Melih Altınok: Erdoğan’a da ‘işbirlikçi siyonist’ demezsin artık!

Melih Altınok: Erdoğan’a da ‘işbirlikçi siyonist’ demezsin artık!

Siyonist cumhurbaşkanının Türkiye ziyareti üzerine İstanbul’da yapılan protestoda Cumhurbaşkanı Erdoğan için ‘Siyonist işbirlikçisi’ sloganları atılmasına tepki gösteren Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, Erdoğan’ın “One minute” çıkışıyla bugüne kadar uluslararası arenada İsrail’in yayılmacı politikalarına karşı en açık tavrı alan kişi olduğunu savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti ile Türkiye’ye gelen ve Beştepe külliyesinde ağırlanan İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un dün Türkiye’yi terk etmesine karşın tartışmalar sürüyor. Herzog protestolarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adının da anılması Sabah yazarı Altınok’un tepkisine neden oldu.

“Erdoğan’a da ‘işbirlikçi siyonist’ demezsin artık!” başlıklı yazısında Altınok, yeni diplomatik denklemde, Türkiye’nin İsrail’e karşı 13 yıllık pozisyonunda ısrarcı olmasının düşünülemeyeceğini belirterek, Doğu Akdeniz meselesinin de Türkiye-İsrail işbirliğine zorladığını savundu. Bu durum için rasyonel ifadesini kullanan Altınok, “Bu rasyonel dış politika perspektifine ideolojik gerekçelerle karşı çıkan radikal çevrelere sözüm yok. Varoluşlarının sebebi bu kavga.” ifadesini kullandı.

Eski başbakanlardan ve Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu’na da atıf yapan Altınok, Davutoğlu için Foreign Policy tarafından “ABD’nin adamı diye” açıkça yazıldığını hatırlattı. Saadet Partisi’nden gelen tepkiler için ise “yuh dedirtecek cinsten” dedi.

Melih Altınok’un yazısı şöyle:

Yitzak Herzog 14 yıl aradan sonra Türkiye’ye gelen ilk İsrail Cumhurbaşkanı oldu.
Bu gelişme, “One minute” çıkışının ardından kopan Türkiyeİsraililişkilerinin normalleşmeye başlayacağının en kararlı göstergesi.
Evet, aramızda, Filistin meselesindeki tavrımıza karşı İsrail’in PKK-YPG kozunu kullanmaktan çekinmemesi gibi yakıcı çelişkiler mevcut.
Ancak ABD’nin Afganistan’dan ve bölgeden çekilmesiyle oluşan boşlukta yeni ittifaklar kuruluyor. İsrail ve “ezeli düşmanı” görünen Arap ülkeleri peşi sıra görüşmeler yapıyor.
Böyle bir denklemde Türkiye’nin 13 yıllık pozisyonunda ısrarcı olması düşünülemezdi. Üstelik de Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımının üzerinden yeni dengeler oluşmuşken ve Türkiyeİsrail işbirliğinin önemi kendini bu kadar açık hissettirmişken…
Kaldı ki İsrail-Filistin mücadelesinde Tel Aviv’in tezlerini destekleyen ya da PKK-YPG’ye destek veren devletlerle diplomatik ilişkilerimizi askıya alacak olsak ABD ve Rusya dahil konuşabildiğimiz tek bir ülke kalmazdı.
Bu rasyonel dış politika perspektifine ideolojik gerekçelerle karşı çıkan radikal çevrelere sözüm yok. Varoluşlarının sebebi bu kavga. İsrail’deki siyonistler de yeni cumhurbaşkanlarını, “Erdoğan’ın ayağına gitti” diye saçma sapan gerekçelerle yerden yere vuruyorlar.
Ne var ki Foreign Policy’nin “ABD’nin adamı diye” açıkça yazmaktan çekinmediği Ahmet Davutoğlu‘nun “İslamcı pozlar” kesmesi, tek kelimeyle komik… Tıpkı boyunu aşan ihtirasları gibi, ceketinin üzerine geçirmeye çalıştığı “solmuş milli görüş gömleği” de kalıbına birkaç beden büyük.
Biden’ın “ılımlı muhalefet” ihalesini almak için 28 Şubatçılarla ve PKK’nın yasal kanadıyla ittifak yapan Saadet Partisi’nden gelen tepkilerse “yuh” dedirtecek cinsten.
Kulaklarıma inanamadım… Dünkü gösterilerinde attıkları sloganlarda Erdoğan’dan “Siyonist işbirlikçisi” diye bahsediyorlardı!
Efsane “One minute” çıkışıyla bugüne kadar uluslararası arenada İsrail’in yayılmacı politikalarına karşı en açık tavrı alan Erdoğan gibi simge bir isme “siyonist” iması yapacak kadar şirazesi kayanların kimlerle işbirliği içinde olduğu açık değil mi?

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *