Endülüs’ü her bakımdan emsallerinden farklı kılan ve onu daha ileri noktalara taşıyan hususiyetlerin başında, şüphesiz Endülüslülerin ilim, tarım ve ticaret alanlarında sergiledikleri üstün gayretleri gelmektedir. Bu sayede İspanya’da VIII-XV. yüzyıllar arasında Avrupa’nın bilinen en zengin ve en parlak medeniyeti doğup gelişmiştir.
Endülüs İslam Sanatı ve Medeniyetinin Temel Nitelikleri
Son asırda ve bugün İspanya’da veya İber Yarımadası’nda, İslâmî mirastan sadece birkaç mimarî eserden başka görünürde hemen hiçbir şey kalmamıştır dense yanlış olmaz. Mimarî eserler de hemen sadece ülkenin güney eyaleti olan Andalucia’daki Cordoba, Granada ve Sevilla gibi birkaç şehirde bulunmakta ve bunlar turistik mekân olarak kullanılmaktadır. Kurtuba Ulucamii, Elhamra Sarayı, el-Melviye (La Giralda), Caferiye Sarayı, Altın Kule, çeşitli şehirlerde bulunan “Alkazar” türü yapılar, üçbeş şehir, hamam ve kale kalıntısı. İşte, ülkenin İslâmî geçmişini günümüze taşıyan görünürdeki eserler bunlardan ibarettir. Mimaride Müslüman etkisiyle oluşmuş bir sanat geleneği olan “Müdeccen Üslubu” (Arte Mudejar) ise, eski-yeni pek çok İspanyol yapılarında kullanılmıştır. İspanyolca’da yer etmiş dört bin civarındaki Arapça kelimeyi de İslâmî geçmişten kalan miras listesinde zikretmek gerekmektedir.
Endülüs’te Maşrık-Mağrib-İber sanatlarının âhenkli bir karışımından doğan yeni bir tarz ortaya çıkmıştır. Motif, desen ve her çeşit süslemeleriyle bu sanat, İslâm sanatının en güzel örneklerinden birisidir. Müslüman ve Hıristiyan mimarlar ile sanatkârlar bu sanatı oluşturmak için birlikte çalışmışlardır. Mağribî, Bizans ve Avrupa etkileri Maşrık geleneklerine karışarak ortaya neredeyse eşsiz sentez şaheserler meydana getirmiştir.
Endülüs’ü her bakımdan emsallerinden farklı kılan ve onu daha ileri noktalara taşıyan hususiyetlerin başında, şüphesiz Endülüslülerin ilim, tarım ve ticaret alanlarında sergiledikleri üstün gayretleri gelmektedir. Bu nedenle, İspanya’da yenilenme, Barbar kavimler vasıtasıyla kuzeyden değil, Müslüman fâtihler vasıtasıyla güneyden gelmiştir. Bu gelişme, bir fetih olmanın çok daha ötesinde bir medeniyet hamlesiydi. Bu sayede İspanya’da VIII-XV. yüzyıllar arasında bütün Ortaçağ boyunca Avrupa’nın bilinen en zengin ve en parlak medeniyeti doğup gelişmiştir.
Makalenin tamamını okumak için:
THE REMAINS AND ARTIFACTS OF ANDALUSIAN-ISLAMIC CIVILIZATION IN SPAIN-I: BASIC CHARACTERISTICS OF ANDALUSIAN-ISLAMIC ART AND CIVILIZATION
Doç. Dr. Lütfi ŞEYBAN
Kaynak: International Journal of Social Science, Doi number: http://dx.doi.org/10.9761/JASSS1938
Volume 6 Issue 7, p. 1005-1018, July 2013
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *