Siyonist işgal rejiminin ırkçı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, yakında idam yasasını çıkaracaklarını belirterek, İsraillilere saldırı düzenleyen Filistinlilerin “elektrikli sandalyede” idam edilmesi gerektiğini savundu, Müslümanların evlerini yıkmaya devam edeceklerini de vurguladı!
İsrail’in Kanal 13 televizyonunun haberine göre, Ben-Gvir, başkanlığını yaptığı aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisinin toplantısında Filistinlilere yönelik tehditlerde bulundu.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te İsraillilere karşı düzenlenen saldırılara işaret eden Ben-Gvir, “Yakında idam yasasını çıkaracağız. Sivilleri katledenler elektrikli sandalyede idam edilmeliler.” dedi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’nın haberine göre ise Ben-Gvir, Filistinlilere ait evleri yıkmaya devam edeceklerini söyledi.
Filistinli faillerin mahallelerinde sokağa çıkma yasağı getirilmesini ve kapı kapı dolaşarak silahların toplanmasını istediğini dile getiren Ben-Gvir, silah taşıyan herkesi tespit etmek ve gözaltına almak için sosyal ağların taranması talimatı verdiğini ifade etti.
Ben-Gvir’in dün Doğu Kudüs’te Filistinlilere ait 14 evin yıkılması talimatı verdiği bildirilmişti.
Uluslararası toplumdan henüz Ben Gvir’in tehditlerine yönelik bir ‘açıklama’ yapılmadı.
Siyonist İsrail’in yeni şiddet sarmallı politikası
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Doğan Bekin imzası ile partinin internet sayfasında yayınlanan açıklamada, işgal rejiminin şiddet politikaları ile yeni bir macera peşinde koştukları belirtilirken, Filistinlilere yönelik ‘terörist’ kavramının Türk Dışişleri Bakanlığı yetkili ağızları tarafından yazılı resmi dille ifade edilmesi ise eleştirildi.
Bekin’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Benjamin Netanyahu hükümetinin şiddeti önceleyen politikaları nedeniyle son bir ay içerisinde 32 masum Filistinlinin öldürülmesi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni yerleşim alanları oluşturulması ve Filistinlileri, kendi toprakları üzerinde dar bir alanda sıkıştırıp izole etmeye yönelik hedef genişletme hamlesi olarak görmek gerekir düşüncesindeyiz.
İşgalci İsrail kabinesinde yer alan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir başta olmak üzere, sertlik yanlılarının Filistinlilere yönelik şiddet sarmalına neden olabilecekleri uzak bir ihtimal değildir.
Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil şehrinde yer alan Halil İbrahim Camii’nde gerçekleştirilen 25 Şubat 1994 tarihli saldırıda 29 Filistinliyi şehit eden ve 125’ini de yaralayan Kach aktivisti Dr.Baruch Goldstein’ın fotoğrafının yakın zamana kadar mevcut koalisyon hükümetinde yer alan Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in oturma odasının duvarında yer alması Netanyahu koalisyon hükümetinin Yahudi Savunma Birliği’nin ve Kach adlı partinin kurucusu Meir Kahane’nin Kahanist ideolojisini örnek alan Ben Gvir’in , Mescid-i Aksa’ya yönelik eylemi ve Filistinlilere yönelik şiddet politikalarını öncelemesi hiç şüphesiz işgalci Siyonist güçlerin Kahanist şiddet politikalarını teşvik edici adımlar içerisinde olacağının göstergesidir.
Aşırı sağcı ve Kahanist ideolojinin üstü örtük savunucusu konumundaki Ben Gvir’in son seçim mitinglerinde Filistinlilere yönelik “teröristlere ölüm” sloganlarının sıkça seslendirilmesinin boş bir söylemden ibaret olmadığın en bariz göstergesi son Cenin Kampı’na yönelik saldırıda iyice ortaya çıkmış oldu.
Netanyahu’nun Cenin’e yönelik operasyondan sonra işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı yerleşim alanlarını güçlendirme yolunda yeni adımlar atılacağını ifade etmesi ve keza Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yasadışı yerleşimcilere yönelik silah ruhsatı işlemlerini kolaylaştırıcı tedbirleri alması yaşanması muhtemel şiddetin tırmanmasına ve bu yolla hedeflenen yeni yerleşim alanlarının daha kolay yolla elde edilmesine yönelik olsa gerek.
Kırılgan fay hattı üzerinde yer alan Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yaşanan son şiddet eylemlerinin büyük kırılmaları da beraberinde getireceği bir gerçektir.
Siyonist İsrail’in ultra sağcı Kahanist ideolojisinden beslenen koalisyon ortaklarının Filistinlilere karşı başlattıkları şiddet politikaları ile yeni bir macera peşinde koştukları gayet açıktır. Başbakan Netanyahu, koalisyon hükümetinin üzerindeki baskıları azaltmanın en kolay yolu olarak gördüğü Batı Şeria ve Doğu Kudüs üzerinde mıknatıs etkisi yaratabilecek şiddet politikaları ihdas etme yoluna gitmesi ve Cenin Kampı’na yönelik saldırı ile Ben Gvir’in Kahanist politikalarının arkasında durduğunun işaretini ortaya koymakta olduğu görülmektedir.
Bu arada, kendi topraklarını savunmaya devam eden Filistinlilere yönelik, ‘terörist’ kavramının Türk Dışişleri Bakanlığı yetkili ağızları tarafından yazılı resmi dille ifade edilmesinin diplomatik teamüllere uymayan bir yaklaşım tarzı olduğunu da özellikle vurgulamada fayda görüyoruz. Filistin toprakları üzerinde asıl terör faaliyetlerini sürdüren ve Filistin topraklarına gayri hukuki olarak saldıran İsrail’in bu şiddet politikasını ‘terör faaliyeti’ olarak imlemekten kaçınmanın son derece düşündürücü olduğunu ifade etmek isteriz.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *