Siyonist vahşete ABD ile birlikte tam destek vermeye devam eden demokratik devletlerden İngiltere, BMGK’da ABD ile birlikte veto etmek yerine çekimser oy vererek arka planda kalmayı tercih etti! İngiltere çekimser oy kullanarak İsrail’e desteğini de zedelememiş oluyor!
BM Güvenlik Konseyi’ne Gazze çağrısı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, görev süresi boyunca yetkisini ilk kez kullanarak Gazze’deki insani felaketin önlenmesi için BM Şartı’nın 99. maddesini işleterek, 6 Aralık’ta BMGK’ya bir mektup gönderdi.
Antonio mektubunda, “Güvenlik Konseyi üyelerini insani felaketin önlenmesi için baskı yapmaya çağırıyorum ve insani ateşkesin ilan edilmesi talebimi tekrarlıyorum. Bu çok acil.” ifadelerini kullandı.
BMGK’de 7 Ekim’in ardından çok sayıda oturum düzenlenmiş ve birçok karar tasarısının ABD ve İngiltere ortaklığı ile veto edilmesinin ardından Gazze’de çatışmalara “acil ve uzatılmış ara verilmesi” talep edilen 2712 sayılı karar BM Genel Kurulu’nda 15 Kasım’da kabul edilmişti.
Ancak bu kararın ABD himayesindeki İsrail üzerinde herhangi bir etkisi bulunmuyordu.
Gazze konulu acil oturum
6 Aralık’taki talep sonrası 8 Aralık’ta BM Güvenlik Konseyi, ABD’nin New York şehrindeki merkezinde toplandı. 7 Ekim’den bu yana Gazze’yi vahşice bombalayan İsrail ise bu süre içerisinde de kesintisiz olarak bombalamaya devam etti.
Güvenlik Konseyi’nde Mahmud Abbas yönetimi BM temsilcisi Riyad Mansur söz aldı.
İsrail’in yalanlarla Gazze’de savaşı yürüttüğünü ve Güvenlik Konseyi üyelerini kandırdığını söyleyen Riyad Mansur, “Yeter artık. Sizinle oyun oynuyor. Uyanıp gerçeği olduğu gibi görmelisiniz. İki ay süren insanlık dışılaştırma, yalanlar ve katliamlar İsrail’i anlamanıza yetmiyorsa, daha ne yetecek?” dedi.
Riyad Mansur, işgalcinin amacının Gazze’yi yaşanmaz bir yer haline getirerek Filistinlileri en sonunda dışarı sürmek olduğunun altını çizerek, “Bu savaş, Filistin halkını bir ulus olarak sona erdirmeye ve Filistin sorununu yok etmeye yönelik saldırının bir parçasıdır.” ifadesini kullandı.
İşgalcinin Gazze’de insanlık suçu işlediğini belirten Riyad Mansur, “Hiç kimse bugün Filistin halkına karşı uygulanan dehşeti haklı çıkarmak için 2. Dünya Savaşı’nın dehşetini örnek almamalıdır.” diye konuştu.
Rusya temsilcisinin eleştirileri
BM Güvenlik Konsey’inde veto hakkına sahip bir diğer devlet olan Rusya adına Rusya’nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitriy Polyanskiy konuştu. Dmitriy, işgalci İsrail’in Hamas ile varılan “insani ara”dan sonra, ABD’nin desteği ile, Gazze’deki kara operasyonunun daha da şiddetli yeni bir aşamasına geçtiğini anlattı.
Dmitriy Polyanskiy, Gazze’deki yıkımın ayrım gözetmeden güç kullanan işgalcinin savaş suçlarını arttırdığına işaret ederek, son günlerde medyaya yansıyan işgalci İsrail’in Gazze’deki tünellere deniz suyu pompalama planını da sert bir dille eleştirdi.
“Eğer bu yönde bir adım atılırsa bu bariz bir savaş suçu oluşturacaktır.” diye uyaran Dmitriy, tünellere basılacak deniz suyunun ayrım gözetmeksizin yapılan bombardımanlardan oralara sığınan çok sayıda sivilin ölümüne yol açabileceğine, uzun yıllar etkisi görülecek şekilde Gazze’nin yeraltı tatlı su kaynaklarını kirleteceğine ve tarımsal toprağı yok edeceğine vurgu yaptı.
Dmitriy Polyanskiy, “Filistinlilerin şiddet yoluyla yerinden edilmesine yönelik sistematik bir strateji şekilleniyor. Bunun yamyamlık mantığı çok basit; Gazze’de yaşamı çekilmez hale getirmek, hatta halka evlerini terk etmek ya da öldürülmek arasında tek seçenek bırakmaktır. Bu, savaş suçlarıyla dolu insanlık dışı bir stratejidir.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD temsilcisi de eleştiriyor!
İsrail’in her tür barbarlığına koşulsuz destek veren ABD adına BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood konuştu.
Robert Wood oylamanın ardından Konseyi, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’de gerçekleştirdiği ve binlerce teröristin çoğu sivil yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdüğü ve 240 kadar kişiyi rehin aldığı katliamları kınamaması ya da İsrail’in kendini savunma hakkını kabul etmemesi nedeniyle eleştirdi.
Robert, Gazze’de acı çeken sivillerin boyutunun yıkıcı ve yürek parçalayıcı olduğunu iddia ederek, “İsrail’in uluslararası insancıl hukuka saygı duyması ve operasyonlarını sivillerin zararını en aza indirecek şekilde yürütmesi gerektiğine açıkça inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
Robert, kararın “gerçeklikten kopuk” olduğunu ve “sahada ibreyi ileriye taşımayacağını” savundu. Askeri harekatın durdurulmasının Hamas’ın Gazze’yi yönetmeye devam etmesine izin vereceğini ve “sadece bir sonraki savaşın tohumlarını ekeceğini” belirtti.
Robert, bir şehir savaşının ancak siviller korunarak kazanılabileceğini öne sürerek, İsrail’in, çoğu daha önce şiddetten kaçan Gazze’nin güneyindeki sivillerin kitlesel olarak yerinden edilmesinden kaçınması gerektiğini söyledi.
Gazze’de yerlerinden edilen sivillerin, koşullar izin verir vermez evlerine dönme fırsatına sahip olmaları gerektiğini savunan Robert, “Gazze topraklarında kalıcı bir yerinden edilme veya azalma olmamalıdır. ABD, hiçbir koşulda Filistinlilerin Gazze veya Batı Şeria’dan zorla tehcir edilmesini desteklemez.” iddiasında bulundu.
Wood, “Bu nedenle, ABD hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin barış ve güvenlik içinde yaşayabileceği kalıcı bir barışı güçlü bir şekilde desteklerken, acil ateşkes çağrılarını desteklemiyoruz” dedi.
İngiltere ne yapıyor?
ABD’nin gölgesinde kalmayı tercih eden İngiliz hükümeti, dünkü oylamada da yine bu yönde adım attı. BMGK’da veto hakkı verilen 5 devletten biri olan Birleşik Krallık, ABD ile birlikte veto ettiği birçok kararın yanında, İsrail’e destek konusunda da aynı çizgide yürümeye devam ediyor. Son olarak, Dışişleri Bakanı David Cameron, önceki gün ABD ziyaretinde, İsrail’e tam ve koşulsuz desteklerini yinelemiş, ateşkes çağrılarını ise reddetmişti.
BMGK’da yapılan oylamada, İngiltere çekimser kalması ile, ateşkes çağrısını veto eden tek ülke ABD olurken, eleştiri okları da ABD’ye yönelmiş oldu.
Karara kim tepki gösterebildi?
ABD’nin vetosunun ardından tek eleştiri Abbas yönetiminin temsilcisi Riyad Mansur’dan geldi. Riyad Mansur, “Bu, Güvenlik Konseyi için korkunç bir gün” ifadelerini kullandı. “Bu sonucu reddediyoruz ve bu menfur vahşeti durdurmak için her türlü meşru yola başvurmaya devam edeceğiz” diyen Mansur, ABD’nin vetosu için de “İnsan hayatını, bölgesel ve uluslararası barış ile güvenliği tehdit eden bu ciddi kriz karşısında Güvenlik Konseyi’nin şu ana kadar net sorumluluklarını yerine getirmesi engellendi.” dedi.
Riyad Mansur, veto kararı ile savaş suçlularına, suçlarını devam ettirmeleri için daha fazla süre tanındığını vurgulayarak “Yarın bu saatlerde yüzlerce insan öldürülecek. Sonra da yüzlerce ve binlercesi. Çocuklar yanlışlıkla değil, kasıtlı olarak öldürülecek, yetim kalacak, yaralanacak, ömür boyu sakat kalacak.” şeklinde konuştu.
Çifte standartların, ön yargının, ırkçılığın, İsrail istisnasının ve üstünlüğünün bedelini 1,3 milyon Filistinlinin canıyla ödediğine vurgu yapan Riyad Mansur, insanlığa karşı işlenen savaş suçlarına, soykırıma karşı olanların işgalcinin saldırılarına karşı çıkması gerektiğinin altını çizdi.
Karardan ‘üzüntü’ duyanlar
İsviçre, Slovenya ve Malta Gazze’de acilen insani ateşkes talep edilen karar tasarısının veto edilmesinden üzüntü duyduklarını açıkladılar.
İsviçre Dışişleri Bakanlığının X sosyal medya platformundan yapılan paylaşımda, BMGK’de, Gazze’de acilen insani ateşkes talep edilen karar tasarısının veto edilmesinden üzüntü duyulduğu belirtildi. Paylaşımda, “İsviçre, İsrail’in güvenlik ve savunma hakkını etkilemeyen geçici bir ‘insani ara’yı destekliyor.” ifadeleri yer aldı.
Malta’nın BM Daimi Temsilciliğinin X platformundan yapılan paylaşımda, Birleşmiş Arap Emirlikleri’nin (BAE) Gazze’deki krize ilişkin BMGK’ye sunduğu ve Malta’nın eş sunucusu olduğu karar tasarısının veto edilmesi nedeniyle üzüntü duyulduğu bildirildi. Paylaşımda, “Gazze’deki durum savunulamaz ve felakettir. Acil olarak insani bir ateşkes sağlanması gerekiyor.” ifadeleri yer aldı.
Slovenya’nın BM Daimi Temsilciliğinin X sosyal medya platformundan yapılan paylaşımda, “BM Genel Sekreteri’nin BMGK’ye insani bir felaketi önlemek için harekete geçme çağrısı ve insani ateşkes ilan etme talebinin ardından çok önemli bir adım olarak gördüğümüz ve BAE tarafından sunulan karar tasarısının BMGK tarafından kabul edilmemesinden üzüntü duyuyoruz.” ifadeleri kullanıldı. Slovenya’nın öncelikli olarak “Gazze’de kalıcı bir ateşkes sağlanmasını” desteklediği vurgulanan açıklamada, iki devletli çözüme dayanan, İsrail’in güvenliğini sağlayacak ve Filistin’in tanınmasına yol açacak uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesinden yana olunduğu bildirildi.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) BM Daimi Temsilci Yardımcısı Muhamed Issa da, oylamanın ardından yaptığı konuşmada, çok büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Muhamed Issa, yaşanan felaket karşısında konseyin bir ateşkes kararı alamadığını belirterek “Genel Sekreter’in uyarıları, insani yardım aktörlerinin çağrıları karşısında, bu konsey dünya kamuoyunu yalnızlaştırıyor. Gazze’deki bombardımanı durdurma çağrısında birleşemedik. Filistinlilere ne mesaj verdik? Dünyada kendilerini benzer durumlarla karşı karşıya bulabilecek sivillere gönderdiğimiz mesaj nedir? Bu oylamanın hayal kırıklığı yaratan sonucu, bizi konsey üyelerine harekete geçmeleri, Gazze’deki şiddete son vermeleri için yalvarmaya devam etmekten alıkoymayacak” dedi.
Ateşkes karar tasarısı için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 80’den fazla ülke eş sunucu olduğu karar tasarısı Birleşik Arap Emirlikleri’nin tarafından sunulmuştu. Karar, New York’ta düzenlenen acil oturumda oylandı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *