Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Diyarbakır’da yaptığı ziyaretlerin ilk durağı Dicle Üniversitesi oldu. Burada Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç’u makamında ziyaret eden Başkan Erbaş, misafirperverliğinden dolayı Karakoç’a teşekkür etti.

Diyarbakır Ulu Cami’de düzenlenen ‘hafızlık yarışması’ finaline de katılan Erbaş, camide yaptığı konuşmada ise, yaklaşık 14 asır önce, ahlaki erdemlerden uzaklaşan, güçlünün zayıfı ezdiği, merhametin kaybolduğu bir cahiliye toplumunun varlığının bilindiğini, Allah’ın o toplumun içinden bir elçi seçerek, o elçiye son kitabı göndermesiyle dünyanın en güzel toplumunun inşa edildiğini anlattı.

Kur’an-ı Kerim sayesinde kısa bir zamanda cahiliye toplumundan büyük bir devlet, hukuk, medeniyet inşa eden bir dönüşümün yaşandığına işaret eden Erbaş, o toplumu değiştiren en temel unsurun Kur’an-ı Kerim ve onu tebliğ eden Peygamber olduğunu vurguladı.

Erbaş, Kur’an’ın insanı ve inanan topluluklarını yücelten bir kitap olduğuna dikkati çekerek, Allah’ın nice kavimleri, nice milletleri bu kitapla yücelttiğini bildirdi. Bu kitabı dikkate almayan, onun hayat veren ilkelerine tavır alan toplulukların nice talihsizliklere uğradığını belirten Erbaş şöyle dedi:

“Günümüze kadar müminler Kur’an-ı Kerim’i anlama ve onu hayat rehberi edinme gayretiyle nice güzel hizmetler yapmışlardır. Milletimizin büyük medeniyetler kurmasında, zor zamanlardan çıkmasında, istiklal mücadelesi dönemlerinde en büyük imkan ve motivasyonu inandığı kitap Kur’an-ı Kerim olmuştur. Bugün de devasa sorunlarla boğuşan dünyamızın hangi meselesini çözmek istersek, mutlaka Kuran’ın mesajlarını gündeme almak zorundayız. Çünkü Kur’an-ı Kerim bir hidayet rehberidir ve en doğru yola ileten bir kitaptır. Hepimizin Kuran’a karşı 5 büyük sorumluluğumuz var. Eğer bu sorumluluklarımızı hakkıyla ifa edersek Kur’an bize dünyada izzet, itibar ve kudret kazandıracak, ahirette bizi bahtiyar olanlardan kılacaktır. Bunlardan birincisi Kuran’a hakkıyla iman etmek. İkincisi onu en güzel şekilde okumayı öğrenmek ve her daim okumak. Üçüncü olarak Kur’an-ı Kerim’in hayat veren ilkelerini, mesajını en doğru şekilde anlamak. Dördüncüsü onu bir hayat kitabı haline getirmek, yaşamak, davranışlarımıza ölçü yapmak. Beşincisi onun merhamet, adalet, ahlak yüklü hayat teklifini bütün dünyaya sunmak.”

Erbaş yarışmada dereceye giren hafızların olduğunu belirterek onları tebrik etti ve şunları söyledi:

“Önemli bir gayretin neticesinde bu başarıyı kazandıkları için Allah onlardan razı olsun. Ancak şu önemli hususu hatırlamamız lazım. Kur’an-ı Kerim’i okuma, ezberleme, anlama, yaşama çabasının ve yarışmasının kaybedeni yoktur. Herkes inancı, samimiyeti ve niyetine göre kazanmıştır. Kur’an-ı Kerim konusunda en kazançlı olan ise ahirette belli olacaktır. Onu en içten okuyan, en iyi yaşayan, ilkelerine en sıkı sarılan en bahtiyar olan kimse olacaktır.”