BRICS liderleri Gazze için ‘uluslararası toplum’dan medet umuyor

BRICS liderleri Gazze için ‘uluslararası toplum’dan medet umuyor

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubu, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın liderliğinde çevrimiçi buluştu, Gazze’de devam eden vahşete ilişkin bir bildirge yayınladı.

Ortadoğu’daki son gelişmelerin çevrim içi görüşüldüğü zirvede Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubu liderleri ve BRICS üyeliğine davet edilen ülke liderleri, acil ateşkes yapılması ve insani koridorların açılması için ‘uluslararası toplum’a çağrı yaptılar.

Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre, görüşmeye katılan ülkelerin liderleri, BRICS’in çatışmanın yatıştırılması ve siyasi sürece geçilmesi çabalarında önemli bir rol oynamaya hazır olduğunu teyit ederken, İsrail’in ‘soykırım’ suçundan ve insani yardımların girişini engellemekten sorumlu tutulması çağrılarda bulunuldu.

Selman: Suudi Arabistan’ın bu konudaki tutumu net ve sağlam

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, çevrim için BRICS zirvesi öncesinde yaptığı konuşmada, Gazze’de masum sivillere, sağlık kuruluşlarına ve ibadethanelere karşı işlenen vahşi suçların ve her geçen gün daha da kötüleşen bu insani felaketin durdurulması ve kararlı çözümlerin geliştirilmesi için ‘ortak eylem’ gerektiğini vurguladı. Veliaht Prens, BRICS zirvesinin Gazze halkının zor bir dönemden geçtiği sırada yapıldığını da sözlerine ekledi.

BRICS liderleri toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetine Kral Selman bin Abdulaziz adına başkanlık yapan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, askeri operasyonların derhal durdurulması, siviller için insani koridorların açılması ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının görevlerini yerine getirebilmelerine olanak tanınması talebini yineledi. Veliaht Prens Bin Selman, Suudi Arabistan’ın bu konudaki tutumunun net ve sağlam olduğunu, Filistin halkının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kurma yönündeki meşru haklarını elde etmelerini sağlayacak iki devletli çözüm ile ilgili uluslararası kararların uygulanması dışında Filistin’de güvenliği ve istikrarı sağlamanın yolu olmadığını vurguladı. Ayrıca ülkesinin Gazze halkına hava ve deniz yoluyla insani yardım ulaştırdığını ve Suudi halkının şimdiye kadar yarım milyar Suudi riyalini aşan bir bağış kampanyası başlattığını da sözlerine ekledi.

Suudi Arabistan’ın İsrail’in Gazze’ye karşı başlattığı savaşı görüşmek üzere 11 Kasım’da Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği (AL) Olağanüstü Ortak Zirvesi düzenlediğini ve zirveden ortak bir kararın çıktığını hatırlatan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu ortak kararda İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırganlığının kınandığını, saldırının her türlü bahaneyle haklı gösterilmesine karşı çıkıldığını, gıda, ilaç ve yakıt da dahil olmak üzere insani yardım konvoylarının Gazze Şeridi’ne derhal girmesi gerektiğinin vurgulandığını, Filistin halkının zorla yerinden edilmesinin reddedildiğini, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki hastaneleri hedef almasının kınandığını ve tüm ülkelerin İsrail’e silah ve mühimmat ihracatını durdurmaya çağrıldığını, Gazze’deki savaşa karşı uluslararası ortak bir tutum oluşturmak için İİT ve AL üyeleri adına harekete geçilmesi ve uluslararası kararlar çerçevesinde kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir siyasi sürecin başlatılması yönünde baskı yapılmaya başlanmasının vurgulandığını söyledi.

BRICS grubu liderleri ve BRICS üyeliğine davet edilen ülke liderlerinin katılımıyla düzenlenen Gazze konulu olağanüstü çevrim içi toplantıya, BRICS üyeliğine davet edilen ülkelerden biri ve BRICS Dönem Başkanı Güney Afrika’nın dostu olan bir ülke olarak ve hem İİT hem de AL zirvelerinin mevcut dönem başkanı sıfatıyla Suudi Arabistan da katıldı.

Putin: Uluslararası toplumu göreve çağırıyoruz

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çevrim içi gerçekleştirilen görüşmede yaptığı konuşmada insani ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması konularında bir an önce anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı. Putin, ancak ‘en iyi yolun uzun süreli bir itidale ulaşmak olduğunu’ vurguladı.

Putin, BRICS Dönem Başkanı Güney Afrika’nın ve birkaç ay önce gruba tam üye olan İran’ın çağrısıyla düzenlenen olağanüstü zirvede, Rusya ve BRICS ülkelerinin Filistin-İsrail çatışmasının çözümünde önemli bir rol oynayabileceğini söyledi. Ülkesinin bu konuda sağlam ve sarsılmaz bir tutuma sahip olduğunu belirten Rusya Devlet Başkanı, “Uluslararası toplumu gerilimi düşürmeye, ateşkes sağlamaya ve Filistin-İsrail çatışmasına siyasi çözüm bulmaya yönelik çabalara katılmaya çağırıyoruz. Grubumuz (BRICS) bu çalışmada önemli bir rol oynayabilir” ifadelerini kullandı.

Tüm bu olayların aslında ABD’nin Filistin-İsrail anlaşmazlığında arabuluculuk konumunu tekeline alma arzusunun bir sonucu olduğunu söyleyen Putin, “Böylece Filistin meselesinin çözümüne yönelik tekel girişimlerin sonuçsuz kaldığı ortaya çıktı. Binlerce insanın ölümü, sivillerin toplu olarak sınır dışı edilmesi ve insani bir felaketin ortaya çıkması derin endişe verici konulardır. Bir meslektaşım az önce çok sayıda çocuğun öldürüldüğünden bahsetti. Bu korkunç bir şey ama çocukların anestezi olmadan ameliyat edilmesini de gördüğünüzde belirli duygular harekete geçiyor” şeklinde konuştu.

Putin, iki bağımsız devletin kurulmasını ve İsrail ile Filistin’in barış içinde bir arada yaşamasını öngören Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının ihlal edilmesinin sonucunda Filistinlilerin nesillerdir adaletsizliğin içinde büyüdüklerini ve İsraillilerin bağımsız bir Filistin devletinin güvenliğini garanti edemediklerini söyledi. Rehinelerin serbest bırakılması ve sivillerin ve yabancıların Gazze’den tahliyesi için insani ateşkes ilan edilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Putin, “En acil görev, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir ateşkese varmak” dedi. Rus lider, Ortadoğu’da diğer ülkelerin savaşın içine çekilmesine ve çatışmanın bölgeye yayılmasına karşı uyardı.

Putin, ülkesinin gelecek yıl BRICS grubu dönem başkanlığını devraldığında, Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne ilişkin temasları başlatmayı planladığını da sözlerine ekledi.

BRICS grubunun Filistin-İsrail çatışmasının yayılması konusunda görüşmelerini sürdürmesinin son derece faydalı olduğuna inandıklarını söyleyen Rus lider, “Değerli meslektaşlarım, herhangi bir itiraz olmazsa önümüzdeki yıl Rusya’nın dönem başkanlığı sırasında bu konuyla ilgili çevrim içi görüşmeler de dahil olmak üzere temaslara başlayacağız” diye konuştu.

Reisi: BRICS üyeleri, İsrail’i ‘terörist rejim’ ve ordusunu da ‘terör örgütü’ olarak tanımlamalı

BRICS’in olağanüstü bir zirve düzenlemesi çağrısında bulunan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, BRICS üyesi ülkelerin liderlerine BM’deki ilgili kurumlar aracılığıyla ‘İsrail’in Gazze halkına karşı işlediği suçları durdurma’ yönünde bir karar çıkarılması çağrısında bulundu. İran Cumhurbaşkanı Reisi, konuşmasında şunları söyledi:

“BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Filistin’de barışı ve güvenliği sağlama ve ateşkes kararı alma görevini yerine getirememesi göz önünde bulundurulduğunda BRICS üyesi devletlerin BM çerçevesinde BM Genel Kurulu’nda bağlayıcı bir karar yayınlaması gerekiyor. İsrail’in Gazze halkına karşı işlediği suçları durdurmak için uluslararası barış mekanizmasının devreye sokulmalı.”

BRICS üyesi ülkelerin liderlerine, İsrail’i ‘terörist rejim’ ve ordusunu da ‘terör örgütü’ olarak tanımlaması çağrısında bulunan Reisi, “İsrail’in hastanelere, sağlık merkezlerine ve ibadethanelere saldırmaya devam etmesinin yanında kadınları, çocukları, doktorları, hemşireleri ve gazetecileri öldürmesi de bir terör eylemidir. İsrail rejimi terör rejimi, ordusu da terör örgütü olarak tanınmalı” ifadelerini kullandı.

Gazze’yi Batı’nın ahlaki çöküşünün sembolü olarak tanımlayan Reisi, “Bugün, tüm dünya Gazze’de Filistin halkına karşı işlenen eşi benzeri görülmemiş şiddet ve suça canlı olarak tanıklık ederken bir araya geldik. Bugünlerde Gazze’de yaşananlar Batılı uluslararası sistemin adaletsizliğini açıkça ortaya koyuyor. Gazze meselesi insanlık ve adalet meselesidir.” dedi.

Reisi, İsrail ve destekçilerinin insanlığı, ahlakı ve hukuku ayaklar altına almakla kalmadığını, aynı zamanda dezenformasyon yaparak dünya kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını söyledi.

ABD’nin tüm uluslararası kuruluşları “kişiliksiz ve kimliksiz” hale getirdiğini savunan Reisi, BRICS üyelerine ve hükümetlere, dünyada güvenliği ve adaleti sağlamak ve milliyetçiliğe karşı mücadele etmek için tüm siyasi ve ekonomik güçlerini kullanarak İsrail’e ve onun Batılı destekçilerine baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Reisi, İsrail’e silah ve askeri mühimmat gönderen ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ateşkesin sağlanmasını engellediklerini, ABD’nin Gazze’ye giden yardım yollarını tıkadığı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini (BMGK) de felce uğrattığını söyledi.

İsrailli yetkililerin “çocukları meşru hedef” olarak tanımlamasını ve “Gazze’ye nükleer saldırı seçeneğini” dile getirmesini eleştiren Reisi, “Her türlü kimyasal kitle imha silahı ve atom bombasıyla donanmış bir rejim, kesinlikle bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdittir.” dedi.

BMGK’nin barış ve güvenliği sağlama misyonunu yerine getiremediğini ve ateşkes için bağlayıcı bir karar alınamadığını dile getiren Reisi, BRICS üyesi ülkelerin BMGK’de bağlayıcı bir karar alınması için gücünü kullanması gerektiğini vurguladı.

Reisi, İsrail’in hastanelere, sağlık merkezlerine ve dini mekanlara aralıksız saldırılarına işaret ederek, kadınların, çocukların, doktorların, hemşirelerin ve gazetecilerin öldürülmesinin “terör eylemi” olduğunu, bu nedenle İsrail’in “terörist rejim” ve ordusunun “terör örgütü” olarak tanımlanması gerektiğini savundu.

Bazı ülkelerin, İsrail’in Gazze’deki suçlarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıma eylemini desteklediklerini kaydeden Reisi, İsrail’in yanı sıra ABD’nin de “insanlığa karşı suçlar ve çocukları öldürme suçlarından” uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini ifade etti.

Reisi, BRICS üyelerinin ortak eylemiyle Gazze’ye insani yardım gönderilmesi için kalıcı ve güvenli bir rotanın oluşturulması gerektiğini belirterek yasaklı silahların kullanılmasını araştırmak üzere de özel bir uluslararası misyon oluşturulması teklifinde bulundu.

Ramaphosa: Hamas’ın cezalandırılması gerekiyor, İsrail de savaş suçu işliyor

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ise BRICS Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmada, çatışan taraflara silah tedarikinin durdurulması çerçevesinde dünya ülkelerini Filistin-İsrail çatışmasını körükleyecek adımlar atmaktan kaçınmaya çağırdı. Ramaphosa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm devletler itidalli davranmalı ve taraflara silah tedarikinin kesilmesi de dahil olmak üzere çatışmayı körüklemekten kaçınmalı.”

İsrail-Filistin çatışmasına barışçıl bir çözüm bulunması için acil ve kapsamlı bir ateşkese ulaşılmasının önemini vurgulayan Güney Afrika lideri, “Uluslararası toplumu Gazze Şeridi’ndeki acıları dindirecek ve çatışmaya adil ve barışçıl bir çözümün önünü açacak acil ve somut önlemler üzerinde anlaşmaya çağırıyoruz. Güney Afrika adına, derhal ve kapsamlı bir ateşkes sağlanması ve insani durumun iyileştirilmesine yönelik adımların başlatılması çağrısı yapıyoruz” şeklinde konuştu.

İsrail ve Hamas’ın çatışma sırasında uluslararası hukuku ihlal ettiklerini belirten Ramaphosa, ‘İsrail’in eylemlerinin, BM Sözleşmesi ve Cenevre Konvansiyonu da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açıkça ihlali’ olduğunu söyledi.

Hamas’ın rehineleri elinde tutarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve cezalandırılması gerektiğini ifade eden Güney Afrika Cumhurbaşkanı, İsrail’in de Filistinlileri toplu olarak cezalandırmak için yasa dışı aşırı güç kullanmasını ‘bir savaş suçu’ olarak nitelendirdi.

Filistin-İsrail anlaşmazlığının çözümünde uluslararası dayanışmanın önemini vurgulayan Ramaphosa, BRICS grubunun, Filistin-İsrail ihtilafında kalıcı barışın sağlanmasına yönelik uluslararası çabalarda belirleyici bir rol oynayabileceğinin altını çizdi.

Şi Cinping: Gazze’de çözüm için uluslararası bir konferans düzenlensin

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, BRICS’in birlik ve iş birliğini teşvik etmek ve gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarlarını korumak için önemli bir platform olduğunu savundu.

Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin tutumların yaklaştırılması ve olağanüstü BRICS zirvesi sırasında kararlaştırılanların ‘gruba yeni üyelerin katılmasının ardından iş birliği için iyi bir başlangıç’ olduğunu söyleyen Şi, Çin’in, Filistin-İsrail çatışmasının mevcut turunda ateşkesi ve yakalanan sivillerin serbest bırakılmasını bir öncelik olarak gördüğünü vurguladı.

BRICS üyesi ülkelerin şu anki durumda Filistin-İsrail sorununda adaletin ve barışın sesi olarak hareket etmesinin son derece gerekli olduğunun altını çizen Çin Devlet Başkanı, Gazze Şeridi’ndeki son savaşta çok sayıda sivilin ölmesine ve yaranmasına yol açtığını ve insani bir felakete dönüştüğünü vurgulayarak “Çin bu konuda derin bir endişe duyuyor” dedi.

Çin’in Gazze’de hızlı ve adil bir çözümü için yakında resmi bir uluslararası konferansın düzenlenmesi çağrısında bulunacağını açıklayan Şi, barışın güçlendirilmesi ve Filistin meselesine derhal, kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözümün teşvik edilmesi konusunda uluslararası fikir birliğinin sağlanması için mümkün olan en kısa sürede daha güvenilir bir uluslararası barış konferansı düzenlenmesi gerektiğine işaret etti.

Sonuç bildirgesi yayınlandı

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, BRICS üyesi ülkelerin temsilcileri tarafından hazırlanan Gazze’deki duruma ilişkin düzenlenen BRICS Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nin onaylandığını duyurdu. Ryabkov, Rusya’nın zirveden çıkan sonuçların ve bildirgede yer alan tavsiyelerin Güney Afrika’nın BRICS Dönem Başkanlığı tarafından açıklanacağını da kaydetti.

Gazze’deki durumun çevrim içi görüşüldüğü ve BRICS liderleri ve BRICS üyeliğine davet edilen ülke liderlerinin katıldığı “Orta Doğu’daki Duruma İlişkin Olağanüstü Ortak Toplantı” düzenlendi.

Bildirgede, uluslararası yasalar gereğince sivillerin korunması gerektiğinin altı çizilerek esir sivillerin bırakılması çağrısı yapıldı.

Gazze halkının bölgeden zorla çıkarılıp diğer ülkelere gönderilmeye çalışılmasının Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali olduğu vurgulanan bildirgede, “Filistinlilerin kendi topraklarından her türlü kitlesel veya bireysel biçimde zorla çıkarılmasını kınıyoruz.” ifadesi kullanıldı.

Bildirgede, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun (BMGK) ilgili kararı çerçevesinde, insani yardıma sürekli, kısıtlamasız, acil ve güvenli erişimin sağlanması gerekliliğine ve tarafların insancıl hukuka uymasının önemine dikkat çekildi.

Bildirgede, yaşananlara son verilmesini sağlayacak acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunuldu, bölgede sivillerin korunmasını ve insani yardım sağlanmasını amaçlayan bölgesel ve uluslararası çabalara yönelik güçlü destek yinelendi.

Orta Doğu’daki barış ve güvenliğin uluslararası hukuk ve BM Şartı çerçevesinde sağlanmasına ilişkin bağlılık yinelenirken, BM Güvenlik Konseyinin öncelikli rolüne de dikkat çekildi.

Bildirgede ayrıca, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) da dahil olmak üzere uluslararası örgütlerin barış ve güvenliğe yönelik tehditlerin ele alınmasında oynadıkları rolün de altı çizildi.

Tüm ilgili tarafların, istikrarın daha da bozulması, şiddet olaylarının artması ve çatışmaların bölgeye yayılmasının önlenmesi için çaba göstermesi talep edildi.

Bildirgede son olarak, İsrail-Filistin meselesinin yalnızca barışçıl yollarla çözülebileceği belirtilerek, uluslararası topluluğun bağımsız bir Filistin Devletinin kuruluşu ve iki devletli çözüm için desteği istendi.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubu, geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleştirilen Johannesburg Zirvesi’nde Arjantin, Mısır, İran, Etiyopya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) gelecek yılın başlarından itibaren gruba tam üye olmaya davet edilmesi kararı alındığını duyurmuştu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *