Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, işgalci siyonist bakan Smotrich’in, Batı Şeria’daki yahudi yerleşimci terörünün hedefindeki Filistin kasabası Huvvara’ya karşı kışkırtıcı sözlerinin bir yetkiliye ‘yakışmadığı’ bildirildi.
Smotrich’in sarf ettiği “kabul edilemez, şiddete teşvik, tehlikeli” ifadelerin; tüm yasa, örf ve ahlaki değerlere aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, ayrıca söz konusu sözlerin resmi makamdaki bir yetkiliye yakışmadığı ifade edildi.
Filistin halkına yönelik kışkırtıcı eylemlerin durması gerektiği savunulan açıklamada, Filistin ve İsrail arasında sükunetin sağlanması ve iki devletli çözüme dayalı barış sürecinin yeniden başlatılmasına zemin hazırlayacak atmosfer için tek taraflı eylemlere son verme çağrısı yapıldı.
Smootrich, Huvvara’nın yeryüzünden silinmesini istiyor
İsrail’de Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin ortaklarından aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich, bir panelde yaptığı konuşmada, Yahudi yerleşimcilerin 26 Şubat’ta Nablus’un güneyindeki Huvvara beldesinde Filistinlilere karşı giriştiği toplu saldırıları destekleyerek bölgede “etnik temizlik” çağrısı yapmıştı.
Huvvara’nın “yok edilmesi” çağrısında bulunan sosyal medyadaki bir paylaşımı “neden beğendiği” sorulan Smotrich, “Çünkü Huvvara beldesinin yeryüzünden silinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence İsrail devleti bunu yapmalı. Bu, Tanrı esirgesin, vatandaşın eliyle yapılmamalı.” yanıtını vermişti.
Yahudilerin Filistinlilere karşı toplu saldırıları
İşgalci İsrail güçlerinin 22 Şubat’ta işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus’a birkaç noktadan düzenlediği baskın, bölgede gerilimi yeniden tırmandırmıştı.
Nablus’un tarihi Eski Şehir bölgesindeki bir evin etrafını kuşatan İsrail askerleri, baskını protesto eden Filistinlilere gerçek mermiyle müdahalede bulunmuş, biri çocuk, ikisi yaşlı olmak üzere 11 Filistinliyi öldürmüş, 6’sı ağır 100’den fazla kişiyi yaralamıştı.
Nablus’taki kanlı baskının ardından, 26 Şubat’ta Huvvara beldesinde düzenlenen silahlı saldırıda iki Yahudi yerleşimci öldürülmüştü.
Olayın ardından yüzlerce fanatik Yahudi, İsrail ordusunun gözetiminde Huvvara’ya baskın düzenleyerek Filistinlilere karşı toplu intikam saldırıları düzenlemişti.
Yerleşimciler, beldede onlarca ev, işyeri ve aracı kundaklamış, bazı Filistinlileri linç girişiminde bulunarak yaralamış, 1 kişiyi ise öldürmüştü.
Saldırılar uluslararası kamuoyunun yanı sıra İsrail içinde bazı kesimlerden de büyük tepki çekerken, bir grup İsrailli hukukçu, saldırılara destek veren Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile bazı aşırı sağcı milletvekilleri hakkında “savaş suçunu teşvik” ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
İsrail güçleri Batı Şeria’da Filistinli bir çocuğu öldürdü
Filistinli bir diğer çocuk da göğsüne ‘isabet eden’ kurşunla ağır şekilde yaralandı.
İşgalci İsrail güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği baskında Filistinli bir çocuk hayatını kaybetti, biri çocuk 2 Filistinli de yaralandı.
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Kalkilya’ya bağlı Azzun beldesinin doğu girişine baskın düzenledi.
Baskına tepki gösteren Filistinliler ile İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.
Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail güçlerinin saldırısında sırtından gerçek mermiyle vurulan 15 yaşındaki Muhammed Nidal Selim yaşamını yitirirken, başka bir çocuk ise göğsüne isabet eden kurşunla ağır şekilde yaralandı. İsrail güçleri Filistinli bir genci de gerçek mermiyle elinden yaraladı.
Bununla birlikte 2023’ün başından bu yana işgal altındaki topraklarda İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 68’e yükseldi.
Filistinli yetkili: İsrail güçleri, 2000’den bu yana 26 Filistinli çocuğu canlı kalkan olarak kullandı
İşgalci İsrail güçleri, dün Akabet-ü Cebr Mülteci Kampına düzenlediği baskında bir genç ile kucağındaki çocuğu canlı kalkan olarak kullanmıştı.
İsviçre merkezli Dünya Çocukları Koruma Hareketi’nin Filistin Şubesi Soruşturma Programı Müdürü Ayid Ebu Kıtayş, İsrail’in 2000 yılından bu yana Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria’da 26 çocuğu canlı kalkan olarak kullandığını belirtti.
İsrail güçlerinin, dün işgal altındaki Batı Şeria’nın güneyinde bulunan Eriha kentine bağlı Akabet-ü Cebr Mülteci Kampına düzenlediği baskın sırasında Said Muhammed Husni Şılon (18) ile kucağındaki Ahmed Nasır Şılon’u (2) canlı kalkan olarak kullanması tepkilere neden oldu.
Filistin haber ajansı WAFA’ya konuşan Ebu Kıtayş, İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği bu suçları tüm dünyanın görmesi için bu olayın küresel ölçekte gündeme getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Uluslararası hukukun bunu (canlı kalkan) savaş suçu saydığını ve İsrail Yüksek Mahkemesinin bile 2004’te bunu yasakladığını hatırlatan Ebu Kıtayş, 2000’den bu yana 26 çocuğun canlı kalkan olarak kullandığını dile getirdi.
Ebu Kıtayş, İsrail’in canlı kalkan kullanımını yasaklamasına rağmen bu ihlalin devam ettiğini, bunun da alınan kararın şekilde kaldığını gösterdiğini aktardı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler’in (BM) Filistin topraklarındaki insan hakları konusunda özel raportörü Francesca Albanese, Katar merkezli Al Jazeera kanalına yaptığı açıklamada, canlı kalkan kullanımının, İsrail güçleri arasında yaygın bir uygulama olduğunu söyledi.
Albanese, İsrail güçlerinin Akabet-ü Cebr baskınında canlı kalkan kullanmasını soruşturacağını sözlerine ekledi.
İşgalci İsrail ordu güçleri ile İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak), 1 Mart’ta Akabet-ü Cebr Mülteci Kampında bir eve baskın düzenlemişti. Baskında gerçek mermiyle ciddi şekilde yaralanan 22 yaşındaki Mahmud Cemal Hasan Hamedan hayatını kaybetmişti.
İsrail güçlerinin, baskın sırasında Husni Şılon’u kucağındaki Nasır Şılon ile birlikte yaklaşık 1 saat boyunca canlı kalkan olarak kullanması kameralara yansımıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *