Fransa Büyükelçisi Joel Meyer, 3 Şubat perşembe günü Bamako’yu terk etmek zorunda kaldı. Şimdi tüm dünya, 2013’te başlayan Fransa-Mali askeri ilişkisinin son perdesini izliyor. Fransa ve AB’nin çekilmesi ile ortaya çıkacak güç boşluğunu doldurması muhetemel ülkelerin başında Rusya, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin geliyor.
Tüm dünya Ukrayna sınırındaki gerginliğe odaklanırken, Sahra Afrikasında da gerilim tırmanıyor. Mali’de Mayıs ayında darbe ile iktidara gelen rejimin seçimleri 5 yıl ertelemesi, Burkina Faso’daki darbe girişimi, AB ve Fransa’nın askeri operasyonlarına son vermeye hazırlanması, Afrika kıtasında da gerilimleri artırdı. Gözler, Türkiye ve Rusya’nın da önemli aktörlerden olduğu Mali’de, Fransa’nın çekilmesinin ardından, yeni güç dengesinin nasıl oluşacağı sorusunun yanıtında.
Mali’de Fransa’nın 2013’te başladığı Barkhane operasyonunun başından bu yana, Fransa ve Mali arasındaki ilişkiler hiç bu kadar gerilmedi. Fransa’nın Barkhane, AB’nin Takuba adını verdiği askeri güçler cihatçı teröre karşı Mali hükümetinin çağrısı üzerine bölgede görev yaparken, darbeci iktidarın Fransa büyükelçisini ülkeden kovmasıyla gerilim zirveye ulaştı. Büyükelçi Joel Meyer, 3 Şubat perşembe günü Bamako’yu terk etmek zorunda kaldı. Şimdi tüm dünya, 2013’te başlayan Fransa-Mali askeri ilişkisinin son perdesini izliyor.
Başbakan Choguel Maiga, bu hafta yeniden, Fransa’yı hedef alarak, “Mali sizin vasalınız değil. Bizi köleye çeviremezsiniz. Artık bitti” diye konuştu. Paris uzun süredir, junta rejiminin kendisiyle bir kopuşu hızla uygulamaya koyduğunu ve Mali’de daha fazla kalamayacağını görüyor. Ancak tek başına ya da hızla çekilmek de istemiyor. Barkhane güçlerini azaltmayı aylardır planlayan Fransız makamları, Gine Körfezi ülkelerine yayılan terör tehdidini gözden kaçırmadan temkinli hareket etmek istiyor.
Mali’den çekilmenin lojistik organizasyonu dahi oldukça karışık, tüm tesisler ne kadar sürede sökülecek, üsler daha sonra nereye kurulacak, bütün bu teknik soruların yanıtlarının bulunması gerekiyor. El Kaide ve IŞİD bağlantılı örgütlerin güçlendiği Mali’de olmadan operasyonlar nasıl yürütülebilir?
“Lojistik zorluk”
Askeri strateji haber sitesi “Zone militaire” Fransa’nın Mali’yi terk etmeye hazırlandığını belirterek, “Halihazırda 430 zırhlı araç da dahil olmak üzere, 700’den fazla aracın Fransa’ya geri gönderilmesi veya en azından muhtemelen Nijer’e yeniden konuşlandırılması bariz bir lojistik zorluk oluşturacaktır. Ayrıca Takuba’nın Avrupalı ortaklarının taahhüt ettiği araçları da hesaba katmak gerekecek” diyor.
Güçlerin kısmen karayolu ile kaydırılması durumunda, Mali’den ayrılan bir konvoyun, darbe girişimi yaşanan Burkina Faso’yu geçmesinin gösterdiği zorluklara da dikkat çekilen haberde, “Fransa’nın, cihatçı gruplara karşı mücadeleyi bırakmasının söz konusu olmadığı göz önüne alındığında, Paris, yerel hükümetin talep etmesi şartıyla, Gine Körfezi gibi geçici alanlara güçlerini kaydırmanın yöntemlerini tartışıyor. AB ordularının oluşturduğu Takuba birliklerine gelince, Nijer kendi topraklarında bu Avrupa gücünün varlığını, en azından şimdilik istemediğini söyledi.”
Fransız Savunma Bakanı Florence Parly, Başkent Niamey’de Cumhurbaşkanı Mohamed Bazoum ile farklı olasılıkları tartışmak üzere Nijer’e gitti. Ancak Nijer, Avrupa’nın askeri birliklerine ev sahipliği yapmak istemediğini açıkça bildirdi.
Yeni dengeler
Peki Mali’de 53 askerini yitiren Fransa ile Mali arasındaki ilişkileri bu noktaya getiren son gelişmeler nelerdi? Ve Fransa giderse, Mali ve Sahara bölgesindeki dengeler nasıl değişecek? Fransa’nın Mali’den ayrılması; Wagner güçleri ile bölgede etkin askeri varlık gösteren Rusya, ekonomik ilişkiler, drone satışı ve askeri eğitim aracılığıyla Mali’de güçlenen Türkiye ve olanları yakından izleyen ABD gibi ülkelerin pozisyonlarını nasıl etkileyecek?
Avrupa, mevcut Mali yönetimine iki nedenle kızgın, birincisi seçimlere gitmemesi, ikincisi de Rus Wagner birliklerini yardıma çağırması. Avrupalı diplomatlar, yaklaşık 1000 kadar özel Wagner milisinin Mali merkezinde olduğunu sık sık dile getiriyor. Paris, artık Mali’deki durumu hem kendisi hem de AB güçleri açısından netleştirmenin zamanının geldiğinin farkında ve Avrupa başkentleri arasında yoğun bir değerlendirme trafiği sürüyor. Masada konuşulan en ağırlıklı görüş “Mali’den tümüyle çekilmek”. Elysee diplomatları, bir kaç hafta içinde bu kararın verileceğini açıklıyor.
Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IRIS) Afrika programı sorumlusu Caroline Roussy, VOA Türkçe’ye, “Fransa’nın Mali’den çekileceğini ancak Sahara bölgesini terk etmeyeceğini” belirtiyor. Fransa’nın birliklerini Nijer gibi yakın bir ülkeye kaydırması olasılığının güçlü olduğunun altını çiziyor. Mali’nin “Fransa’nın Afganistan’ı olma riskine” dikkat çeken Roussy, “Belki de bu gelişme, Fransa’nın Mali bataklığından çıkması için önemli bir gerekçe de oluşturabilir. Bu çekilme uzun olabilir. Gao’daki askeri üs 15 hektar üzerine kurulu. Toparlanması bile zaman alacaktır. Fransa Mali’den ayrılacaktır ancak Sahra bölgesini terk edeceğini düşünmüyorum. Büyük ihtimalle, güçlerini Gine Körfezi, Nijer gibi yakın ülkelere kaydıracaktır” dedi.
Mali’de dengeleri kim değiştirdi ?
Ağustos 2020’de, “IBK” olarak bilinen Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’yı deviren darbeden sonra, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, darbecilerle görüşen ilk üst düzey dış yetkili olmuştu. Fransa, IBK’yı desteklediği için, Türkiye’nin bu girişimini çıkarlarına uymayan bir davranış olarak algıladı. Ancak zamanla, yeni hükümet ile herkes temasa geçse de, bu politika Paris ve Ankara arasında Suriye ve Akdeniz’de yaşanan gerginliğe bir yenisini ekledi. Mali’de Türkiye’nin etkin rol alması, Türk insansız hava araçları drone’larının Libya’da olduğu gibi Mali de de politik dengeleri değiştireceğinden endişe etti.
Yaz darbesinden sonra pek çok araştırmacı Türkiye’nin Sahara’daki artan etkisinin “endişe yarattığı” yolunda tespitlerde bulundu. Uluslararası Kriz Grubu tarafından 27 Temmuz’da yayınlanan bir notta, “Türkiye’nin Burkina Faso, Mali, Moritanya, Nijer ve Çad’ı kapsayan Sahra bölgesinde ne gibi emelleri var?” sorusunun yanıtı arandı. Araştırmacı Hannah Armstrong, bu notta, “Şu ana kadar Türkiye’nin bölgedeki çıkarları esas olarak ekonomik görünüyordu, ancak Ankara’nın son zamanlarda bazı başkentlerle yakınlaşması durumu değiştirebilir” tespitinde bulundu.
Kriz Grubu notunda, geçtiğimiz Nisan ayında, Ankara’nın, G5 Sahra terörle mücadele gücüne 5 milyon dolar tahsis edeceğini açıklamasının ardından, G5 ülkelerinden oluşan bir heyetin, 10 Nisan’da, Ankara’ya gittiği ve Türk savunma sektöründen ekipman edinmek amacıyla ana şirketleri gezdiğinin altı çiziliyor. Hannah Armstrong, bu ziyaretin de, “G5 Sahra ile bu tercih edilen ortak (Türkiye) arasındaki işbirliğinin pekiştirilmesinde belirleyici bir dönüm noktası oldu” analizine yer veriyor.
Rus Wagner birlikleri
Ancak Mali’deki son gelişmelerde asıl imzanın özel Rus Wagner milisleri olduğu da Avrupa’da en çok öne çıkan bilgi. Hatta konu, Ukrayna krizinde çözüm arayışları için hafta başında Moskova’ya giden Fransa Cumhurbaşkanı Emmaneul Macron ve Rus lider Vladimir Putin arasında da gündeme geldi. Putin, “Wagner milisleri özel bir şirket ve Rus hükümetiyle hiçbir ilişkisi yoktur” derken, Macron da, “Benim muhatabım Rus hükümetidir. Ve hedefimiz terörle mücadeledir” demekle yetindi.
IRIS Başkan Yardımcısı, jeopolitika uzmanı Didier Billion, Mali’deki Rus etkisinin önemine dikkat çekerek, “Wagner güçlerine bakılacak olursa bunu söyleyebiliriz. Rusya şimdi farklı bölgelerde askeri olarak da agresif bir politika izliyor. Bu politika, Türkiye için geçerli değil. Mali’de önümüzdeki dönemlerde daha doğrudan pozisyon alacak ülkeler olacak ve Türkiye de belki bunlardan birisi olacak. Ancak şu an yaşananlar için Türkiye’nin rolünden söz edemeyiz” analizini yapıyor.
“Türkiye’nin Mali’ye drone satışı nedeniyle Fransa karşıtı bir pozisyon aldığı” yorumlarını değerlendiren Billion, “Afrika’nın bir başka bölgesinde Etiyopya’da, Başbakan Abiy Ahmed ile kuzeydeki Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasındaki çatışmalarda da Türk drone’larını görüyoruz. Türkiye de Fransa gibi Abiy Ahmed’i destekliyor. Türkiye bunu bölgede daha iyi yerleşmek için yapıyor. Fransa ise her şartta istikrar kartını oynuyor. Nedenleri farklı ama her ikisi de Abiy Ahmed’i destekliyor. Mali’deki duruma gelince, daha çok Wagner askerleri ve sosyal medya üzerinden Rusya’nın yürüttüğü Fransa karşıtı kampanyadan söz ediliyor” dedi.
Billion, “Fransa’nın bir an evvel Mali’den organize bir biçimde ayrılması gerektiğini” savunuyor. Ve olayların gelişiminin yanı sıra bu gelişmelerde Fransa’nın kendi hatalarını da iyi analiz ederek ders çıkarması gerektiğini vurguluyor.
“Fransa’nın çıkarması gereken dersler”
Fransa’nın yaklaşık 5 bin askeri 2013 yılından bu yana bölgede görev yapıyor. Ancak cunta yönetimi ile Barkhane arasındaki ilişkiler artık geri dönülmez derecede kötüye gidiyor. Le Figaro savunma uzmanlarından Nicolas Barotte, “Cunta’nın kendi ordusuna artık Barkhane unsurlarıyla çalışmama talimatı verdiğini” yazıyor.
Uzmanlar Caroline Roussy ve Didier Billion, “Mali halkı ve yönetiminin Fransa’nın onlara tepeden bakmasına tahammül edemediğini, darbeye karşı çıkmak adına çürümüş yolsuz hükümetleri desteklemesinden rahatsız olduğunu ve Fransız askerlerinin ülkede belirsiz bir süre kalmasının” büyük hatalar olduğu görüşü üzerinde birleşiyor.
Rusya’nın bölgeye girişinin jeopolitik dengeleri değiştirdiğini vurgulayan Roussy, bu durumun “Paris’in çıkarlarına uymadığının” altını çiziyor. Ancak Fransa’nın yaşanan bu krizden, “Genelde Afrika ile ilişkilerini düzenlemek için önemli bir fırsat olması gerektiğini de dile getiriyor. “Rusya’nın bölgeye girişi gelinen noktanın tek nedeni değil. Fransa’nın Afrikalı liderleri küçümseyen, onlara çocuk muamelesi yapan, tepeden inmeci tavırları, yeni nesil Afrikalılar tarafından kabul edilmiyor” diyor.
Bölgede görev yapan France Television’un Afrika muhabiri Nicolas Bertrand, Bamako sokaklarındaki son durumu, “Tek bir Malili ‘Fransız askerleri ülkemizi korumak için burada kalmalı’ demiyor. 9 yıldır sürdürülen operasyonla hiçbir şeyin değişmediğini söylüyorlar. Malililer artık başka bir yöne bakmak istiyorlar. Ve Rusya’yı bir çözüm olarak görüyorlar. Tombuktu’daki Rus eğitmenler, Fransızların yerini çoktan aldı bile. 1000’den fazla Wagner milisi ise Mali’nin merkezinde” sözleriyle aktarıyor.
AB-Afrika zirvesi
Sonuçta Fransa, Menaka, Gossi ve hatta Mali’deki ana Fransız üssü olan Gao’da bulunan birliklerini, komşu ülkelere kaydırmanın yollarını arıyor. Taktik olarak da, “Kara personelinin azaltılması ve özellikle droneların kullanılmasıyla hava operasyonlarının güçlendirilmesi de, Sahel’deki terörle mücadele sistemini uyarlama arayışında.
Cunta rejiminin seçimleri ertelediğini açıklamasının ardından İsveç birliklerini çekti, rejim Danimarka’dan askerlerini çekmesini istedi. Fransa ve AB ise “organize çekilmeyi” tartışıyor. AB Dönem Başkanı Fransa, 17-18 Şubat’ta AB-Afrika zirvesini toplayarak konuyu masaya getirecek. Ardından Fransa parlamentosu 23-24 Şubat tarihlerinde Mali’deki durumu tartışacak. Ve buradaki istişarelerin ardından hem AB, hem de Fransa askerlerini Mali’den çekme planını açıklayacak. Fransa ve AB güçleri çekilince, ortaya çıkacak güç boşluğunu doldurması muhetemel ülkelerin başında Rusya, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin geliyor.
(Arzu Çakır/VOA News)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *