Yusuf Ziya Cömert, Karar’daki yazısında, Sezgin Baran Korkmaz olayını ve ABD ile ilişkisini özetlerken sözü sonunda ‘cemiyetin durumu’na bağladı!
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarında sözü edilmesinin ardından ABD’nin tutuklanması için Avusturya hükümetine başvurduğu ve böylece gözaltına alınan Sezgin Baran Korkmaz konusu bugün Karar yazarlarından Yusuf Ziya Cömert’in yazısına da konu oldu.
Cömert yazısında şunları anlattı:
Ayakkabı boyacılığından başlamış CIA ile iş tutmaya kadar işi ilerletmiş.
Nasıl başardı diye etrafa bakındım, neler var neler.
Hoşuma giden şeyler de okudum.
Pazar yerini kapatıyormuş.
Pazarcılara tezgahlarındaki sebzenin meyvenin parasını ödüyormuş.
Diyelim ki 200 bin lira.
O gün pazarcılar, halkın istediği şeyleri bedava veriyormuş.
Böyle bir iyiliği helal parayla yapsanız çok sevap kazanırsınız!
Zaman zaman bakkalların veresiye defterlerini de ödeyip gariban vatandaşın borçlarını sildiriyormuş.
Bazı varlıklı insanlar vardır. Zırnık koklatmazlar. Öyle biri değil yani. Eli açık.
Bizim siyasetçiler iki güzelliği bir araya cem eden adamları çok seviyorlar.
İki güzellik?
Hem parası bol, hem eli açık.
Hele karışık işler yapmaya yatkınsa, daha da çok seviyorlar.
Sadece siyasiler mi?
Bazı bürokratlar. Bazı gazeteciler.
Hatırlasanıza Rıza Sarraf’la poz veren zevatı.
Hayırsever iş adamı. Niye yanına dikilip poz vermeyesin?
Sezgin Baran Korkmaz’ı da çok sevmişler.
Tabii o da onları sevmiş, öyle anlaşılıyor.
Yani, Baran Korkmaz’ı sevenler cemiyeti kurulsa üye sıkıntısı çekmez.
Çekmez-di.
Şimdi çeker.
Şimdi kaçan kaçana.
Okuduklarımdan anladığım şu.
Jacob ve Isiah Kingston kardeşler biyodizel yakıt üretmek için bir şirket kuruyorlar. İsimleri Yahudiye benziyor. Ama babaları bir Mormon tarikatının lideri. Kendileri de Mormon.
Daha sonra Ermeni asıllı Levon Termendzhyan’la ortak oluyorlar. Termendzhyan’ın çok sayıda benzin istasyonu var.
Tencere yuvarlanmış, kapağını bilmiş diyebilirsiniz. Ürettiğin yakıtı benzin istasyonunda satarsın.
Yanılırsınız.
Çünkü tencerenin kapağı, ileride Sezgin Baran Korkmaz olacak.
Bunlar, çevreye zararsız yakıt üretiyoruz diye ABD devletinden teşvik alıyorlar. Halbuki Çin’den, Hindistan’dan aldıkları ucuz biyodizel yakıtları -her halde önemli bir kısmını Termendzhyan’ın istasyonlarından- satıyorlar.
Aldıkları teşvik 500 milyon dolar civarında.
Bu parayı aklamak da mesele.
İngilizcede ‘aklama’ya ‘laundry’ (çamaşır için kullandıkları yıkama tabiri) diyorlar. Çok hoş. Yıkama!
Yıkama işlemi için SBK USA şirketi devreye giriyor.
SBK, paraları Türkiye’de temizliyor.
Adam muhtemelen o yüzden Türkiye’de cömert davranıyor.
Kirli paranın tamamını temizlemezsin. Bir kısmı tortu olarak kalır.
Ne olur o tortu?
Vergi olur, rüşvet olur, pazarlama, tanıtım olur. Otelde ağırlama olur.
Siyasetçileri, bürokratları, gazetecileri sevme ve sevdirme faaliyeti olur.
Bedavadan para. Bir kısmını feda edersin, ne olacak!
Anlatılanlara bakılırsa adam ABD’de de piyasa yapmış.
Rahip Brunson’un serbest bırakılması sürecinde CIA mensupları ile Türk etkililer arasında temaslar kurmuş.
Sezgin Baran Korkmaz ABD’nin isteği üzerine Avusturya’da yakalandı.
Fakat Avusturyalı yetkililerden ABD’ye değil, Türkiye’ye iade edilmesini istemiş.
ABD’ye iade edilirse ABD yargısıyla uzlaşmaya gitse bile 20-30 yıl ceza alabilirmiş.
Adamın Türkiye’de cezası az.
Sedat Peker pandoranın kutusunu açmasaydı… Hele de bizdeki acar televizyoncuların arabuluculuk çabaları sonuç verseydi… Belki yatmasına gerek kalmadan kurtulacaktı.
ABD’ye iade edilirse bir sürü can sıkıcı bilgi açığa çıkacak.
Ayrıca, ikinci bir Rıza Sarraf hikayemiz olacak.
Siyasetçilerin, gazetecilerin, bürokratların isimleri ortalığa saçılacak.
Belki bu yüzden Türkiye ‘bize iade edin’ diye müracaat etti.
Bütün bu kıssaların bir hissesi de şu:
Cemiyetimiz ne kadar bozuk!
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *