“Ortadoğu’da köklü herhangi bir değişim, Gazze coğrafyasından daha geniş ve İsrail ile Hamas, İslami Cihad, Hizbullah ve Iraklı Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) arasındaki doğrudan çatışmadan daha büyük bir savaşı gerektiriyor.”
Refik Huri / Independent Arabia
İsrail’i sarsan ve değiştiren Aksa Tufanı operasyonu, her türlü değişime direnen Binyamin Netanyahu’nun tutumunda da değişikliğe neden oldu: Şöyle ki;
Bir süre önce aşırılık yanlısı hükümetin başı, bakanlarına, “Bir Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkan herkes, Hamas’ı korusun” demiş ve Filistin bölünmesinin uzlaşmayı reddeden İsrailli liderler açısından ne kadar önemli olduğunu göstermişti.
‘Tufan’dan sonra da Gazze’de Hamas’ı bitirme savaşı ilan etti. Bu savaşı İbrani devleti için bir hayat-memat meselesi olarak niteledi. Esasında Gazze’nin sistematik olarak yok edilmesinin ve kara işgalinin sonucunda Ortadoğu’nun değişeceğini düşünüyordu. ABD Başkanı Joe Biden da İsrail’den döndükten sonra halkına, ‘İsrail’in ve Ukrayna’nın başarısının ABD ulusal güvenliği için hayati öneme sahip olduğunu’ bildirmekte gecikmedi.
Soru şu: Ortadoğu için nasıl ve ne yönde bir değişim olacak?
Görünüşe bakılırsa Ortadoğu, çelişkili projeler arasındaki çatışmayla kontrol edilmesi zor bir bölgesel kargaşaya doğru gidiyor. İsrail, tek bölgesel oyuncu değil. Satranç ustası İranlı oyuncu, karmaşık ve hassas oyununun tamamını ortaya koymuyor. Türkiye oyun sahasının dışında kalmıyor. ABD, Rusya, Çin ve Avrupa da bölgesel oyuncuların kafalarına göre hareket edip Ortadoğu’yu bilinmeze sürüklemesine ve büyük güçlerin bölgedeki hayati ve önemli çıkarlarına zarar vermesine izin vermiyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşını ‘denklik temelinde çok kutuplu bir dünya düzeninin doğuşu’ olarak görüyordu. Halen de öyle görüyor…
Her şeyiyle Ukrayna’yı destekleyen Batı ise Ukrayna savaşının ‘Rusya’yı zayıflatmasını’ ve onun başka bir savaş çıkarmasını engellemesini istiyor.
‘Dostu Putin’le’ 10 yıl içinde 42 defa görüşen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de ‘Çin’in ideolojik bir çatışmaya, jeopolitik oyunlara veya bloklar arasındaki bir karşılaşmaya dahil olmayacağını’ söylüyor.
Bunların hepsi, Amerikan-Sovyet ikiliğinden miras kalan tek kutuplu Amerikan sisteminin ardından yeni bir dünya düzeni kurulması için Ukrayna coğrafyasından daha geniş bir sahnede doğrudan bir uluslararası savaşın gerektiğinin farkında.
Bu kaide, bölge için de geçerli. Nitekim kanlı oyun, tek başına bölgesel çatışmaları bitirmekten ve de yeni bir bölgesel güvenlik sistemi kurmaktan aciz taraflar arasında cereyan ediyor. Ortadoğu’da köklü herhangi bir değişim, Gazze coğrafyasından daha geniş ve İsrail ile Hamas, İslami Cihad, Hizbullah ve Iraklı Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) arasındaki doğrudan çatışmadan daha büyük bir savaşı gerektiriyor.
Bizzat ABD Başkanı ile Rus, Çinli, Avrupalı ve Arap mevkidaşlarının talep ettiği ve de Körfez İşbirliği Konseyi ve ASEAN zirveleri ile Kahire Barış Zirvesi’nden çıkan sonuç, ‘iki devletli çözüme’ varmak için yeniden müzakerelerin yapılmasıdır. Bu müzakereler ister gözetim altında doğrudan isterse uluslararası bir konferansta olsun fark etmez. Ama Ukrayna savaşının ve ABD-Rusya çatışmasının gölgesinde böyle bir konferansın düzenlenmesi kolay değil.
İsrail’in 1982 yılında Lübnan’ı işgal edip Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) oradan çıkarmasından sonra, işgali FKÖ’nün işini bitirmek için başlatan İsrail Başbakanı Menahem Begin, ABD Başkanı Ronald Reagan’ın Batı Şeria’da barışçıl bir çözüm talep ettiği mektupla şaşkınlığa uğradı. Sonra da öfkelenerek oyaladı.
Bugün aynı sahne tekrarlanıyor. Gazze savaşının durmasını isteyenler de sonuna kadar gidilmesini isteyenler de Filistin meselesi için siyasi bir çözüm talep ediyor. Geçmişte Begin, kenara çekildi ve sonra istifa etti. Bugün de Netanyahu’nun akıbeti İsrail sokaklarında olduğu gibi büyük başkentlerin masasında da gündem konusu. Örneğin Haaretz gazetesi, bunu ‘ulusal bir felaket’ olarak tanımladı.
Yargıç Şimon Agranat başkanlığında 1973 Ekim Savaşı’ndaki ihmalleri araştıran Agranat Komitesi’nin raporu, şimdi de ihmallerle ilgili bir soruşturma komitesi oluşturulması çağrısında bulunarak, Netanyahu’nun ve diğer yetkililerin başları üzerinde geziniyor.
Başlangıçların ve yaklaşan sonların fotoğrafı…
(Çeviri: Şarku’l Avsat)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *