Batılı demokrasilerin himayesinde 1948’de Filistin topraklarına yerleştirilen işgal rejiminin 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye sürdürdüğü barbar saldırılara, demokratik himaye devam ederken, en büyük destek ise ABD’den sağlanıyor. Ateşkes çağrıları gelişmiş demokrasiler tarafından reddedilirken, aktif bir eylem beklenen ‘uluslararası kuruluşlar’ da ABD çizgisinden ayrılmıyor.
ABD yönetiminden yetkililer, 7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın saldırılarından bu yana siyonist İsrail’in Gazze’ye saldırılarını “meşrulaştıran” söylemler takınıp bu ülkeye “sonsuz” destek verirken, sivil ölümlere ve hastaneler dahil sivil altyapıları hedef alan saldırılara ilişkin işgal rejimini kınamak bir tarafa eleştirmekten bile kaçındı.
7 Ekim’deki saldırılardan bu yana işgalcinin, 11 binden fazla kişinin şehadetine neden olan Gazze’ye saldırılarını durdurması için nüfuzunu kullanmayan ABD yönetimi, siyonist başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin elini rahatlattı.
ABD’den siyonistlere açık çek
Kendisini bir katolik ve aynı zamanda bir siyonist olarak tanımlayan ABD Başkanı Biden, 7 Ekim’de yaptığı yazılı açıklamada, siyonist İsrail’in “meşru müdafaa hakkı” bulunduğunu savunarak, “İsrail hükümeti ve halkına tüm desteği sağlamaya hazır olduğumuzu belirttim.” ifadesini kullandı.
Kendisinin de bir yahudi olduğunu belirten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da, 8 Ekim’de ABC televizyonuna yaptığı açıklamalarda, “İsrail’in kendini savunma hakkı” olduğunu öne sürerek, Gazze’ye girmesi ihtimaline karşı işgal rejimine şu sözlerle arka çıktı:
“İsrail’in Gazze’de ne yapabileceği ya da yapamayacağı konusuna girmek istemiyorum. Öyle ya da böyle, bunun (Hamas saldırısı) bir daha olmaması için önlemler almalılar. Hiçbir ülkenin korku ve olasılıklar içinde yaşaması beklenmemeli. Şimdi, teröristlerin sınırı geçip, insanların evine girip, onları sokak ortasında öldürüp, bazılarını sürükleyip esir aldıkları gerçeği var. Bu tüm demokrasiler için tahammül edilemez bir şey. İsrail bunun bir daha yaşanmaması için elinden gelen her şeyi yaptığı adımlar atmalı.”

ABD, askeri yardımlar ile siyonist rejime destek çıktı
Joe Biden, işgalci İsrail’in Gazze’de saldırıları devam ederken 10 Ekim’de Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada, işgal rejiminin Gazze’ye saldırılarını eleştirmek bir yana, buna destek çıkan açıklamalarda bulundu.
İşgalci İsrail’in, Hamas saldırılarına “karşılık verme görevi” olduğunu belirten Joe Biden, “Şu noktada çok açık olmamız lazım. İsrail’in yanındayız. İsrail’in vatandaşlarını korumak, kendini savunmak ve bu saldırıya yanıt vermek için neye ihtiyacı varsa bunu sağlayacağız.” dedi.
ABD’nin siyonist rejime askeri yardımlarını sürdüreceğini vurgulayan Joe Biden, “Şehirlerini ve vatandaşlarını savunurken İsrail’in, kritik (askeri) varlıklarının tükenmediğinden emin olacağız.” yorumunu yaptı.
Joe Biden, İsrail’in yalanlarına da sahip çıktı
Joe Biden, siyonist rejimin Gazze’deki barbarlığına destek vermek adına, teyit edilmediği halde Hamas’ın bebeklerin başını kestiği iddialarını dillendirdi, üstelik buna dair “kanıtlar” gördüğünü söyledi. Joe Biden, 11 Ekim’de Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “Amerikalıların orada neler olduğunu görmesi önemli. Bu işi uzun süredir yapıyorum. Teröristlerin çocukların kafasını kestiği teyit edilmiş görüntüleri göreceğimi hiç düşünmemiştim.” ifadelerini kullandı.
Ancak daha sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın yalan söylediği ortaya çıktı.
Beyaz Saray yetkilileri, Joe Biden’ın buna dair herhangi bir kanıt görmediğini açıkladı.
Blinken: ABD var oldukça kendinizi savunmak zorunda kalmayacaksınız
Siyonist rejimin vahşeti başladıktan sonra defalarca İsrail’i ziyaret eden ve kendisinin de yahudi olduğunu vurgulayan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze’de ölüm sayısının 500’ü çocuk, 276’sı kadın olmak üzere 1537 kişiye ulaştığı 12 Ekim’deki ziyaretinde, ABD’nin İsrail’in yanında olduğunu sıklıkla vurguladı.
Antony buradaki konuşmasında, “Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım.” demesi ve Gazze’deki insani dramı göz ardı etmesi dikkati çekti.

Antony ayrıca, “İsrail’e net bir mesaj getirdim. Kendinizi savunabilecek kadar güçlü olabilirsiniz. Ancak ABD var oldukça hiçbir zaman bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız çünkü biz her zaman yanınızda olacağız.” ifadesini kullandı.
Hastane katliamının ertesi günü Biden Tel Aviv’e gitti, İsrail’e arka çıktı
ABD Başkanı Joe Biden, siyonist işgal ordusunun Gazze Şeridi’nde el-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlediği saldırıdan sonraki gün, 18 Ekim’de Tel Aviv’e gitti. Saldırıya ilişkin herhangi bir kınama yapmaktan kaçınan Joe Biden, buradaki açıklamasında “Gazze’deki dünkü hastane patlamasından dolayı çok üzüldüm ve çok öfkelendim. Benim gördüğüme göre, bunun sorumlusu siz değil, diğer ekip.” diyerek elinde bunu ispat eden bir kanıt olmamasına karşın işgalci İsrail rejimini aklamaya çalıştı. Siyonist İsrail bombardımanında Baptist hastanesinde 471 Gazzeli Müslüman şehid olmuştu.
Joe Biden’ın Tel Aviv’i ziyaret ettiği 18 Ekim’de ise, Filistin Sağlık Bakanlığı, barbar saldırılarda Gazze’de 3 bin 478 kişinin şehid olduğunu, 12 binden fazla sivilin yaralandığını duyurmuştu.
ABD: İsrail’e kırmızı çizgimiz yok
Siyonist vahşete tam destek veren ABD’li yetkililerin işgalci rejimine sivil ölümleri ve savaş suçları konusunda “kırmızı çizgi çekmemesi” ve işgalcinin saldırılarını ısrarlı bir biçimde kınamaktan kaçınması da dikkati çekiyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, 10 Ekim’de Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında, işgalciye karşı ABD’nin bir kırmızı çizgisi olup olmayacağına ilişkin, “Ben, kırmızı çizgiler çekmek, uyarılarda bulunmak ya da birilerine ders vermek için burada değilim.” dedi. 15 Ekim’deki NBC yayınında da İsrail’in Gazze’de yasaklı beyaz fosfor bombası kullandığı iddialarına ilişkin ise Jake Sullivan, “Benim görevim kırmızı çizgiler çekmek değil.” diye konuştu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby de Gazze’deki şehid sayısının 3 bin 38’i çocuk, 1726’sı kadın ve 414’ü yaşlı olmak üzere 7 bin 326’ya çıktığı 27 Ekim’deki açıklamasında, ABD’nin siyonist rejim için “kırmızı çizgisi” olmadığını söyledi. Johen Kirby, Gazze’deki şehid sayısının 4 bin 324’ünü çocuk, 2 bin 823’ünü kadınların oluşturduğu 10 bin 569’a çıktığı 8 Kasım’da da “kırmızı çizgimiz yok” söylemini sürdürdü.
İsrail dilediği silahı kullanabilir!
Dünyaya demokrasi ihraç ettiğini belirten ABD’nin işgalci İsrail’e silah desteği aktif olarak sürerken, ABD bu silahların kullanımı konusunda da işgal rejimine bir sınır koymadı.
Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Gazze’deki ölü sayısının 8 bini aştığı 30 Ekim’de, işgalci İsrail’e verilen silahların sivillere yönelik kullanımı sorulunca, “İsrail’in kendisine verilen silahları nasıl kullanması gerektiğine ilişkin sınır koymuyoruz. Operasyonlarında bunları nasıl kullanacağı tamamen İsrail ordusuna bağlı. Biz herhangi bir kısıtlama getirmiyoruz.” yanıtını verdi.
10 bin Gazzeli sivilin şehadetinden sonra, ABD söylemlerini biraz değiştirdi!
ABD yönetiminin işgal rejimine en başta verdiği “koşulsuz desteğe” ilişkin söylemleri, Gazze’de 10 bine yakın kişinin ölmesinin ardından kısmi olarak değişmeye başladı.
Yahudi Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 3 Kasım’da işgalci İsrail’e yaptığı ikinci ziyarette Gazze’de ölen siviller konusundaki söylemlerinde işgal rejimine üstü kapalı hatırlatmalar yaptı ancak bu tarihte Gazze’de yaşamını yitirenlerin sayısı 10 bine yaklaşmıştı. Buradaki konuşmasında Antony, “İsrail’in Hamas’a karşı askeri operasyon yürütmeye hakkı olduğunu ancak bunu yaparken sivillerin korunması gerektiğini” söyledi.
Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, 7 Kasım’daki açıklamasında, işgalci İsrail’e doğrudan bir eleştiride bulunmaktan kaçındı ancak ABD’den alınan silahların uluslararası insancıl hukuka uygun kullanılması gerektiğini hatırlattı.
Antony Blinken, 10 Kasım’da Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar çok fazla Filistinli öldürüldü, son birkaç haftada çok fazla (sivil) zarar gördü. Onların zarar görmesini engellemek ve insani yardımın ulaşımını azami düzeye çıkarmak için mümkün olan her şeyi yapmak istiyoruz.” iddiasında bulundu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da 12 Kasım’da katıldığı programda işgalci İsrail’in Gazze’deki hastane saldırılarına ilişkin, “ABD, hastanelerde, masum insanların, hastaların hedef olduğu çatışmalar görmek istemiyor ve bu konuda İsrail Savunma Kuvvetleri ile istişarelerde bulunduk.” dedi.
Ancak ABD yönetiminin bu söylem değişikliği işgalci İsrail üzerinde herhangi bir etki göstermezken, bugün Gazze’de 7 Ekim’den bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı 11 bin 240’ı aştı, bu kişilerin en az 4 bin 630’unu çocuklar ve 3 bin 130’unu kadınlar oluşturuyor.
ABD ateşkes çağrılarını reddediyor
Gazze’de yaşanan sivil can kayıplarına rağmen demokratik AB’nin “ateşkes” çağrısı yapmayı reddetmesi dikkat çekiyor. Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı sözcüleri buna gerekçe olarak “Ateşkes Hamas’a yarar sağlar” tezini savunuyor.
İşgalci İsrail’in saldırılarında 11 binden fazla sivilin yaşamını yitirmesine, evler, okullar, camiler, kiliseler, ambulanslar ve hastaneler dahil sivil altyapının hedef alınmasına rağmen ABD yönetiminden siyonist İsrail yönetimine herhangi bir eleştiri ya da kınama yapılmıyor.
Doğu Akdeniz’e savaş gemileri gönderildi
Siyonist rejime bu yıl başından 7 Ekim’e kadar yaklaşık 3,8 milyar dolar yardım sağlayan ABD yönetimi, o tarihten sonra işgalci İsrail’e gönderilen askeri desteğin maliyetine yönelik net rakam vermedi. Wall Street Journal gazetesi, 31 Ekim’de Biden yönetiminin, işgalci İsrail’e 320 milyon dolarlık bomba gönderilmesi konusunda Kongre’ye bildirimde bulunduğunu iddia etti.
ABD yönetimi, 7 Ekim’den bu yana bölgeye 2 savaş gemisi gönderdi, 2 bin askerini de gerekli durumda konuşlandırmak üzere hazır bekletiyor.
ABD, İsrail’e 14 milyar dolar göndermek istiyor
Joe Biden yönetimi, Kongre’den siyonist rejime 14 milyar dolar yardım yapılması için talepte bulundu. ABD Temsilciler Meclisi, İsrail’e 14,3 milyar dolarlık yardımı öngören yasa tasarısını onayladı. Ancak bu tasarıda, paranın ABD Gelir İdaresi bütçesinden kesilmesi talep ediliyor ve Biden dahil Demokratlar bu tasarıya karşı çıkıyor.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *