Kur’an’ın Hayata Doğduğu Bir Ay İçinde Olmak…

Kur’an’ın Hayata Doğduğu Bir Ay İçinde Olmak…

Müslüman için hayatı algılama, anlamlandırma, ameliyeye dönüştürme işi bilfiil Kur’an’ın yol göstericiliğine ilintilidir. Ramazan ayı gelenekselleşmiş bir açlık ayı olmamalıdır. Ramazan ayı insanın kendisine fırsat verdiği bir ay olmalıdır. İnsanın kendisini salih amelle yeniden inşa ettiği bir ay olmalıdır.

Kur’an’ın indirildiği ayın içinde olmak bizlere Kur’an’ı daha fazla tefekkür etmeyi hatırlatıyor kuşkusuz. Kur’an niçin sürekli tefekkür, tefakkuh ve tezekkür edilmelidir?

İnsan, hangi düşünüş içinde olursa olsun sırtını sağlama aldığı bir nokta olmalıdır. Her ideoloji kuşkusuz kendisi için böylesi dayanaklar ihdas etmiştir. Müslüman için hayatı algılama, anlamlandırma, ameliyeye dönüştürme işi bilfiil Kur’an’ın yol göstericiliğine ilintilidir. İslam dininin kemale ermesi Kur’an’ın indirilişi ile mümkün olmuştur. İşte müslümanın hayatını sarıp sarmalayan ve onun ölümüne kadar yolunu aydınlatan kitap bir ramazan ayında insanlığa gönderilmiştir.

Ramazan ayı kimilerine göre bir eğlence ayı, kimilerine göre açların halinden anlama ayı, kimilerine göre ise şeytanların zincire vurulduğu bir aydır. Herkes kendine göre ya da beklentisine göre bu ayı anlamlandırmış. Ne var ki ne şeytanlar zincire vurulmuş, ne toklar açların halini anlamakta ne de birileri için bu ay bir eğlenceye dönüşmektedir.

İnsan kendi içindeki şeytanı zincirleyemedikçe, kendi doyumsuzluğunu dizginleyemedikçe bunların hiçbiri mümkün olmayacaktır. Kur’an işte tam bu işlerin nasıl yapılacağını öğretmektedir. Bu yüzden Kur’an’ın sürekli tefekkür edilmesi gerekmektedir. Post- post modern bir çağın içinde herşeyin aceleyle üretilip ivedilikle tüketildiği bir zamanda cinsiyetsiz, cibiliyetsiz bir toplum inşa edilmek istendiği bir zaman diliminde yaratılışı, hayatın akışını ve beraberinde ölümü bize hatırlatacak bir kitabın işlevi elbette büyük olacaktır.

Her şeyin sanallaştırıldığı, görecelileştirildiği, anlam kaybına uğratıldığı ve sonunda un ufak edilip yok edildiği zaman diliminde insanın nasıl aldatıldığını ona hatırlatacak bir kitap her daim hayat kurtarır.

İnsanın koşup da ardından yetişemediği ve kaçırdığına üzüldüğü onca hengamenin içinde ona dur soluklan, hele bir kendine gel diyecek bir kitap kuşkusuz ki çok değerlidir. İnsanın taşıdığı onca yükü üzerinden alan ve onu hayatın içinde merkep yerine koyan onca bağımlılıklardan azade kılan ve ancak taşıyabileceği kadar yükü onun omzuna koyan ve onu her daim şefkatle saran bir kitap vazgeçilmez olsa gerektir. İnsanın gözüne, bilincine, zihnine, kalbine geçirilen sanal gözlükler onu boğazına kadar bir bataklığın içinde yaşasa da onu cennetteymiş gibi gösteren o aldatıcı sanallıktan çekip alan ve ona ideolojilerin kirliliğini gösteren bir kitap elbette şükredilmeye değerdir.

Allah’ın kullarına, kendilerini tanımaları, rablerini tanımaları, kendilerini iyilikle ve ihsanla inşa etmeleri aynı zamanda kötüyü ve kötülüğü tanımaları ve ona karşı mücadele yöntemlerini öğrenmeleri için gönderilmiş olan kitabın her daim insanın görüş, duyuş ve dokunuş alanında bulunması için gönderilmiş olması bu aya isabet etmiştir.

İşte bunun içindir ki her kim bu aya erişirse yemesinden, içmesinden, uykusundan ve dahi alışageldiği zevklerinden fedakarlık yaparak soluklanacak ve hayat gidişinin ne yöne olduğunu sorgulayacaktır. Ramazan ayını bereketli kılacak olan da böylesi bir eylem olacaktır. Ramazan ayı gelenekselleşmiş bir açlık ayı olmamalıdır. Ramazan ayı insanın kendisine fırsat verdiği bir ay olmalıdır. İnsanın kendisini salih amelle yeniden inşa ettiği bir ay olmalıdır.

Sayılı gündür çabuk geçer derler ya… işte Ramazan ayı da sayılı bir gündür ve geçip gidecek. Geriye ne kalacak bize ona bakmamız lazım. Daha fazla iyilik, daha fazla bir şefkat, daha fazla bir paylaşım ve daha fazla ve daha ciddi bir kulluk bilinci… en fazla ihtiyacımız da bu değil mi? Zira ahiret yurduna vardığımızda ellerimizle takdim edeceğimiz şey maddi kazançlarımız olmayacaktır ya da meskenlerimiz, eşimiz, çocuklarımız da değil… salih amellerimizden başkası elimizden uçup gidecektir.

“Ey iman edenler iman edin…” ayetinin derinden tefekküre muhtaç olduğu bir ay içindeyiz. Kutlu olsun, bereketli olsun ve bizlere dokunsun kitabın ayetleri inşaallah…

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *