Kays Said’e yakın çevrelerden bir isim olan Salahaddin ed-Davudi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüzde 11 çıkan seçimlere katılım oranı için, “Sandığa gitmemek boykot anlamına gelmiyor” iddiasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Said’e destek veren siyasi oluşumlardan Halk Kazansın Girişimi yetkililerinden Salahaddin ed-Davudi, AA muhabirine seçimlere katılım oranındaki düşüklüğün ekonomik sebeplerden kaynaklandığını savunurken, Tekettül Partisi Başkanı Halil ez-Zaviye, bunun halkla yönetim arasında yaşanan bir kırılma olduğunu ifade etti.
Halkın erken genel seçimlerde çok açık ve net bir mesaj verdiğini kaydeden Davudi, “Düşük katılımda, zamanlama ve seçim kanunu gibi ikincil faktörlerden çok halkın genelinin yaşam standartları ve ekonomik durum belirleyici oldu.” dedi.
‘Sandığa gitmemek boykot anlamına gelmiyor’
Düşük katılımın, 25 Temmuz kararlarını boykot anlamına gelmediğini savunan Davudi, “Bu sadece bir öfke mesajıydı. Çünkü Cumhurbaşkanı Kays Said ile hükümetin söylemi; halkı, uygulanacak ekonomik ve sosyal politikalar konusunda tatmin edecek düzeyde açık ve net değildi.” diye konuştu.
Hiç kimsenin Tunusluların uğradığı psikolojik bombardımanın durdurulması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi adına bir şey yapmadığını dolayısıyla da halkın sandığa gitmediğini belirten Davudi, bunun boykot olduğu yönündeki açıklamaların gerçekle ilgisi olmadığını vurguladı.
Seçimlerin, ekonomik ve sosyal politikalarla ilgili mini bir referandum hükmünde olacağını ve hatta halkın sandığa gitmeyerek görüşünü ifade edeceğini düşündüklerini söyleyen Davudi, tüm bunlara rağmen katılımın bu kadar düşük olmasını beklemediklerini dile getirdi.
Davudi, gerek Halk Kazansın Girişimi gerekse 25 Temmuz sürecine destek veren diğer oluşumlar olsun birinci önceliğinin, Tunusluların yaşam standartlarını iyileştirmek, devlet yönetimindeki boşlukları doldurmak ve hükümette revizyona gitmek ikincisinin ise bir sonraki seçimlerde katılım oranını yükseltmek olduğunu belirtti.
‘Seçimler, yaşanan kırılmayı gösteriyor’
Tekettül Partisi Başkanı Zaviye ise “Seçimler, halkın devletin yeni politikalarını üretecek temsilcileri seçmesine olanak sağlayacak katılıma ulaşmadı ve bu halkla yönetim arasında yaşanan kırılmayı gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Meclisin, hükümete güvenoyu vermeyeceğini, onu denetlemeyeceğini ve güvenoyunu da çekemeyeceğini kaydeden Zaviye, Meclisin, Said’in yasa tasarıları lehinde oy kullanacak bir parlamento olacağını dile getirdi.
Zaviye, bugün gelinen noktada tüm otorite ve yetkilerin tek bir kişinin elinde toplandığını söyledi.
Ülkede Said karşıtı muhalefetin birlik olmasıyla ilgili de konuşan Zaviye, “Böyle bir birlik Said’in projesini başarısızlığa uğratamaz. Muhalefetin görevi, vatandaşları, Said’in projesinin kötü olduğuna ve buna alternatif olabileceğine ikna etmektir. Ama bugün muhalefet, vatandaşlar için daha iyi bir alternatif oluşturacak güçte değil.” dedi.
Zaviye, herhangi bir sistemin düşürülmesinin muhalefetin birlik olmasına değil halkın, “iktidarın değişmesi gerektiği” yönündeki farkındalığına bağlı olduğunu kaydetti.
Zaviye ayrıca Nahda Hareketi, Tunus’un Kalbi Partisi, Demokratik Akım Partisi, Özgür Anayasa Partisi, Afak Tunus Partisi gibi Tunus’ta önemli siyasi partiler ile muhaliflerin çatı oluşumu Ulusal Kurtuluş Cephesi arasında birleşmenin zor olduğunu sözlerine ekledi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *