Cenin Mülteci Kampı, 2000 yılında Aksa İntifadası’nın 2. yılında siyonist İsrail askerlerinin baskınında onlarca Filistinlinin şehit olduğu olaylardan beri bir kez daha Batı Şeria’daki silahlı direnişin merkezi olma yolunda.
İşgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin Mülteci Kampı, 2000 yılında patlak veren Aksa İntifadası’nın (İkinci İntifada) ikinci yılında İsrail askerlerince gerçekleştirilen baskında onlarca Filistinlinin hayatını kaybettiği olaylardan bu yana bir kez daha Batı Şeria’daki silahlı direnişin merkezi olma ihtimaliyle gündemde.
İsrail güçlerinin girmeye çekindiği, Filistin İslami Cihad Hareketinin Batı Şeria’daki kalesi sayılan Cenin kentinde yer alan Cenin Mülteci Kampı, “Batı Şeria’daki Gazze” olarak anılıyor.
İsrail’in 1948’deki kuruluşundan sonra mülteci durumuna düşen Filistinliler için Cenin kentinde 1953’te kurulan söz konusu mülteci kampının bugünkü nüfusu 27 bine ulaşmış durumda.
Yakın zamanda 4 Filistinlinin İsrail askerleriyle girdiği çatışma sonucu hayatını kaybettiği olaylara sahne olan kamp, yapısı itibarıyla sahip olduğu koşullardan dolayı “İkinci Gazze” olarak nitelendiriliyor.
İsrail’in Gilboa Hapishanesi’nden 6 Eylül’de firar eden 6 Filistinliden 2’sinin uzun bir süre yakalanamaması üzerine gözlerin çevrildiği kampta Filistinli direnişçiler İsrail’e karşı gövde gösterisi yaparken, iki firari mahkûmun 19 Eylül gecesi yakalanmasıyla kampta tansiyon düşse de gergin bekleyiş hala sürüyor.
Filistinli iki firarinin 19 Eylül’de yakalanmasından önce İsrailliler söz konusu mahkumların burada saklandığını düşünse de kampa herhangi bir operasyon düzenleyememiş, Filistinli gruplara bağlı silahlı kişiler de kampta gece gündüz nöbet tutmuştu.
Cenin Kampı’ndaki Filistinli grupların askeri kanatları ilk kez “Ortak Operasyonlar Odası” adı altında bir oluşum kurulduğunu duyurdu. Oluşumda, Hamas, Fetih ve İslami Cihada bağlı askeri gruplar yer alıyor.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), 1953 yılında Hayfa kentine bağlı Kermel bölgesinden gelen mültecilerin barınması için Cenin belediyesi sınırları içinde Cenin Kampı’nı kurdu.
İsrail ordusu, Nisan 2002’de Cenin Mülteci Kampı’na karadan ve havadan saldırılar düzenlemişti. Cenin katliamı olarak anılan saldırılarda 10 gün içinde, çoğu sivil 63 Filistinli ile 23 İsrail askeri hayatını kaybetmişti. Mülteci kampında 455 ev de tamamen yıkılmıştı.
Silah, rakipleri birleştiriyor
Anadolu Ajansı (AA) ekibi, Cenin Mülteci Kampı’nda bağlı oldukları grupların amblemlerini taşıyan kar maskeleriyle yüzlerini gizleyen silahlı kişilerle görüştü.
Fetih ve Hamas hareketleri arasındaki siyasi bölünmeye rağmen, Cenin Kampı’ndaki direnişin silahı onları birleştirdi.
Fetih Hareketinin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayı’na ait armayı taşıyan bir Filistinli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “İsrail ile silah dışında konuşacak bir şey yok.” dedi.
Omzunda M16 tüfek ve belinde tabancası bulunan Filistinli, “Savaşmaya hazırız, geri adım atmayacağız.” ifadelerini kullandı.
El-Aksa Şehitleri Tugayı yakınında duran Hamas Hareketinin silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na ait armaları taşıyan kişiler ise açıklama yapmadı.
Genel seferberlik
İslami Cihad Hareketinin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri’ne bağlı bir Filistinli de “Kampta genel seferberlik ilan edildi. Tüm gruplar savaşmaya hazır. İsrail ordusu, kampa girmesi halinde beklemediği bir şeyle karşılaşacak.” diye konuştu.
İsrail’in muhtemel bir saldırısını püskürtmeye hazır onlarca savaşçı bulunduğunu ve Cenin Kampı’nın “İkinci Gazze” olduğunu dile getiren Filistinli, şunları kaydetti:
“Yaşları 20 ile 30 arasında değişen savaşçı gençlerin bir kısmı direnişçi ailelerden geliyor. Bazıları babasını, bazıları da kardeşini şehit verdi. Bazılarının akrabaları ise esir düşmüş durumda. İsrail ordusu, kampa girmesi halinde pişman olacak.”
Gözlemciler, Cenin Kampı’ndaki koşulların İsrail ordusunun işgal edemediği Gazze Şeridi’ndeki koşullara çok benzediğini belirtiyor.
Bölge sakinleri de İsrail’in henüz açıklama yapmamasına rağmen kampa askeri operasyon başlatmasını bekliyor.
Cenin Kampı’ndaki gergin atmosfer
İsrail’in kuzeyindeki yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi’nden tünel kazarak firar edenlerden 6 Filistinliden 4’ünün yakalanmasının ardından Cenin Kampı sakinleri gösteriler düzenlemiş, Cenin’in yakınlarındaki İsrail’e bağlı Celme askeri kontrol noktasına taş ve molotofkokteyli atmıştı.
Filistinli 6 tutuklunun hapisten kaçmasından önce de İsrail’in 16 Ağustos’ta Cenin Kampı’na düzenlediği baskında 4 kişi hayatını kaybetmişti. Bu olaydan itibaren kampta, herhangi bir müdahaleyi püskürtmek için bir “öfke ve teyakkuz” halinin hakim olduğu ifade ediliyor.
Firar ettikten sonra yakalan Filistinlilerden Zekeriya ez-Zubeydi’nin sorgu sırasında işkenceye maruz kaldığına ilişkin haberlerin kamptaki gerginliği daha da tırmandırdığı belirtiliyor.
İsrail tehdidi
Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Cenin ya da Gazze Şeridi’ne yönelik askeri operasyon düzenlenmesinin uzak bir ihtimal olmadığını ifade etmişti.
Kochavi, İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği demeçte, planların yürürlükte olduğunu, olayların tekrarlaması halinde ihtiyaç duydukları sıklıkta operasyon düzenleyeceklerini kaydetmişti.
İsrail Genelkurmay Başkanı, “Cenin kentinden ya da Cenin Mülteci Kampı’ndan düzenlenen saldırıların boyutunun artması halinde bu bölgede bir temizleme operasyonu yapılmasının kaçınılmaz olabileceğini” söylemişti.
Ne olmuştu?
Filistinli 6 tutuklunun 6 Eylül’de İsrail’in kuzeyindeki yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi’nden tünel kazarak firar etmesinin yankıları, İsrail ve Filistin kamuoyunda hala sürüyor.
Firari Filistinlilerden Fetih Hareketinin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayı üyesi Zekeriya ez-Zubeydi ile İslami Cihad Hareketi mensubu Muhammed Kasım Arıda, Yakub Mahmud Kadri ve Mahmud Abdullah Arıda 10-11 Eylül tarihlerinde, diğer iki Filistinli Eyhem Fuad Kemamci ve Munadil Yakub Nufeyat da 19 Eylül’de İsrail güçlerince yakalanmıştı.
İsrail’de 6 Eylül sabahı gerçekleşen firarla dünya gündeminde yer edinen 6 Filistinliden 4’ü müebbet hapse mahkûm, 2’si hakkında ise kesinleşmiş bir hüküm yok.
Filistin Esir Cemiyetinin verilerine göre, 6 Eylül 2021 itibarıyla, İsrail hapishanelerinde 520’si “idari tutuklu” olmak üzere yaklaşık 4 bin 650 Filistinli bulunuyor. Bunlardan yaklaşık 200’ü çocuklardan oluşuyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *