1948’de kurulan işgal rejimi 75. yılını kutluyor!

1948’de kurulan işgal rejimi 75. yılını kutluyor!

Filistinliler, Filistin topraklarında kurulan İsrail devletinin kurulduğu gün olan 14 Mayıs’ı “büyük felaket” anlamına gelen “Nekbe” olarak isimlendirirken, siyonist devlet ise, İbrani takvimine göre bu yıl 26 Nisan’a denk gelen günü “Bağımsızlık Günü” olarak kutluyor.

İşgal rejiminde bu yıl “Bağımsızlık Günü” kutlamaları, hükümetin yargı reformu paketine karşı 16 haftadır devam eden kitlesel protestoların gölgesinde yapılıyor. Muhalefet liderleri bugün için “milyonluk gösteri” çağrılarında bulundu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, ülke çapında kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini 27 Mart’ta ertelediğini duyurmuştu. Netanyahu’nun bu adımından hemen sonra Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, hükümet ile muhalefet arasında bir diyalog girişimi başlattı; ancak bu çabaların başarıya ulaşma olasılığı çok düşük görünüyor.

Müsesses nizam sarsılıyor

İsrail tarihinde ilk kez ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditlerin başında iç anlaşmazlıklar yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Herzog, geçen günlerde Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan röportajında, “Mevcut krizin (yargı reformu) devletin kuruluşundan bu yana en tehlikeli, ülke tarihindeki en ciddi kriz olduğuna inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Krizin çözümü için İsrail içinde bir diyaloğun şart olduğunu savunan Herzog, “Ben kuruntu ve evham içinde yaşamıyorum. Zor, karmaşık ve üzücü… Son günlerde bunların bir kısmına şahit olduk. Ama diyalog kesinlikle mümkün. Bu nedenle, Yahudi halkımız içinde daha geniş ölçekte diyalog konusunda ısrar etmek istiyorum.” dedi.

‘Sarsıntılar devletin çöküşüne yol açacak çapta değil’

Sol yelpazede yer alan Meretz Partisinden eski milletvekili Musa Raz ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, Netanyahu hükümetinin İsrail’in liberal demokrasisindeki her şeye saldırarak göreve başladığını, liberallerin büyük kısmının da bu durumu protesto ettiğini belirtti.

Raz, “Pek çok İsrailli bağımsızlık gününü kutluyor ancak hükümet nedeniyle hayal kırıklığı yaşayanlar var. Bu kişiler, her şeyin tehlikede olduğunu düşünüyorlar. Şu an en önemli şey hükümeti protesto etmek.” dedi.

Eski milletvekili, tartışmalı yargı düzenlemesi konusunda hükümetle muhalefet arasında uzlaşıya varma ihtimali görmediğini söyledi.

Raz, hükümetin sorununun, planladığı kadar güçlü olmayan bir şeye ulaşmaya çalışması olduğunu, bunu da İsrail demokrasisinin tüm sistemini değiştirecek şekilde yaptığını ifade etti.

İç bölünmenin İsrail’de ekonomi ve güvenlik dahil hayatın her alanını etkilediğini belirten Raz, ancak bunun devletin çöküşüne yol açacak derecede olmadığını savundu.

Başbakan üzerinde güç Yüksek Mahkeme’de

Ülkede son üç aydaki protestolar, İsrail Başsavcılığının 2019’da Başbakan Netanyahu’yu rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmakla suçlamasıyla ortaya çıkan iç anlaşmazlıkların zirve noktası olarak değerlendiriliyor.

Netanyahu hakkındaki iddianame, hala Kudüs’teki İsrail Merkez Mahkemesi tarafından görülüyor.

İsrail yasalarına göre Yüksek Mahkeme resmi şekilde suçlamadığı sürece başbakanın istifa etmesi gerekmiyor. Ancak bu durum, İsrail’de 4 senede art arda 5 seçim yapılmasına yol açtı. Son seçimler, Netanyahu’yu geçen yılın son günlerinde, İsrail tarihinin “en sağcı” olarak nitelendirilen hükümetin başında yeniden iktidara taşıdı.

Nekbe: Büyük Felaket

Onlarca yıldır sürgün hayatı yaşayan milyonlarca Filistinli için zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olan “Nekbe” tam 75 yıldır dinmeyen bir acıyı ifade ediyor. Filistinliler bugüne “Büyük Felaket” anlamına gelen Nekbe ismini veriyor.

İsrail’in 14 Mayıs 1948’de tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan, hala işgal ve abluka altında bulunan ve mülteci konumunda yaşayan milyonlarca Filistinli hala topraklarına dönmenin hayalini kuruyor.

Filistinlilerin “Nekbe” ismini verdiği 15 Mayıs tarihi, Filistin ve İsrail toplumlarının zihninde taban tabana zıt şekilde algılanıyor.

1 milyona yakın Müslüman sürüldü

İsrailliler için “siyonist rejimin kuruluş” günü olan 14 Mayıs, Filistinliler için ise nüfuslarının yüzde 67’sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılması ve kültürel, sosyal dokunun yok edilmesiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı anlamına geliyor.

O tarihten bu yana nüfus artışıyla Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) kayıtlı durumda.

İsrail güçleri Nekbe’de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti ve binlerce Filistinli müslümanı şehid etti. Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi. Bu süreçte Necef Çölü (Negev) bölgesinde yaşayan Bedevi kabileler yerlerinden edildi. Ayrıca yerleşim bölgelerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedef alındı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *