CRI Türk’te Mehmet Kıvanç’ın hazırlayıp sunduğu Manşet programına katılan gazeteci Bercan Tutar, “Renkli devrimlerle Rusya’da rejim değişikliğine çalışan bir Atlantik sisteminden yakınan bir Rusya var. Bunda haksız da sayılmaz. Ukrayna, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) ikinci büyük ülkesiydi. Ukrayna 2004’teki renkli devrime tamamen Avrupa eksenine sokuldu.” dedi.

2007 Münih Güvenlik Konferansı’nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı konuşmanın tarihi önemde olduğunu belirten Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar, Rusya’nın Doğu Avrupa’daki güvenlik sistemine bakışını; “10 bin kilometre uzaklıktaki ABD, eski Sovyet coğrafyasını dizayn edemez. Biz bu sorunu kendi aramızda çözebiliriz şeklinde bir yaklaşımı var.” sözleriyle özetledi.

Tutar, Rusya’nın Ukrayna üzerinden kendisine cephe açılmasını kabul etmediğini söyledi: “Yeni dönemde büyük güç rekabetinin Ukrayna’nın seçilmesini kendi beka kaygısı açısından büyük bir tehlike olarak gören Rusya var ve buna ‘dur’ diyor. Bunu böyle algılamakta da pek de haksız değil. ABD’nin gerçek amacı da zaten Rusya’yı kuşatmak. Ukrayna krizi üzerinden Rusya’nın Avrupa ve Almanya ve Fransa ile gelişen ilişkilerini de baltaladı. Bu kriz sayesinde ABD, NATO’yu yeniden kendi etrafında toplayıp beş koldan Rusya’ya saldırmayı planlıyor ama askeri olarak çok yetersiz bu konuda.”

Askeri olarak ABD ve NATO’nun Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı koyacak bir yığınağı olmadığını belirten Tutar’a göre, dünyanın ve ABD’nin amacı Ukrayna’yı savunmak değil:

“ABD’nin amacı Ukrayna’yı savunma değil. Rusya’ya karşı Avrupa’yı ve NATO’yu birleştirmek. Rusya tehdidi algısıyla tekrar etrafında toplamak. Bunda da bence başarılı olamayacak. (Vladimir) Putin de ABD’nin askeri çaresizliğini gördüğü için tam zamanında harekete geçmiş durumda.”

‘Rusya, fırsatı çok iyi değerlendirdi’

“Tarihi bir fırsat yakalamış durumda” olan Rusya’nın “bunu da çok iyi değerlendirdiği” yorumunu yapan Tutar, sözlerini şöyle noktaladı:

“Yeni dünyanın ayak sesleri bunlar. Atlantik için artık yolun sonu göründü, denilebilir kendi itibarlarını kurtaracak bir anlaşmaya varamazlarsa. Eski sistem tamamen tarihe gömülmüş görünüyor. Yeni bir dünya kuruluyor; Avrasya merkezli, Çin ve Rusya’nın merkezinde yer aldığı, Türkiye’nin de siyasi kurucu iradelerinden biri olduğu.”