Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, 17-19 Şubat’ta düzenlenecek konferansa Rusya ve İran’dan yetkililerin davet edilmediğini, 40’tan fazla devlet ve hükümet başkanının davetli olduğunu bildirdi.
Bu yıl konferansın Rus hükümetinin katılımı olmadan gerçekleşeceğini belirten Heusgen, Moskova’nın Kiev’e karşı savaşının neden olduğu “medeniyet kırılması” karşısında, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve hükümetinin propagandasına konferansta yer verilmemesi” gerektiğini ifade etti.
Rus hükümetinin yanı sıra İranlı yetkililerin de bu yıl konferansa davet edilmediğini aktaran Heusgen, hem Rusya hem de İran’dan yetkililer yerine muhalefet üyelerinin Münih’e davetli olduğunu söyledi.
Heusgen, konferansa, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda da dahil olmak üzere 40’tan fazla devlet ve hükümet başkanı ile yaklaşık 90 dışişleri ve savunma bakanının katılacağını bildirdi.
Konferansa ABD’den geniş katılım olacağını belirten Heusgen, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, sonbaharda görevden ayrılacak olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin de konferansa katılacağını kaydetti.
Heusgen, “Konferansın aralarında tartışmalar olmasını umuyorum. Üst düzey bir Amerikan delegasyonunun varlığını zaten vurguladım.” ifadelerini kullandı.
“Başarısızlıklar Batı ile derinden bağlantılı”
Bu arada, Münih Güvenlik Raporu 2023, savunma ve dış politika konularının ele alınacağı Münih Güvenlik Konferansı öncesi “Re: vision” başlığıyla yayımlandı.
Raporda, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, kurallara dayalı düzene yönelik en küstah saldırı” olarak nitelendirilirken, “Revizyonist aktörler birçok farklı yolla statükonun altını oymaya ve uluslararası düzeni değiştirmeye çalışıyor.” denildi.
“Rusya’nın Ukrayna’yı işgali daha büyük bir akımın sadece bir parçasıdır” ifadesine yer verilen raporda, Batı dünyasının ortak ararken acele etmesi konusunda uyarılarda bulunuldu.
Toplamda 176 sayfalık raporun odak noktası Rusya-Ukrayna Savaşı olurken, küresel güvenliğin, doğası gereği ekonomik refaha bağlı olduğu vurgulandı.
Afrika, Asya ve Latin Amerika’da birçok ülkenin, küresel meselelerde kendilerine uygun bir söz hakkı tanıyan, temel endişelerini yeterince ele alan “uluslararası sistemin meşruiyetine ve adaletine olan güvenini” kaybettiği belirtilen raporda, son zamanlarda Kovid-19 aşılarının edinilmesi, artan gıda fiyatları ve enerjiye erişimin de bu güven kaybını artırdığına işaret edildi.
Raporda, “Pek çok devlet için bu başarısızlıklar Batı ile derinden bağlantılıdır. Batı liderliğindeki düzenin liberal ilkeler ve gerçek çok taraflılıktan ziyade sömürgecilik sonrası egemenlik, çifte standart ve gelişmekte olan ülkelerin kaygılarının göz ardı edilmesi ile karakterize edildiğini düşünmektedirler.” denildi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gıda ve enerji fiyatlarındaki artışa yansımalarının “Küresel Güney” ülkelerine orantısız bir şekilde zarar verdiği aktarılan raporda, “Bu da Batılı devletlerin ilk başta yeterince ciddiye almadığı bir gerçektir.” ifadesi kullanıldı.
Raporda, aynı zamanda Hindistan, Türkiye veya Suudi Arabistan gibi diğer etkili devletlerin hem Ukrayna söz konusu olduğunda hem de diğer birçok politika konusunda mevcut jeopolitik açmazda bir taraftan iddialı politika izledikleri, diğer yandan kendilerini zarara uğratmamaya çalıştıkları belirtildi.
Öte yandan, Münih Güvenlik Zirvesi’nin 12 ülkede yaptığı ankete göre, Rusya, nükleer çatışma ve gıda kıtlığı en önemli endişeler arasında yer alıyor.
Konferansın geçmişi
Münih’te ilk defa 1963’te “Uluslararası Askeri Bilimler Buluşması” adıyla düzenlenen konferans, o dönemde daha çok Almanya, ABD ve NATO üyelerinden katılım olduğu için “Transatlantik Aile Buluşması” olarak adlandırılıyordu.
1994’ten sonra “Güvenlik Politikaları İçin Münih Konferansı” adıyla yapılan buluşma, 2008’de “Münih Güvenlik Konferansı” ismini aldı. İlk yıllarda 60 katılımcı ile sınırlı tutulan konferans, 1999’dan sonra Avrupa’nın doğusundaki ülkelerden, Hindistan, Japonya ve Çin’den katılımcılara da açıldı.
Konferans, 1991’de Körfez Savaşı ve 1997’de konferansın başkanlığındaki değişim hariç her yıl düzenli olarak gerçekleştirildi.
ABD adına Blinken katılacak
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Blinken’ın 16 Şubat’ta Münih Güvenlik Konferansı’na katılmak üzere Almanya’ya gideceği belirtildi. Açıklamada, konferansta Ukrayna’ya destek ve bölgesel güvenliğin yanı sıra Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği Türkiye’deki 11 ile ve Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere yapılacak yardımların da ele alınacağı kaydedildi.
Açıklamada 19 Şubat’ta Türkiye’ye geçeceği belirtilen Blinken’ın ABD’nin deprem bölgesindeki kurtarma çabalarına verdiği desteği yerinde görmek üzere önce İncirlik Hava Üssü’nü ziyaret edeceği aktarıldı. Blinken’ın daha sonra Ankara’yı ziyaret edeceği ifade edilen açıklamada, “Blinken, burada, ABD’nin yıkıcı depremlerin ardından Türkiye’ye ve Türk halkına verdiği desteğin yanı sıra değerli bir NATO müttefiki olan Türkiye ile ortaklığı daha da güçlendirmenin yollarını görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve diğer üst düzey Türk yetkililerle bir araya gelecek. Bakan Blinken ayrıca Türkiye hükümetine Suriye’nin etkilenen bölgelerine sınır ötesi yardıma verdiği destek için teşekkür edecek.” bilgisi verildi.
Blinken’ın daha sonra Atina’ya geçerek, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve ana muhalefet lideri Aleksis Çipras ile görüşeceği duyuruldu. Blinken’ın Atina’da, iki ülke arasındaki savunma işbirliği, enerji güvenliği ve demokrasiyi güçlendirme konularını görüşeceği kaydedilen açıklamada, “Bakan Blinken, 21 Şubat’ta ABD-Yunanistan Stratejik Diyaloğunun dördüncü turunu başlatacak.” ifadesi kullanıldı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *