Katılımın son derece düşük kaldığı, 24 milyondan fazla kayıtlı seçmenden yüzde 30,2’sinin oy kullandı erken seçimlerde sonuçlar, Cumhurbaşkanı Tebbun’a, kurulacak hükümet için birçok seçenek sundu!
Cezayir’deki erken parlamento seçimlerinin kesinleşmeyen sonuçları, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun‘a kurulacak hükümet için birçok seçenek sunarken, “uzlaşı hükümeti” seçeneğinin en ağır basan ihtimal olduğu ifade ediliyor.
Cezayir’de seçimleri yöneten Bağımsız Ulusal Seçim İdaresi (ANİE) Başkanı Muhammed Şerfi, 15 Haziran’da yaptığı açıklamada, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (UKC), 407 sandalyeli Meclisin yüzde 25,79’una tekabül eden 105 sandalyeyi aldığını ve seçimlerin galibi olduğunu açıklamıştı.
Bağımsızların parlamentoda yüzde 19,16 oranla 78, İslami eğilimli Barış Toplumu Hareketi’nin yüzde 15,72 oranla 64, Demokratik Ulusal Birlik (RND) partisinin ise yüzde 14 oranla 57 sandalye kazandığını belirten Şerfi, Mustakbel Cephesi’nin 48, Ulusal Bina Hareketi’nin de 40 sandalye kazandığını belirtmişti.
Şerfi, geri kalan 15 sandalyenin de diğer küçük partiler arasında birer veya ikişer şeklinde dağıldığını aktarmıştı.
Anayasa ne diyor?
Seçimlerle ilgili açıklanan sonuçlar, parlamentoda yüzde 50+1 çoğunluğa (204 sandalye) ulaşarak hükümeti kurmak için Mecliste en az 3 ortaklı bir koalisyonun gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Hükümetin kurulması, Kasım 2020’de değiştirilen Anayasa’ya göre, Meclise hakim olan çoğunluğun durumuna bağlı.
Anayasa’nın 103. maddesine göre, milletvekili seçimlerinde cumhurbaşkanını destekleyenlerin çoğunluğu elde etmesi halinde hükümeti cumhurbaşkanı kurar ve cumhurbaşkanı “yetkileri hükümetin çalışmalarını koordine etmekle sınırlı olan” bir başbakan atar.
Cumhurbaşkanını destekleyen çoğunluk, Meclisteki milletvekili sayısının en az yüzde 50+1’ini karşılayan ve cumhurbaşkanının programını kabul eden veya destekleyen bir parlamento bloku anlamına gelir.
Anayasa’nın aynı maddesine göre, seçimleri muhalefet partilerinin oluşturduğu blokun kazanması halinde ise hükümete tam yetki sahibi başbakan başkanlık eder.
Başta anayasa değişikliği taslağı olmak üzere Cumhurbaşkanı Tebbun’un tüm siyasi girişimlerini destekleyen UKC, RND, Mustakbel Cephesi ve Ulusal Bina Hareketi’nin pozisyonları göz önüne alındığında, parlamentonun cumhurbaşkanını destekleyen bir çoğunluğa tanık olacağı ortaya çıkıyor.
En büyük blok Tebbun’un elinde
UKC Genel Sekreteri Ebul Fadl Baci, dün düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Tebbun’un belirleyeceği çoğunluk hükümetini desteklemeye hazır olduklarını belirtti.
Baci, “Programımız Cumhurbaşkanı Tebbun’un programına yakın ve dolayısıyla kendimizi Tebbun’un belirleyeceği çoğunluk hükümetinin içinde görüyoruz.” diye konuştu.
‘Rejime muhalif’ hareket de hükümete katılabilir
Yönetimdeki rejime 2012’den beri muhalif olan İslami eğilimli Barış Toplumu Hareketi, seçimlerde yüzde 15,72 oranla 64 milletvekili çıkararak, bağımsız milletvekillerinin oluşturduğu bloktan sonra 3’üncü sırada yer aldı.
Barış Toplumu Hareketi Başkanı Abdurrazzak Mukri, 16 Haziran’da yaptığı açıklamada, şartların uygun olması ve yeni kurulacak hükümetin siyasi vizyonunun partinin genel görüşlerine uyması durumunda uzlaşı hükümetine dahil olabileceklerini söyledi.
Koalisyonda yer almak konusunda gelen teklifleri değerlendireceklerini ifade eden Mukri, “Ülkeye hizmet etmek için stratejik ve iyi bir diyalog mu olacak göreceğiz.” dedi.
Koşulların uyması ve yeni kurulacak hükümetin siyasi vizyonunun partinin genel görüşlerine uyması durumunda uzlaşı hükümetine dahil olabileceklerini vurgulayan Mukri, bunun için kapıyı aralık bıraktıklarını kaydetti.
Hükümeti kurmak için 3 senaryo
Siyasi analist Rıdvan Buheydel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçimde ortaya çıkan çoğunluğun cumhurbaşkanını destekliyor olmasının hükümeti kurma yetkisini Cumhurbaşkanı Tebbun’a verdiğini söyledi. Buheydel, Meclisteki çoğunluğun cumhurbaşkanını desteklemesinin ayrıca Tebbun’a hükümeti kurma konusunda birçok seçenek de sunduğunu belirtti.
Siyasi analist Buheydel, şöyle devam etti: “Mevcut tablo, hükümeti kurması için Cumhurbaşkanı Tebbun’a birçok partiden oluşan uzlaşı hükümeti, Mecliste kendisini destekleyen çoğunluktan oluşan hükümet ve bağımsız milletvekillerini de içeren teknokrat hükümet olmak üzere üç seçenek sunuyor.”
Buheydel, ülkedeki özel koşullar göz önüne alındığında kurumsal istikrarı sağlamak için yürütmenin karar alma sürecine katılım çemberini genişletme ihtiyacı doğduğunu ve dolayısıyla uzlaşı hükümeti kurulmasının beklendiğini dile getirdi.
Seçimlere katılım oranı
Cezayir‘deki erken parlamento seçimlerinde oylamaya katılımın çok düşük olduğu açık bir şekilde görüldü ve bu da çok sayıda adayın seçmenin güvenini kazanmada başarısız olduğunu ortaya koydu. Milletvekili seçimlerinde 902 bin 865’i yurt dışında olmak üzere 24 milyon 425 bin 174 seçmen oy kullanma hakkına sahipti.
Cezayir resmi televizyonunun, seçimleri yöneten Bağımsız Ulusal Seçim İdaresinden (ANIE) aktardığı haberde, ülke geneli ve yurt dışındaki 24 milyondan fazla kayıtlı seçmenden yüzde 30,2’sinin sandığa giderek oy kullandığı duyurulmuştu.
ANIE’nin verileri, ülkede çoğunluğun sandığa gitmeyerek “çekimser kalmayı” tercih ettiğini gösteriyor. Bunun yüzde 37,09 katılımla gerçekleşen 2017’deki seçimlerin ardından ülke tarihindeki “rekor” sayılabilecek en düşük katılımlı genel seçim olduğu belirtiliyor.
Sandık boykot edildi
Resmi sonuçlar, Cezayirli seçmenlerin çoğunluğunun sandığı bir kez daha boykot etmeyi tercih ettiğini doğruladı. 2017 seçimlerinde oy kullanan seçmenlerin oranının yüzde 37 ile sınırlı kalması, seçimleri boykot edenlerin “sessiz çoğunluk” olarak nitelendirilmesi sonucunu doğurdu.
Siyasi partilerden çok sayıda aday çıkarılması, bağımsız listeler bulunması ve aday sayısının yaklaşık 23 bine ulaşması da katılım oranının yükseltilmesi için yeterli olmadı. Gösterilerin sonuç getireceğini düşünen bazı aktivistler, herhangi bir seçimin mevcut siyasi sistemin devamı olduğuna inanıyor.
Tebbun, katılımın, meşruiyet için önemli olmadığını söylemişti
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, başkent Cezayir’de oy kullandıktan sonra yaptığı açıklamada, “katılım oranının, sandıktan çıkan ve yasama gücünü alanların meşruiyeti kadar önemli olmadığını” belirtmişti.
Cezayir Cumhurbaşkanı, katılım oranını artırma çabasında olmadığını ilk kez dile getirmiyor. Tebbun, daha önce de yerel basına “Oy kullanmak isteyen kullanır, boykot etmek isteyen de başkalarını boykota zorlamamak şartıyla bunu yapabilir.” açıklamasında bulunmuştu.
Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Tebbun’un bakış açısının, seçimlerin başarısı için yüksek katılım oranını bir kriter olarak gören Abdulaziz Buteflika rejimindeki yetkililerden farklı olduğunu ifade ediyor.
Boykot nedenleri
Siyasi aktivist Hassan Necib, seçmenlerin oy kullanma isteksizliğinin, bazı adayların ve parti liderlerinin “güven” ve “politik performans” faktörü ile bağlantılı olduğunu söyledi. İster bağımsız, ister herhangi bir parti üyesi olsun adaylar ile vatandaş arasında güven yokluğunun devam ettiğinin çok net bir şekilde ortaya çıktığını kaydeden Necib, eski rejimin adamları olduğuna inanılan bazı adayların açıklamalarının seçmeni olumsuz etkilediğini ve değişimin henüz çok uzak olduğu izlenimi verdiğini vurguladı.
Necib, “Cumhurbaşkanı Tebbun’un gerçek kurumsal değişimi gerçekleştirme konusundaki niyetinden hiç şüphem yok. Seçmenlerin sandığa gitmesini sağlamak, eski partilerin eski uygulamaları ve eski rejime bağlı eski yüzlerin ortadan kaldırılması ile bağlantılı olabilir.” dedi. Necib, “Cumhurbaşkanı Tebbun’un programı doğrultusunda yeni bir siyasi harita inşa etmek, eski rejime bağlı kişilerin siyaset sahnesinden kalıcı olarak kaybolması ile bağlantılıdır.” diye konuştu.
Siyasi aktivist Şekib Kuveydiri de seçimlerde oy kullanma oranının düşük olmasının farklı sebepleri olduğunu belirtti. Kuveydiri, “Oy kullanmada isteksizlik; kayıtsızlık ve umutsuzluktur ancak boykot bir tavırdır. Sandığa gitmemek, değişim umudunun kaybolması ile birlikte ülkemizde 30 yıldır derinleşen psikolojik bir durum ve sosyal bir olgudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Son seçimlerde kaydedilen isteksizliğin, mevcut durumun bir sonucu değil 1989’da siyasi çoğulculuğun kabul edilmesinden bu yana ülkedeki tüm parlamento seçimlerini karakterize eden bir davranış olduğunu kaydeden Kuveydiri, Aralık 1991 seçimlerinde sandığa gitmeyenlerin oranının yüzde 40’ı geçtiğini, boş oy kullananların da yüzde 8’i bulduğunu hatırlattı.
2012’de katılım en yüksek düzeye ulaşmıştı
Cezayir’de 2017’de gerçekleştirilen parlamento seçimlerine katılım oranı yüzde 37,7, 2012’de yüzde 44,38, 2007’de yüzde 36,95 olarak kayıtlara geçmişti.
Muhalefet ise İçişleri Bakanlığının gözetiminde yapılan bu seçimlerin katılım oranlarına şüpheyle yaklaşmış ve abartılı bulmuştu.
Cezayir’de 12 Haziran’da yapılan genel seçimleri 105 sandalye ile Ulusal Kurtuluş Cephesi kazanmıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *