Cumhurbaşkanı Alpha Conde’ye karşı 5 Eylül’de yapılan askeri darbe ülkede tarihin tekerrür ettiğini gösterirken, birçok açıdan da ilkleri barındırıyor. 12,7 milyon nüfusa sahip, yüzde 85’i müslüman bir ülke olan Gine, Fransa’dan bağımsızlığını 1958’de kazanmıştı.
5 Nisan 2017’de Gine Cumhurbaşkanlığı Sarayı Sekoutoureya’da Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile röportaj yaptığımda dört yıl sonra olacakları tahmin etmek mümkün değildi. Gine’de geçirdiğim 15 günde Conde’nin yanı sıra hükümetin çeşitli aktörlerinden balık pazarında günde 2 dolara çalışan kadınlara kadar birçok kişiyle röportaj yapma ve onlara nasıl bir Gine hayal ettiklerini sorma imkânım oldu. Umutsuz görünen Gine halkı, Conde’nin verdiği sözleri tutmadığından şikâyet ediyordu. Bu sözlerin başında elektrik sorunu geliyordu. Conde, 2015’te ülkenin en büyük hidroelektrik santralini açsa da nüfusun ancak yüzde 40’ı elektriğe ulaşabiliyordu.
Conde’nin yaratmak istediği Gine ile gerçekte olan birbirinden ışık yılı kadar uzaktı. Görev süresi üç yıl sonra bitecek olan Conde, devrilmesine zemin hazırlayacak çok ciddi bir manevra yaptı ve üçüncü dönemine devam etmek için referandumla anayasayı değiştirdi.
50 yıllık mücadelenin ardından gelen iktidar
Ülkenin batısındaki Boke kentinde 4 Mart 1938’de doğan Conde, eğitimini Sorbonne Üniversitesinde tamamladı. Siyasete öğrencilik yıllarında ilgi duymaya başlayan Conde, 1951’de kurulan ve Fransız sömürgesi Afrika ülkelerinin bağımsızlığını savunan Fransa’daki Afrikalı Öğrenciler Federasyonunun (FEANF) 1963’te yöneticiliğine seçildi. Bir yandan FEANF bünyesinde çeşitli faaliyetler yürüten Conde diğer yandan da yaz tatillerinde ülkesine dönerek siyasi çevrelerle temas kuruyordu.
Conde, Fransa’da lise yıllarında benimsediği panafrikanizm idealinden bir daha ayrılmadı. Çalkantılı siyasi yaşamında ölüm cezasına çarptırıldı, sürgüne yollandı, hapse atılan Conde 2010’da ülkedeki ilk ‘demokratik güç değişimiyle’ seçildiğinde 73 yaşındaydı. Cumhurbaşkanlığına oturması neredeyse 50 yıllık bir mücadele sonunda gerçekleşti. Fransa’dan bağımsızlığını kazandığı 1958’den bu yana askeri darbelerden ve geçiş hükümetlerinin pençesinden kurtulamayan Gine’de artık ‘demokrasi rüzgârı’ esecekti. Ancak o rüzgâr 2019’da aniden şiddetli bir fırtınaya dönüştü.
Tarihin 19 yıl sonra tekerrürü
Alpha Conde’nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sonrasında Eylül 2019’da ABD’deki Gine diasporasıyla yaptığı görüşmedeki açıklamaları ülke gündeminde adeta bomba etkisi yarattı. “Yakında bir anayasa değişikliği referandumuna hazırlanın,” ifadelerini kullanan Conde’nin üçüncü kez cumhurbaşkanı olma arzusu bir pazar sabahı, 5 Eylül 2021’de darbeyle sonuçlandı. Ancak ilginç olan, her yönüyle kendisini ülkesinin bağımsızlığına adayan bu liderin, amansızca eleştirdiği seleflerine bu kadar hızla benzemesiydi.
Conde, darbeyle başa gelen General Lansana Conte’nin, 2001’de anayasayı değiştirerek 2003’te üçüncü kez cumhurbaşkanı olmasına şiddetle karşı çıkan isimlerin başındaydı. Conte’nin üçüncü dönemine devam etmek adına anayasayı değiştirmesini eleştiren Conde için tarih, 19 yıl sonra ironik şekilde tekerrür etti. Kendisine yöneltilen tüm tepki ve eleştirilere, geniş çaplı sokak olaylarına rağmen Conde, Ekim 2020’de yeniden seçilerek, üçüncü kez başa geldi.
Darbe Conde’nin en güvendiği isimden geldi
Gazeteci François Soudan’ın kaleme aldığı Conde ile söyleşilerden oluşan ve 2020’de basılan “Afrika için bir vizyon” başlıklı kitapta yer alan bilgilere göre Conde, orduya çok güvendiğini ve artık silahlı kuvvetlerin milli bir kimlik kazandığına dikkat çekiyordu.
Conde, uluslararası basına verdiği röportajlarda da Gine’de artık darbe ihtimalinin olmadığının altını çizerek, ordunun sadakatinden övgüyle bahsediyordu. Hatta, “Beni silahla öldürebilirler belki ama asla deviremezler,” diyecek kadar da silahlı kuvvetlerden emindi. Oysa ihanet ordunun içinde en çok güvendiği, kendisinin özellikle yetiştirdiği bir askerden geldi.
Alpha Conde’nin 2018’de oluşturduğu Özel Kuvvetler Birliklerinin (GFS) başına getirilen Mamady Doumbouya, bu görevinden önce Conde’nin isteğiyle Paris Harp Okulunda eğitim aldı. Fransız Yabancı Lejyonunda uzun yıllar görev yapan ve Fransız vatandaşı olan Doumbouya, 15 yıllık askeri kariyerinde Afganistan, Fildişi Sahili ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde çeşitli operasyonlara katıldı. İlk kez 2018’de Gine’nin bağımsızlığının 60’ıncı yıl dönümü kutlamalarında kamuoyu karşısına çıkan Doumbouya, Conde’nin güvenini giderek daha fazla kazanmaya başladı. Bugün 41 yaşında olan bu genç asker, aynı dönemde Savunma Bakanı Mohamed Diane’de ise bazı soru işaretlerine neden odu.
Doumbouya, 2020’de seçim öncesi GFS’nin şehir dışındaki bir askeri üsse taşınması fikrine şiddetle karşı çıktı ve Conde’yi seçim sürecinde tehlike altında olabileceğine inandırdı.
Normalde şehir dışında konuşlanması gereken özel kuvvetlerin, Cumhurbaşkanlığı Sarayına bir kilometre mesafede bulunması da darbenin bu kadar kolay ve çabuk yapılmasında önemli rol oynadı. Savunma Bakanı Diane’nin Conde’yi Doumbouya’ya karşı sık sık uyarmaya çalıştığı ancak Conde’nin istihbarattan gelen bazı notları dahi görmezden geldiği ise darbenin ardından basına yansıdı.
Conde’nin Doumbouya’yı kendisinin yetiştirdiği, ona özel eğitim aldırdığını söyleyerek, eleştirileri yersiz bulduğu biliniyor. Etnik kökenin siyasette önemli olduğu Gine’de, Doumbouya ile Conde’nin aynı etnik kökene sahip olması da Conde’de daha fazla güven oluşturdu.
Darbe bildirisinde devlet televizyonu “out”, sosyal ağlar “in”
5 Eylül Pazar sabahı Cumhurbaşkanlığı Sarayı etrafında silah sesleri duyulduğuna ilişkin haberler yayılmaya başladığında Twitter’a Conde’nin alıkonulduğuna ilişkin bir fotoğraf düştü.
Oldukça bitkin görünen Conde, gömleğinin 2-3 düğmesi açılmış, önünde askerlerle, umursamaz şekilde koltukta oturuyordu. İlk etapta inanılması güç olan bu kare, bir anda darbenin seyrini değiştirdi. Akabinde yine Twitter’a güneş gözlüklü, kırmızı bereli bir askerin darbe bildirisi okuduğu bir video düştü. Bu kişi Mamady Doumbouya idi ve artık darbe gerçekleşmişti. Darbeciler, devlet televizyonuna ilk fotoğrafın paylaşılmasından yaklaşık iki saat sonra gitti ve Twitter’da paylaşılan videodaki bildirinin aynısını okudu.
Bir askeri darbede sosyal medya ilk kez böyle hayati bir rol oynadı. Conde’nin yakın dostu da olan Fransız gazeteci François Soudan, Jeune Afrique dergisinde darbenin arka planına ilişkin kaleme aldığı makalede bunun stratejik bir hamle olduğunu yazdı.
Soudan’a göre, Savunma Bakanı Diane ile ordu içinde Conde’ye sadık bir grup asker direnişe geçmeye hazırlanırken bu karelerin sosyal medyada hızla yayılması iktidarın gardını düşürdü. Kimse darbeye o karelerden sonra direnç göstermedi.
Jerry Rawlings’ten alıntı
Doumbouya, bildiride, ülkedeki kötü gidişat nedeniyle yönetime el koyduklarını ve Ulusal Birlik ve Kalkınma Komitesini (CNRD) kurduklarını duyurdu. Konuşmasında, Gana’nın efsanevi lideri ve darbeyle başa gelen Jerry Rawlings’ten de alıntı yapan Doumbaya’nın, “Eğer halk, kendi elitleri tarafından ezilirse, halka özgürlüklerini geri vermek ordunun görevidir,” ifadesi dikkati çekti. Doumbaya darbeden iki gün sonra ise “@PresidentCNRD” ismiyle Twitter’da hesap açtı. Gine’nin yerel dilde “kadın” anlamına gelmesine atfen ilk olarak “Gine güzel bir kadın gibi. Artık ona tecavüz etmemize gerek yok, onu sevmeliyiz,” paylaşımında bulundu. Ancak gelen tepkiler nedeniyle bu paylaşımını kısa sürede sildi.
Şimdilik sokaklarda alkışlarla karşılanan Doumbaya’nın, alıntı yaptığı Rawlings gibi darbeyle gelmesine rağmen halk desteği kazanıp kazanamayacağını ise zaman gösterecek.
Bölge liderlerine üçüncü dönem mesajı
Bütün bunların yanı sıra Gine’de ilk ‘demokratik güç değişiminin’ yaşandığı 2010’dan bu yana gerçekleşen ilk askeri darbe, bölgede üçüncü dönem adaylık konusunda ısrarcı liderlere de bir uyarı niteliği taşıyor. Zira Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara da anayasadaki iki dönem kısıtlamasına rağmen Ekim 2020’de üçüncü dönemine seçilmiş ve bu kararı tıpkı Gine’deki gibi tepkiyle karşılanmıştı.
Açıkça ifade etmese de Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall’in de 2024 seçimlerinde üçüncü dönemine aday olmak istediği biliniyor. Senegal basınında Conde’nin devrilmesinden sonra çıkan haberlerde de Senegal’in de bu darbeden ders çıkarması gerektiğine dikkat çekiliyor.
ECOWAS ve Afrika Birliği gibi bölgesel kuruluşlar, Mali’de 9 ayda iki kez yaşanan darbeden hareketle askerin, yönetimde beklenenden daha uzun kalabileceğinden endişe ediyor. En kısa sürede bir geçiş hükümetinin kurulması ilk öncelikler arasında yer alırken ülkedeki yönetim değişimi dünya piyasalarında da hareketliliğe neden oldu.
Dünyanın en büyük ikinci boksit üreticisi olan Gine’de darbenin ardından yaşanan arz endişeleri nedeniyle Londra Metal Borsası’nda (LME) alüminyum ton başına 3 bin dolara çıkarak, 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Askeri cunta, darbe sonrasında maden işletmelerine dokunmayacağını açıklasa da piyasadaki arz endişesinin önüne geçilemedi. Gine’nin alüminyum üretiminde kullanılan boksitin en önemli ikinci tedarikçisi konumunda yer aldığını not etmek gerekiyor.
Fatma Esma Arslan/AA
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *