Siyonist devletin eski Başsavcısı Michael Benyair, “ülkesini artık bir apartheid rejimi olarak gördüğünü” ifade etti, sahadaki statükoyu “ahlaki bir iğrençlik” olarak nitelendirdi.
Benyair, İrlanda’nın “The Journal” haber sitesi için yazdığı makalede, Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütlerinin, İsrail hükümetinin işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği eylemleri “apartheid (sistemsel ayrımcılık)” olarak sınıflandırmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Eski Başsavcı olarak kariyerini İsrail’in en acil hukuki sorularını analiz ederek geçirdiğini kaydeden Benyair, İsrail’in Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ü işgalinin görev süresi boyunca ve sonrasında “temel bir ikilem” olduğunu belirtti.
Acilen düzeltilmesi gereken büyük bir adaletsizlik
Benyair, İsrail’in Filistin toprakları üzerindeki hegemonyasının “acilen düzeltilmesi gereken büyük bir adaletsizlik” olduğuna işaret ederek, “Battığı siyasi ve ahlaki derinlikler nedeniyle, büyük bir üzüntüyle ülkemin artık bir apartheid rejimi olduğu sonucuna varmak zorundayım. Uluslararası toplumun da artık bu gerçeği kabul etmesinin zamanı geldi.” ifadelerini kullandı.
İsrailli yetkililerin, 1967’den bu yana işgali “barışçıl bir çözüm bulunana kadar geçici olduğunu” iddia ederek “haklı çıkardıklarını” kaydeden Benyair, ancak üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen İsrail’in bu kontrolü bitirmeye niyetli olmadığını vurguladı.
Yahudileştirme politikasıyla, Filistinliler evlerinden çıkmaya zorlanıyor
Eski Başsavcı, işgalin “kalıcı bir gerçek” olduğunu ve başka türlü bir sonuca varmanın imkansızlığını vurgulayarak, bunun “iki farklı halkın eşit olmayan haklarla yaşadığı tek devlet gerçeğini gösterdiği” tespitinde bulundu.
İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ederek, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te uyguladığı ayrımcı yerleşim politikalara da dikkati çeken Benyair, şunları kaydetti:
“Uluslararası hukuku ihlal eden İsrail, 650 binden fazla Yahudi vatandaşını Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yerleşim birimlerinde yaşamaları için transfer etti. Bu yerleşimler, Filistin köylerini çevreleyen alanlarda, Filistin topluluklarını kasıtlı olarak birbirinden ayırarak, nihayetinde bitişik bir Filistin devleti olasılığını önlemek için kuruluyor. Doğu Kudüs’teki ayrımcı mülkiyet yasaları, devlet destekli bir şehri Yahudileştirme politikasıyla Filistinlileri evlerinden çıkmaya zorluyor.”
Filistinlilere yönelik yahudi yerleşimci şiddeti
Benyair, şöyle devam etti: “Batı Şeria’nın C Bölgesi’nde, Filistinli toplulukları topraklarından sürmek için ayrımcı planlama yasaları kullanılıyor. Bu topluluklar, yetkisiz ileri karakollardan (İsrail yasalarına göre bile yasa dışı) gelen bir yerleşimci şiddeti seliyle karşı karşıya ve şiddetin failleri ya çok az bir sonuçla karşılaşıyor ya da hiç karşılaşmıyor.”
Apartheid sisteme direniş girişimleri ve İsrail’in “terörist” yakıştırması
Benyair, Filistinli sivil toplum gruplarının “apartheid sisteme direnmeye yönelik her türlü girişiminin” İsrail tarafından yoğun bir şekilde denetlendiğinin ve “sahte bir şekilde terörist olarak adlandırıldığının” altını çizdi.
İsrail hükümetlerinin, bir Filistin devleti kurma niyetleri olmadığını açık şekilde teyit ettiğine dikkati çeken Benyair, “Başka bir halk üzerinde apartheid uygularsanız, liberal bir demokrasi olamazsınız. Bu bir çelişkidir çünkü tüm İsrail toplumu bu adaletsiz gerçekliğin suç ortağıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Eski Başsavcı, görev yaptığı sürede yasa dışı yerleşimlerin inşasında üstlendiği role ilişkin de şunları kaydetti:
“İşgal altındaki topraklardaki yasa dışı yerleşimleri İsrail hükümeti kabinesi onaylar. Yerleşimlerin genişlemesini sağlayan yol gibi altyapı inşası için Filistinlilere ait şahsi toprakların kamulaştırılmasını onaylayan da Başsavcı rolündeki bendim.”
Sahadaki statüko için “ahlaki iğrençlik” nitelemesi
Sahadaki statükoyu “ahlaki bir iğrençlik” olarak nitelendiren Benyair, uluslararası toplumun, İsrail’i sürdürmekte olduğu apartheid rejimi için sorumlu tutacak anlamlı adımlar atmakta gecikmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Benyair, makalesinde “apartheid” vurgusunu yineleyerek, “Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında, milyonlarca Filistinliyi medeni ve siyasi haklarından kalıcı olarak mahrum bırakan İsrail’dir. Bu bir İsrail apartheididir.” ifadelerini kullandı.
Af Örgütünün “apartheid” raporu
Uluslararası Af Örgütü, 1 Şubat’ta işgal altındaki Doğu Kudüs’te düzenlediği basın toplantısında, “İsrail’in Apartheid Rejimi: Filistinlilere Yönelik Irksal Ayrımcılık ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” başlığıyla hazırladığı 280 sayfalık detaylı raporunu duyurmuştu.
İsrail’in Filistinlilerin haklarını kontrol ettiği tüm bölgelerde, Filistinlilere karşı uyguladığı baskı ve tahakküm sistemine geniş detaylarıyla yer verilen araştırma raporunda, “apartheid suçunun” İsrail ve işgal altındaki Filistin toprakları ile yerinden edilerek diğer ülkelere sığınan Filistinlileri kapsayacak kadar geniş olduğu vurgulanmıştı.
Apartheid sistemi, uluslararası hukuka göre, bir ırksal grubun diğer bir ırksal grup üzerinde kurduğu kurumsallaşmış ve sistematik baskı ve tahakküm rejimi olarak tanımlanıyor. Ciddi bir insan hakları ihlali sayılan apartheid, uluslararası kamu hukukuna aykırı kabul ediliyor.
İsrail askeri bir Filistinliyi yaraladı
Beyta beldesinin karşısındaki tepede yasa dışı yerleşim birimi kurulmasını protesto eden Filistinliler, Mayıs 2021’den bu yana düzenledikleri gösterilere bu hafta da devam etti. Siyonist işgalci İsrail ordusu, gösterilere gerçek ve plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve ses bombasıyla müdahale etti. Filistinli göstericilerden bazıları, taş atarak askerleri uzaklaştırmaya çalıştı.
İsrail askerlerinin müdahalesinde 20’li yaşlarında bir Filistinli bacağından gerçek mermiyle yaralandı. Sağlık ekipleri, merminin yaralının kemiğine gelmediğini bildirdi.
İsrail askerleri gösterileri takip eden basın mensuplarına da silahlarının namusunu çevirdi, bazılarını iterek yere düşürdü.
Basın mensuplarının üzerine ses bombası atan askerlerden bazılarının Arapça küfür etmesi dikkati çekti.
‘Topraklarımızı savunuyoruz’
Gösteri alanında AA muhabirine konuşan ve isminin gizli kalmasını isteyen Filistinli bir genç, topraklarını savunmak için buraya geldiğini belirtti.
İsrail ordusundan “korkmadığını” dile getiren genç, “Askerler, uluslararası hukuka aykırı mermileri, 12-13 yaşındaki çocuklara karşı kullanıyorlar.” dedi.
İsrail güçlerinin kendisini de daha önce ayağından yaraladığını ve mermi parçasının içeride kaldığını aktaran genç, “Arkadaşlarım ya yaralı ya tutuklu ya da şehit oldular.” ifadelerini kullandı.
İsrailli aktivistler de gösterilerde
Gösterilere çevredeki Filistin köylerinin sakinlerinin yanı sıra İsrailli aktivistler de katıldı. “İşgal’in gözüne bakmak” isimli sivil toplum oluşumunun üyesi İsrailli Martin Goldberg, Arap köylerinde özel mülk niteliğindeki toprakların gasbedilerek yerlerine Yahudi yerleşim birimi yapılmasına karşı çıkmak ve Filistinlilerin yanında durmak için gösterilere katıldığını belirtti.
İsrail’deki toplumun çoğunluğu sağ görüşlü olduğu için Beyta’daki Filistinlilerin ancak uluslararası destekle taleplerine kavuşabileceğine işaret eden Goldberg, İsrail’deki diplomatik misyonlara, ABD Başkanı Joe Biden ve dünya liderlerine bu durumu anlatan mektup gönderdiklerini paylaştı.
Beyta’daki durumun Filistinliler lehine değişmesinin doğru yönde bir adım olacağını vurgulayan Goldberg, İsrail vatandaşlarına hitaben şu mesajı verdi: “(İsraillilere) Merhametli olun. Kendinizi burada, topraklarına ulaşma ve işleme becerisinden yoksun bir Filistinlinin yerine koyun. Bu, temel insan haklarının açık bir ihlali. Sadece insan olalım ve iyi yönde insanlığımızı gösterelim. Savaşta kazanan yoktur, çok kaybeden veya az kaybeden vardır. Buraya gitmeyelim.”
Beyta beldesi yerleşim yerindeki yapıların kaldırılmasını bekliyor
İşgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Beyta beldesinde yaşayan Filistinliler, Mayıs 2021’den bu yana sadece uluslararası alanda değil İsrail nezdinde de yasa dışı kabul edilen ve birkaç haftada kurulan “Evyatar” yahudi yerleşim yeri tehdidinin ortadan kaldırılması için mücadele ediyor.
Beyta’da Mayıs 2021’den bu yana düzenlenen protestolarda ikisi çocuk olmak üzere 10 Filistinli, İsrail ordusunun ateş açması sonucu şehid oldu. Gösteriler sırasında, en az 20’si gerçek mermiyle olmak üzere yüzlerce Filistinli, İsrail ordusunun müdahalesinde yaralandı.
Beyta sakini Filistinliler, zeytin ağaçlarının yer aldığı vadinin tepesindeki yasa dışı Evyatar yahudi yerleşim yerindeki yapıların kaldırılmasının talep ediyor.
İsrail askerleri Batı Şeria’daki gösterilere hafta boyu müdahale etti
Filistinliler yerleşim birimlerini protesto etmek için Batı Şeria’nın pek çok noktasında uzun zamandır düzenledikleri gösterilere bu hafta da devam etti.
Nablus’a bağlı Beyta, Beyt Decen ve Huvvara Kontrol noktası ile Kalkilya yakınlarındaki Kefr Kaddum’da ve El Halil kentinde yoğunlaşan gösterilere İsrail askerleri gerçek ve plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz ve ses bombasıyla müdahale etti.
Filistin Kızılayı Nablus Acil Durum ve İlk Yardım Müdürü Ahmed Cibril, AA muhabirine, Nablus’un güneyindeki Beyta beldesinde yaşanan çatışmalarda 2 gencin ayağından gerçek mermiyle yaralandığını, birinin hastaneye kaldırıldığını, diğerinin ise ayakta tedavi edildiğini kaydetti.
Cibril, aynı bölgedeki gösterilerde 14 Filistinlinin plastik mermiyle yaralandığını, 4 gazetecinin darbedildiğini, 56 kişinin de gazdan etkilendiğini aktardı.
Cibril, Nablus’un doğusundaki Beyt Decen köyünde biri gazeteci, 2’si ilk yardım çalışanı olmak üzere 8 kişinin plastik mermiyle yaralandığını, 40 kişinin gazdan etkilendiğini, Huvvara kontrol noktasındaki gösterilerde 3 plastik mermi yaralanması kaydedildiğini, 37 kişinin gazdan etkilendiğini belirtti.
Fetih Hareketinin Kalkilya’daki basın sözcüsü Murad Şitivi ise yaptığı açıklamada, kent yakınlarındaki Kefr Kaddum beldesindeki gösterilerde 11 Filistinlinin plastik mermiyle yaralandığını duyurdu.
Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil kentinde de görgü tanıkları, 5 Filistinlinin plastik mermiyle yaralandığı bilgisini verdi.
Batı Şeria’nın pek çok noktasında her hafta cuma günleri yasa dışı Yahudi yerleşimlerine karşı gösteriler düzenleniyor.
İsrail, Gazze’nin doğusuna gaz bombası attı
İsrail’in insansız hava aracıyla abluka altındaki Gazze kentinin doğusuna çok miktarda göz yaşartıcı gaz attığı bildirildi.
AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından aldığı bilgiye göre, İsrail’e ait bir İHA, Gazze’nin doğusunda güvenlik çitinin onlarca metre uzağında kuş avlayan kişilere yönelik göz yaşartıcı gaz attı.
İsrail’in çok sayıda gaz bombası atması üzerine avcıların bölgeden çekildiği aktarıldı.
Öte yandan aynı kaynaklar, İsrail güçlerinin Gazze açıklarında da Filistinli balıkçı teknelerine ateş açtığını ifade etti. Saldırıya ilişkin daha fazla detay paylaşılmadı.
İsrail, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi’ni 2006’dan bu yana kara, deniz ve havadan abluka altında tutuyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *