Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) siyonist işgali altındaki Filistin topraklarındaki temsilcisi Richard Peeperkorn, Birleşmiş Milletler(BM) Cenevre Ofisi’nin haftalık basın toplantısına çevrim içi katılarak, İsrail’in ablukası ve yoğun saldırıları altındaki Gazze’deki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaklaşık 16 bin kişinin öldürüldüğünü hatırlatan Richard Peeperkorn, “Öldürülenlerin yüzde 60’ından fazlası kadın ve çocuk. 42 binden fazla kişi de yaralandı.” dedi.

Richard Peeperkorn, “Gazze’de ortalama her 10 dakikada 1 çocuk öldürülüyor. Bu anlamda insanlığın en karanlık anına yakın olduğumuzu düşünüyorum. (Gazze’de) Kalıcı ateşkese ihtiyacımız var.” diye konuştu.

İsrail, DSÖ’nün, tıbbi depolarını boşaltmasını istedi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda, işgal ordusundan, Gazze’nin güneyindeki iki tıbbi depoyu 24 saat içinde taşımaları gerektiğine ilişkin bildirim aldıklarını duyurdu.

Bildirimde, kara operasyonlarının malzemeleri kullanım dışı bırakacağı uyarısının yer aldığını aktaran Ghebreyesus, “İsrail’e bu karardan geri dönmesi, hastaneler ve insani yardım tesisleri de dahil sivilleri ve sivil altyapıyı korumak için mümkün olan her türlü tedbiri alması çağrısında bulunuyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Siyonist İsrail yönetiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün bu çağrısını ciddiye alması beklenmiyor.

Salgın tehlikesi

Filistin Sağlık Bakanı Mey Keyle, siyonist işgali altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde düzenlediği basın toplantısında Gazze’deki sağlık durumuna ilişkin bilgi verdi.

Mey Keyle, İsrail saldırıları nedeniyle yerinden edilmiş sivillerin kaldığı okul, hastane gibi sığınma merkezlerindeki salgın vakalarının, kelimenin tam anlamıyla felaket düzeye ulaştığını belirtti.

Gazze’de su, gıda, ilaç ve hijyen malzemelerinin çok azaldığına dikkati çeken Mey Keyle, bunun sığınmacılar arasında hastalıkların ve salgınların hızlıca yayılmasına ve bir salgın felaketinin yaşanmasına neden olduğunu dile getirdi.

Mey Keyle, yerinden edilenler arasında kayıt altına alınan salgın hastalık vakalarının dikkat çekici bir şekilde arttığının gözlendiğini kaydetti. Vakaların “korkunç bir boyuta” ulaştığına işaret eden Mey Keyle, bölgedeki hastalık ve salgın vakalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“117 bin akut solunum yolu enfeksiyonu vakası, 5 yaş altı çocuklarda 86 bin ishal ve dehidrasyon (sıvı kaybı) vakası, 26 bin uyuz ve bit, 2 bin 400’den fazla da su çiçeği vakası tespit edildi. Gazze’de sadece bir ay içinde çocuklarda görülen ishal vakaları, aynı yaş grubunun 2020 ve 2021 yıllarında kaydedilen ishal vakalarını geçti. Hepatit vakalarında da artış gözlendi.”

Gazze’deki sağlık sektöründeki sıkıntılara da değinen Mey Keyle, bölgede ilaç sıkıntısı yaşandığını ve yatak kapasitesinin yetersiz olduğunu ifade etti.

Mey Keyle, “Hala 20 hastane hizmet dışı. Gazze’nin güneyindeki hastanelerin doluluk oranı yüzde 216’yı geçti. Bunun yanı sıra ciddi anlamda personel, ilaç, tıbbi malzeme ve yakıt sıkıntısı var.” dedi.

İsrail saldırıları nedeniyle Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ine denk gelen 1,8 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini kaydeden Mey Keyle, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in saldırıları sonucu Gazze’de benzeri görülmemiş bir insanlık krizi yaşandığını ve alt yapının tahrip olduğunu ifade etti.

Mey Keyle, Gazze’de şehid olanların 15 bin 900’ü, yaralıların sayısının ise 42 bini aştığını belirterek, bunların yüzde 70’inden fazlasını kadın ve çocukların oluşturduğuna dikkati çekti.

İsrail’de, ölenler ve yakınlarıyla da alay eden akım başladı

Siyonist kullanıcılar, sosyal medyada işgalcinin Gazze’ye yönelik saldırılarında ölenler ve yakınlarıyla alay eden akım başlattı. İşgal ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’ne saldırılarının başlamasıyla siyonist rejimde sosyal medya platformlarında, Gazze’yi işgal eden İsrail askerlerinin, ayrıca bölgedeki su, elektrik, yakıt, gıda kıtlığıyla dalga geçen İsraillilerin çok sayıda paylaşımı tepki toplamıştı.

Siyonist kullanıcılar, bu kez de sosyal medyada başlattıkları yeni akımla 2005’te yayımlanan bir komedi programındaki şarkıyı kullanarak, Gazze’deki insani felaketle dalga geçen yüzlerce paylaşım yaptı.

Aralarında işgal askerlerinin de yer aldığı bazı kullanıcıların paylaşımlarında Gazze’deki Filistin halkıyla dalga geçmek için yüzlerini boyayarak, başörtüsü takarak, üzerlerine Filistin’e ait geleneksel kıyafetler giyerek, kamera karşısına geçtiği görüldü.

Sosyal medya fenomeni olarak tanınan hesapların da katıldığı akımda, bazılarının, Gazze Şeridi’ndeki yıkımın yer aldığı görüntüleri paylaşarak kahkaha atan yüz ifadeleri kullandığı görüldü. Paylaşılan görüntülerden birinde de anne ile iki kızı başlarını alaycı bir şekilde kapatarak sözleri, “Burası benim evimdi, gaz ve elektrik yoktu. Benim evimdi, benim ve senin ve Ahmed’in ve Fatma’nın ve Abed’in ve Salim’in” olan bir şarkı eşliğinde dans ettikleri görülüyor.

Başka bir görüntüye de arkasına Gazze’de yıkılan binaların görüntüsünü fon yapan bir erkeğin yine alaycı şekilde başını kapatarak dans ettiği yansıyor. Bazı görüntüler sosyal medya üzerinden milyonlarca kez izlenirken, kullanıcıların da tepkisini çekti.

İşgalci İsrail’in 7 Ekim’den sonra Filistinli esirlere yönelik muamelelerini yansıtan çeşitli görüntüler de sosyal medyada büyük tepki toplamıştı. Görüntülerde işgal askerlerinin Batı Şeria’da esir aldığı Filistinlilerin gözlerini ve ellerini bağlayarak etraflarında şarkı söylediği; esirleri de şarkıya eşlik etmeye zorladığı görüntüler geçen ay sosyal medyada bir akım başlatmıştı. Benzer başka görüntüler de ortaya çıkarken bu akıma İsrail meclisi Knesset’in bazı üyeleri de dahil olmuştu.

Ayrıca yaşları 6 ile 12 arasında değişen İsrailli çocuklar, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde “Gazze’yi yok edin” çağrısı yapan şarkı söylemişti. Söz konusu şarkının sosyal medyada tepki çekmesinin ardından, şarkı ilk yayımlandığı platformdan kaldırılsa da sosyal medya üzerinden yayılmıştı.

Batı Şeria’da 40 Filistinli daha gözaltına alındı

Filistin Esirler Cemiyeti ve Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Filistin Esir İşleri Heyeti, konuya ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Batı Şeria’daki çeşitli bölgelere baskın düzenleyen İsrailgüçlerinin, aralarında eski tutukluların da bulunduğu 40 Filistinliyi gözaltına aldığı aktarıldı.

Gözaltı operasyonlarının Cenin ve Beytüllahim kentlerinde yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, baskınlar sırasında gözaltına alınanlar ile yakınlarının darp ve tehditlere maruz kaldığı, ayrıca evlerinin tahrip edilip yıkıldığı ifade edildi.

Siyonist işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 7 Ekim’den bu yana gözaltına alınanların sayısı 3 bin 580’e yükseldi.

İşgal güçlerinin Gazze’ye saldırılara başladığı 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı ve baskınlarda artış dikkati çekiyor.

Netanyahu: Gazze’de hiçbir Filistin otoritesi olmayacak

Siyonist devlet televizyonu KAN’ın haberine göre siyonist başbakan Netanyahu, Gazze’deki barbar saldırıları sonrası planlarına ilişkin ABD tarafına bilgi verdi. Filistin otoritesinin Gazze yönetiminden muaf tutulmasını planlayan Netanyahu, liderliğini yaptığı Likud Partisi üyelerine bu haftaki toplantıda, “savaş sonrası Filistin yönetiminin Gazze’de herhangi bir kontrolüne karşı olduğunu” kaydetti.

ABD yönetimine Gazze’ye yönelik saldırıların ardından burada Filistin otoritesinin olmayacağı mesajını ileten Netanyahu, “Savaş sonrası Gazze’de yeniden bir Filistin otoritesi olmayacak, hatta hiçbir Filistin otoritesi olmayacak.” ifadesini kullandı.

Netanyahu daha önce de Gazze’de işgal sona erdiğinde “Filistin yönetiminin Gazze’ye dönmesine izin vermeyi planlamadığı” şeklinde açıklamalar yapmıştı.

ABD yönetimi ise işgalci İsrail’in saldırılarını sürdürdüğü Gazze’nin geleceği için burada yönetimin kimde olacağı konusunda Pentagon ve Beyaz Saray’dan farklı sinyaller veriyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü, Pentagon kökenli John Kirby, dünkü açıklamasında, işgal rejiminin saldırıları sona erdiğinde mevcut “Filistin Yönetimi’nin” Gazze’yi yönetecek güvenilirliğe sahip olmadığını belirterek, “Gazze’de yönetim nasıl olursa olsun, Filistin halkının isteklerine yanıt vermelidir ve şu anda Filistin Yönetimi bu güvenilirliğe sahip değil.” ifadesini kullanmıştı.

Başkan Yardımcısı Kamala Harris ise Filistin yönetiminin canlandırılması ve yenilenmesi gerektiği görüşünü ifade ediyor.