Filistinli karikatürist Dr. Alaa Allagta, “İnşallah bir gün zafere ulaşmış oluruz ve Hanzala’nın yüzünü ben çizerim. Naci el Ali eğer Filistin davasını çizgileriyle bu kadar iyi anlatmamış olsaydı suikastle öldürülmezdi.” dedi.
“İnsanlık için Kayıt Altında İnisiyatifi” isimli bir kuruluş tarafından İstanbul’da düzenlenen bir programa konuk olan Filistinli karikatürist Dr. Alaa Allagta, burada bir söyleşide konuştu.
Dr. Alaa Allagta, ailesinin İsrail işgal güçleri tarafından 1949’da Felluce’den Gazze’ye sürgün edildiğini, mülteci kampında doğduğunu ve buradaki Birleşmiş Milletlere ait okullarda okuduğunu anlattı. Filistinli çizer, Romanya’da tıp eğitimini bitirdikten sonra da birçok Arap ülkesinde doktorluk yaptığını dile getirerek, birkaç yıldır Türkiye’de yaşadığını söyledi.
“Atalarımız öteden beri bu işgali sanatla çizerek bugüne aktardı”
İşgalcinin 7 Ekim’de Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıda ailesinin oturduğu evin yıkıldığını belirten Dr. Alaa Allagta, “Aile üyelerim farklı okullarda kalıyorlar. Abim 20 gün önce esir alındı. Haber alamıyoruz. Şu an telefonumun çalmasından korkuyorum. Çünkü aranıp kimlerin öldüğünü bildirmelerinden korkuyorum. Şimdiye kadar ailemden 10 kişi öldü.” dedi.
Allagta, karikatürün bazen acıtarak bazen de güldürerek olayları aktardığından bahsederek, “Siyonistler, bu topraklara sahip olduğunu iddia ediyorlar ama biz çizgilerimizle bunun yalan olduğunun ortaya koyuyoruz. Atalarımız öteden beri bu işgali sanatla çizerek bugüne aktardı. Bizler de aynı şeyi yapıyoruz. Siyonistler aynı zamanda kültürel ve tarih hırsızı. Bizlere özellikle Türkiye ve Müslüman ülkeler sahip çıktı, Filistin yaşamaya devam edecek.” ifadelerini kullandı.
‘İnşallah bir gün zafere ulaşmış oluruz’
Karikatürün aynı zamanda çok etkin bir silah olduğunu vurgulayan Dr. Alaa Allagta, şöyle devam etti:
“Karikatür, hem bilinci arttırır hem de kolayca zihinde kalacak etkiye sahip. Gerçekleri ortaya çıkarmak için silah olarak kullanıyoruz. Gazze’de son katliamlarda olduğu gibi Batı’nın iki yüzlülüğünü de ortaya koyuyoruz. Çünkü bugüne kadar insan hakları, ifade özgürlüğü diyen Batı’nın ne kadar iki yüzlü olduğunu gördük. Bu durumu çizgilerimizle aktarıyoruz. Direnişi ve direnişe destek veren gençleri de bu çizgilerle destekliyoruz.”
Karikatürist Dr. Alaa Allagta, karikatürün bir makale veya konuşmadan daha etkili olduğunu öne sürerek, “En önemlisi karikatürün tercümana ihtiyaç yok. Filistinli karikatüristler, ressamlar, Arap medyasının en meşhurlarıdır. Bir dönem Arap medyasını çoğu çizeri Filistinliydi. Hanzala’nın fikir babası Naci el Ali’dir benim favori ressamım, çizerim. İnşallah bir gün zafere ulaşmış oluruz ve Hanzala’nın yüzünü ben çizerim. Ali de benim gibi bir mülteci kampında doğdu ve büyüdü. Naci el Ali eğer Filistin davasını çizgileriyle bu kadar iyi anlatmamış olsaydı suikastla öldürülmezdi.” dedi.
“Filistin davası, duyarlı ve vicdanlı olanların davasıdır”
Karikatürün aynı zamanda uluslararası bir dil olduğuna dikkati çeken Alla Allagta, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Filistin davası, duyarlı ve vicdanlı olanların davasıdır. Sadece Filistinlilerin değil. Karikatürist, nerede hak dava varsa genelde orada olur. Ben de özel olarak Türkiye’nin baskılara, saldırılara maruz kaldığı dönemde kalemimle, çizgilerimle Türkiye’nin yanında yer aldım. Buradaki karikatürist ve ressam arkadaşların çalışmalarını görünce çok sevindim. Bu vicdanlı ve onurlu sanatçıların alacağı tavır budur. Onları kutluyorum. Benim hayalimdir, inşallah burada oturduğumuz gibi, bir gün gelecek Gazze’de meydanında buluşacağız ve Hanzala’nın yüzünün göründüğü resmi çizeceğiz.”
Hanzala
Filistin’in dramını “Hanzala” karakteriyle yansıtan karikatürist Naci el Ali 1936’da Filistin’in Ash Shajara köyünde dünyaya geldi. İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiği 1948’de, vatanından sürülen Filistinlilerden biri olan Ali ile ailesi bir süre Lübnan’daki Einal Hilweh mülteci kampında yaşadı.
Çocukken yaşadıklarından etkilenen usta çizer, 1960’da Lübnan Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu.
Karikatürist Naci el Ali, insanlığın Filistin’de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü küskünlüğünün ifadesi olarak Hanzala’yı sürekli sırtı dönük halde resmetti. Bir açıklamasında 10’lu yaşların başındayken ülkesinden sürüldüğünü hatırlatan Naci el Ali, Hanzala’ya ilişkin şu ifadelere yer vermişti:
“Hanzala 10 yaşında doğdu ve her zaman 10 yaşında olacak. Vatanına döndüğünde de 10 yaşında olup büyümeye başlayacak. Doğanın kanunları ona işlemeyecek. O eşsiz. Her şey vatanına döndükten sonra normalleşmeye başlayacak. Onu yoksul ve acının sembolü olarak resmettim ve adını Hanzala koydum. En başta Filistinli bir çocuktu. Fakat şuuru, onu ulusaldan uluslararası bir yere taşıdı. Basit fakat sert bir çocuk. İşte bu nedenle insanlar onu sahiplendi ve kendi duygularını temsil ettiğini hissetti.”
Naci el Ali çizdiği karikatürlerle çok sevildiği kadar, Filistin’i işgal ederek Naci el Ali ve onun gibi pek çok Filistinliyi vatanından eden İsrail’in de tepkisini çekti. Bunun sonucunda hem kendisi hem ailesi çok sayıda ölüm tehdidi aldı. Londra’da yaşamını sürdüren Ali, 22 Temmuz 1987’de çalıştığı gazetenin ofisine giderken suikaste uğradı. Usta çizer, 29 Ağustos 1987’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybederken, olayın failleri bulunamadı.
Yaşamı boyunca 40 binin üzerinde karikatüre imza atan usta çizerin Hanzala karakteri, Filistin’in verdiği özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri oldu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *