi olduğunu söyledi.

Jackk Poulson, bu bilginin dönemin Google Enterprise platformunun güvenlik yöneticisi tarafından açıkça savunulduğunu aktardı ancak bunun nasıl olacağından söz etmedi.

Nimbus Projesine karşı protestolar

Projeye karşı olan Google çalışanları, son 2 seneyi çeşitli protestolarla geçirdi. Bu eylemler, şirket içi anonim bildirilerin dağıtılması, basın açıklamaları ve sokak eylemleri şeklinde yapıldı.

Google ise etik ilkelerine bağlı kalmasını isteyen çalışanlarını dinlemek yerine, itirazları görmezden geliyor ve bazı noktalarda baskı uyguluyor.

Projeye karşı çıkan Google’ın yahudi çalışanı pazarlama birimi yöneticilerinden Ariel Koren, Ağustos 2021’de Twitter hesabından paylaştığı mesajında Google’ın askeri anlaşmalar yaptığını ve buna karşı çıkan personelinin sesini kısmaya çalıştığını belirtti.

Projeye karşı ses yükseltmesi nedeniyle cezalandırıldığını anlatan Ariel Koren, bu cezalandırma yöntemleri kapsamında çalışma koşullarının kötüleştirildiği ve görev yeri değiştirildiği için istifa ettiğini söyledi.

‘Google saklanamazsın! Seni soykırımla suçluyoruz’

Bunun ardından Ekim 2021’de bir araya gelen bir grup Amazon ve Google çalışanı, şirketlerinin işgalci İsrail’e verdiği askeri teknolojik desteğe karşı çıkarak bir bildiri yayımladı.

Bildiride, “Teknolojinin insanları bir araya getirdiği ve hayatı herkes için daha yaşanabilir kıldığı bir gelecek hayal ediyoruz. Bu parlak geleceği inşa etmek için, çalıştığımız şirketlerin ABD veya diğer tüm askeri kuruluşlarla sözleşme yapmayı bırakması gerekiyor.” ifadeleri kullanıldı.

San Francisco’da ağustosta düzenlenen yıllık “Google Cloud Next” konferansının yapıldığı bina önünde, yerel gruplar ve Google çalışanları projenin iptal edilmesi için bir eylem yaptı.

Benzer bir eylem de 15 Aralık’ta Google şirketinin San Francisco ofisi önünde yapıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı eylemde “Google saklanamazsın! Seni soykırımla suçluyoruz.” sloganları atıldı. Göstericiler, Google markasının yazı karakteriyle hazırlanmış “genocide” (soykırım) yazılı kefenleri üzerlerine örterek kaldırımda hareketsiz uzandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *