Bütün dünyanın İsrail barbarlığını yargılamasını beklediği Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Pakistan asıllı İngiliz vatandaşı Kerim Ahmed Han, siyonist rejimi ve ardından Ramallah’ta Mahmud Abbas’ı ziyaret etti. Hamas, başsavcıya tepki gösterdi, tutumunun adalet ilkeleriyle çeliştiğini vurguladı. Eski başsavcı ise el Cezire’ye konuştu, ‘Gazze’de soykırım yapıldığını gösteren yeterli kanıt var’ dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin [International Criminal Court (ICC)] sosyal medya platformundan 30 Kasım’da yapılan açıklamada, “Başsavcı’nın 7 Ekim’deki saldırılardan sağ kurtulanların ve kurban ailelerinin isteği ve daveti üzerine İsrail’i ziyaret edeceği” belirtilmişti. Başsavcısının ayrıca Mahmud Abbas yönetimini ziyaret ederek üst düzey Filistinli yetkililerle görüşeceği bildirilmişti.
Kerim Han, önce İsrail’de sonra Ramallah’ta
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, önceki gün işgalci İsrail’i ziyaret etti. Bu ziyarete ilişkin bir açıklama yapılmadı ve herhangi bir fotoğraf yayınlanmadı.
Kerim Han daha sonra, Ramallah’ta Mahmud Abbas yönetimini ziyaret etti. Ziyaretin ardından sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Kerim Han paylaşımında, çok fazla insanın öldüğünü ve yaralandığını vurgulayarak, “İnsanlığa biraz saygımız varsa, yasalara saygı duymanın zamanı geldi. Ofisim bu konuları aktif olarak araştırıyor.” ifadesini kullandı.
Kerim Han paylaşımına iliştirdiği ve Ramallah’tan ayrılmadan önce değerlendirmelerine yer verdiği video mesajında, “Yasalara uyma zamanının geldiği konusunda (İsrailli yetkililerle görüşmemde) çok nettim. İsrail şimdi uymazsa daha sonra şikayet etmemeli.” dedi.
Okullar, hastaneler, camiler, kiliseler ve ailelerin yaşadığı evlerin uluslararası yasalar çerçevesinde koruma altında olduğunu ve bombalanamayacağını savunan Kerim Han, Cenevre Sözleşmesi’nin, bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve sivilleri korumak için var olduğunu söyledi.
Kerim Han, insani yardımların Gazze’ye girmesinin engellenmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek “Gazze’de doktorların ışıksız ameliyat yapması, çocukların anestezi olmadan ameliyat edilmesi için hiçbir gerekçe olamaz.” açıklamasında bulundu.
Batı Şeria’daki siyonist yerleşimciler tarafından uygulanan şiddetin “kabul edilemez” olduğunu kaydeden Kerim Han, söz konusu yerleşimci şiddetinin cezasız kalmaması gerektiğinin altını çizdi.
Filistinli STK’lar: Dürüstlüğünden şüphe ediyoruz
Başsavcı Kerim Han’ın ziyareti, Filistinli insan hakları örgütleri ve STK’lar tarafından tepkiyle karşılandı.
Kerim Han’ın ziyareti, Filistinli insan hakları örgütleri ve STK’leri tarafından, “başsavcılık makamına geldiği 2021 yılından beri Filistin dosyasıyla ilgili hiçbir adım atmadığı ve İsrailli aileleri ziyarete giderken Filistinlileri yanına çağırdığı” gerekçeleriyle tepkiyle karşılandı.
Ramallah merkezli El-Hak’ın Müdürü Şavan Cebbarin, “UCM Başsavcısı Han, İsrailli kurbanların aileleri ve hukukçu temsilcilerinin davetiyle geldi. Filistinli kurbanların yakınları ve hukukçu temsilcileri ise daha önce Kerim Han’la görüşme taleplerinden sonuç alamadı” demişti.
Bağımsız İnsan Hakları Heyeti Müdürü Duveyk de Kerim Han’ın bu makama geldiği 2021 yılından beri Filistin dosyasıyla ilgili hiçbir adım atmadığını ve “dürüstlüğünden şüphe ettiklerini” söyledi.
Hamas’tan tepki
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Gazze tarafına geçmeyen Başsavcı Kerim Han’ın işgal rejimini ziyaret etmesine tepki gösterildi. Açıklamada, Han’ın “Gazze tarafına geçerek diğer tarafı dinlemeden 7 Ekim olaylarıyla ilgili önyargılı bir tutum izlemesinin adalet ilkeleriyle çeliştiği” ifade edildi.
“Dünyanın dört bir yanındaki barolar ve insan hakları örgütlerinin, UCM Başsavcısı’na, adil bir soruşturma yapılmadan gelişigüzel hükümler vermek yerine Gazze’yi ziyaret etmesi ve burada yapılan katliamı, sistematik soykırımı ve gerçekleri yerinde görmesi” çağrısı yaptığına işaret edilen açıklamada, “Kerim Han’ın bu çağrılara kulak asmamasını ve İsrail’in asılsız açıklamalarının yanında yer almasını kınıyoruz” ifadesi kullanıldı.
Eski Başsavcı: Gazze’de soykırım yapıldığını gösteren yeterli kanıt var
El Cezire’ye konuşan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) eski Başsavcısı Luis Moreno-Ocampo, “Gazze’nin kuşatılması, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında ortadan kaldırma ve zulümdür, başlı başına bir soykırım biçimidir.” dedi.
Uluslararası belgelere ilk defa “soykırım” tanımını yapan 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2’inci ve 6’ıncı maddesine işaret eden Moreno-Ocampo, bir grubu yok etmek için gerekli şartları yaratmanın soykırım tanımına uyduğuna dikkat çekti.
Moreno-Ocompo, işgalci İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığını gösteren yeterli kanıt olduğunu belirterek, “Kuşatma başlatmak başlı başına bir soykırımdır ve İsrail’in kuşatmayı istediği oldukça bariz. İsrail hükümetinden pek çok yetkili, insanları yok etme ve soykırım niyetini açıkça ifade etti.” dedi.
Atılan her bomba ve öldürülen her kişi için vakaların detaylıca incelenmesi gerektiğini söyleyen Moreno-Ocompo, “Yalnızca kuşatmanın bile bir soykırım olduğu apaçık ortada.” diye konuştu.
BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2. maddesinde “soykırım” tanımında “Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek” hususuna yer veriliyor.
Roma Statüsü’nün 6. maddesinde düzenlenen soykırım suçu tanımında ise “fiziksel olarak kısmen ya da tamamen yok etmek kastıyla, grubu ağır yaşam koşullarına maruz bırakmak” fıkrasına değiniliyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *