Ortadoğu’da İhvan karşıtı rejimlerle iş birliğine giden İsrail ve İran’ın Orta Asya ve Kafkaslarda nüfuzunun yayılmasını engellemeye çalışan Azerbaycan arasında ideolojik yönden de benzerlik bulunuyor.
Oğul Tuna / Independent Türkçe
Türkiye’de kamuoyu 44 gün süren İkinci Karabağ savaşından bu yana “kardeşimiz” dediği Azerbaycan’ı; tarihini, diplomatik geleneğini, kültürünü yeniden keşfediyor. Bu keşif sürecinin en şaşırtıcı kısmı, muhtemelen, Azerbaycan ve İsrail arasındaki ilişkilerin derinliği oldu.
Halbuki Ermeni ırkçılarını Azerbaycan ve Türkiye bayraklarıyla beraber İsrail bayrağı yakmaya itecek denli yakın olan ilişkiler 1990’lı yıllara -ve daha da geriye- uzanıyor.
İsrail, Türkiye’den bir buçuk ay sonra, 25 Aralık 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ikinci ülke olmuştu.
Kudüs’te 2021 Ramazanının sonunda patlak veren çatışmalarda Azerbaycan’ın suskunluğu Türkiye’de farklı mahfillerin tepkisini çekse de uzmanlar açısından durum şaşırtıcı değil.
Filistin Yönetiminin Ermeni Soykırımı iddialarına desteğinden Bakü ile Tel Aviv arasındaki güvenlik ve ticaret ilişkilerine farklı boyutlar sunulsa da bütün bunların gerisinde tarihî bağlar ve ortak jeopolitik kaygılar yer alıyor.
Rusya’nın çekincelerine ve İran’ın tekrar eden uyarılarına rağmen ikili ilişkilerin güçleneceği bir tablo karşımıza çıkmakta.
Kırmızı Kasaba’dan Kaliforniya’ya Azerbaycan Yahudileri
Azerbaycan, Güney Kafkasya’da en çok ve Batı Asya’da Türkiye’den sonra en kalabalık Yahudi nüfusa sahip ülke.
Kafkasların bu köşesinde 7 sinagog, 2 ortaokul, kolej ve 3 Yahudi anaokulu var ve Yahudilerin çoğunluğu Kuba rayonunda bulunan Kırmızı Kasaba’da (Krasnaya Sloboda). Kırmızı Kasaba’nın bir başka özelliği de İsrail ve ABD dışında en yoğun Yahudi yerleşimine sahip bölge olması.
Azerbaycan Yahudileri; Dağ Yahudileri (kendi adlandırmalarıyla “Cuhur”), Aşkenazlar ve Gürcü Yahudileri olarak üç gruba ayrılmakta.
Dağ Yahudilerinin Pers İmparatorluğundan bu yana, Aşkenazların 1832 itibariyle ve Bakü’de, Gürcü Yahudilerinin ise 18’inci yüzyıldan beri Azerbaycan’da yaşadığı düşünülüyor.
Toplam nüfus hakkında mutabakat olmasa da 15 binden 30 bine farklı görüşler söz konusu.
Özellikle 2010’lu yıllarda “multikulturalizm” (çokkültürlülük) politikasına ağırlık veren Aliyev yönetimi için Azerbaycan Yahudileri hem İsrail ile arada köprü niteliği taşıyor hem de ABD’de Azerbaycan’ın menfaatleri için mücadele veren bir grup olarak ortaya çıkıyor.
Bunlardan en ünlüsü de Bakü Dağ Yahudileri Dini Topluluğu lideri Milih Yevdayev. Kaliforniya’da çıkan “Jewish Journal”e Karabağ meselesi ve çokkültürlülük konularında makaleler yazan ve kitapçıklar yayımlayan Yevdayev, “Bizi Azerbaycan’dan ayırmak mümkün değildir. Çünkü dünyanın neresinde olursak olalım Azerbaycanlıyız… Biz Yahudiler Azerbaycan’da uzun asırlar boyunca yaşadık, yaşıyoruz; bizim evladımız ve torunlarımız da yaşayacak” diyor.
Yevdayev İkinci Karabağ Savaşı’ndan günler önce, 18 Eylül 2020’de verdiği bir röportajda da “Hiçbir kuvvet Azerbaycan-İsrail dostluğuna engel olamaz” demişti.
İsrail ile ilişkilerin farklı boyutları
Karabağ’da elde edilen zaferde İsrail’in rolü, kutlama konvoyları ve törenleri düzenleyen Azerbaycanlıların elindeki İsrail bayrağı ile tescillenmişti.
Daha 1992 gibi erken bir dönemde İsrail’in Azerbaycan’a silah transfer ettiği iddia edilmişti. Stokholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre Azerbaycan’a 2011-2020 yılları arasında yapılan silah satışının yüzde 26.,6’sı İsrail’dendi (Karşılaştırmak için: Silah satışının yüzde 60,1’i Rusya ve yüzde 2,9’u Türkiye’den).
İsrail’in toplam silah satışının yüzde 17’sinin ise Azerbaycan’a yöneldiği düşünülüyor. Fakat ilişkiler sadece askeri teknolojiden ibaret ve son on yılın eseri değil.
Azerbaycan’ın en çok ihracat yaptığı üçüncü ülke İsrail ki (1,33 milyar ABD doları) bunun arkasındaki başlıca sebep, İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 40’ını buradan karşılaması.
Buna mukabil İsrail, Azerbaycan’ı başlıca ihracat partnerleri arasına ekleyemese de yine SIPRI’ye göre 2016-2020 yılları arasında Azerbaycan’ın silah alımının yüzde 69’unu karşıladığı belirtiliyor.
Ticaret açısından bir başka önemli gelişme Nisan 2017’de iki ülkenin çifte vergilendirmeyi kaldırmasıydı. Öte yandan Mayıs 2021’de Azerbaycanlı yetkililer İsrail ile ekonomik işbirliğinin artırılacağını ve karşılıklı anlaşmaların çoğalacağını belirtmiştir.
İsrail’in Azerbaycan’daki etkisine dair bir başka önemli veri ise ülkede faal olan Habad (Chabad) okulları. Hasidizmin bir kolu olan Habad, İsrail diplomasisinin etkin bir kolunu oluşturuyor ve Bakü, Kuba ve Sumgayıt’ta üç okulu yönetiyor.
Bakü’deki Habad Ohr Avner Okulu, Binyamin Netanyahu’nun 2016’daki ziyaretinde İsrail Başbakanını ağırlamıştı.
Habad’ların sabık ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner ile üniversite yıllarından gelen ilişkisi ve Vaşington ile Kremlin arasında yakın temas kurmayı sağladığı biliniyor.
Rus oligarşisinin derinliklerine kadar uzanan Habad etkisini Azerbaycan üzerinde de görmek bu sebepel anlamlı.
Netanyahu’nun ziyareti demişken… Baba Aliyev döneminde de oğul Aliyev iktidarında da başbakanlık makamıda bulunan Netanyahu 1997’de ve 2016’da Bakü’ye geldi.
Azerbaycanlıların bir başka misafiri Şimon Peres (2009)’ti. Bakü’yle beraber Tiflis’le de mekik diplomasisi geliştiren Sovyetler Birliği doğumlu dönemin Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın 2010-2014 arasında üç defa ülkeyi ziyaret ettiğini görüyoruz.
Bütün bu ziyaretlerin ardından diplomatik heyetler ikili ilişkilerin geliştiğine dair önemli mesajlar vermiş ve dostluk ilişkisi kutsanmıştı.
Azerbaycan ve İsrail arasındaki yakınlaşma ABD gibi üçüncü bir aktör ile ilişkileri düzenlerken Ermenistan’ın aşırı tepkilerine yol açmakta ve hassas söylemlere sebep olmakta.
ABD ile yakınlaşmaya da yön veren bu görüşmelerin bir meyvesi Amerikan Yahudi Komitesi Başkanı John Shapiro’nun Ocak 2017’deki Bakü ziyaretiydi.
Diplomasi hem ulusal hem yerel düzeyde seyrederken Ermeni cenahta antisemitist söylemleri yükseliyor. Özellikle Ermeni lobilerinin “Azerbaycan apolojisti” diye itham ettiği Simon Wiesenthal Merkezi ve Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesini (AIPAC) bu noktada zikretmek gerekiyor.
Karabağ Savaşından sonra Ermeni ırkçılarının bayrak yakma ve sosyal medyada Hitler fotoğrafları paylaşma gibi eylemlere saptığı görülüyor.
Daha profesyonel düzeyde ise “Jerusalem Post” gibi yayınlarda İsrail, “Holokost kurbanlarının torunu olarak bir başka soykırımın kurbanı olan Ermenilere karşı Azerbaycan’a destek vermekle” suçlanıyor.
Jeopolitik hamleler
İkili ilişkiler açısından ümit verici bir perspektif sunulsa da yakınlaşmanın arkasındaki en önemli iki faktörün Rusya ve İran olduğu açık.
Öncelikle Rusya faktörünün tarihsel olarak rol oynadığını, İran’ın bugün daha büyük bir kaygı nesnesi olduğunu söylemek gerek.
Sovyetlerin yıkılışıyla beraber Rusya’ya askeri, siyasi ve ekonomik yönlerden alternatif bulmak isteyen Bakü’nün ilk temaslarından biri İsrail ileydi.
İslam dünyasını, güneyde şeriatla yönetilen komşusunu ve kuzeyindeki eski birlik üyesini kızdırmak istemeyen Azerbaycan çok dikkatli adımlar attı.
1990’lı yılların sonundan itibaren kademeli olarak gelişen ilişkilerin diğer bir ayağı da İran’a karşı birliktelik kurmaktı.
Nüfus sayımlarında tespit edilemese bile çeşitli tahminlere göre 25-30 milyon Azerbaycan Türkünün yaşadığı İran’ın devrim ihraç etmek istediği adreslerden biri olan genç Azerbaycan Cumhuriyeti için İsrail doğal bir müttefik adayıydı.
Tarihte Ermeni topluluklara çeşitli sebeplerle destek vermiş olan İran’ın karşısında İsrail ve Azerbaycan’ın çıkması, diğer iki komşu güç (Rusya ve Türkiye’yi) nezdinde henüz dengeleri bozmuş değil.
Bununla beraber 2012’den bu yana İran’ın İsrail’i Azerbaycan’da hava üssüne sahip olmakla itham ediyor. Bakü bu iddiaları defalarca reddetse de 2012’deki nükleer bilimci Mustafa Ahmedi Ruşen suikasti, 2014’teki Natanz Nükleer Tesisine saldırı ve 2020 yazında yaşanan patlamalarda Azerbaycan’ın İsrail’e üs sağladığı iddiaları tekrarlandı.
İran’ın resmî haber ajanslarının Kudüs ve Gazze’deki son gelişmelerden sonra “İsrail ile Azerbaycan’ın arasından su sızmıyor” şeklinde başlık atması da bu çerçevede değerlendirilmeli.
Güney Kafkasya’daki üçgen göz önüne alınırsa zikredilmesi gereken en taze aktör Türkiye. Amerikalı haber sitesi Axios’un Aralık 2020’de paylaştığı bir kulis bilgisi gündeme bomba gibi düşmüştü.
Aliyev’in İsrail ve Türkiye arasında arabuluculuk, hatta barıştırıcı, görevi üstlenmek istediğinden bahseden fısıltılar Azerbaycanlı bürokratlar tarafından da teyit edilmişti.
İsrail’in soğuk baktığı bu meselenin el-Aksa’da ve Şeyh Cerrah Mahallesinden gelen şiddet görüntülerine Ankara’nın yüksek perdeden verdiği tepkiden sonra tamamen rafa kalktığını düşünmek zor değil.
1993’te Bakü’ye temsilcilik açan İsrail, bugün Azerbaycan’dan 30 yıla yakın sonra gelecek eşdeğer hamleyi beklemekte. Aliyev’in şu anda acelesi yok.
Sızdırılan belgelere göre 2009’daki bir üst düzey görüşme esnasında “ilişkilerimiz buzdağına benzer, göründüğünden çok daha derindir” diyen Aliyev ve Azerbaycanlı yetkililer bir tür realpolitik izlemeye ve karar alma sürecinde akılcı ve tarafsız davranmaya çalışıyor.
Ortadoğu’da İhvan karşıtı rejimlerle iş birliğine giden İsrail ve İran’ın Orta Asya ve Kafkaslarda nüfuzunun yayılmasını engellemeye çalışan Azerbaycan arasında böylece ideolojik yönden de benzerlik bulunuyor.
Türkiye’den farklı siyasi görüşlerin farklı sebeplerle Azerbaycan-İsrail ilişkilerine gönderme yapması ve kendi ajandalarına alet etmesiyse Azerbaycan kamuoyunda olumsuz karşılık buluyor.
Komşu ülkelerden değişik sebeplerle tepkiler gelse de Bakü ve Tel Aviv ilişkilerin ilerleyişinden memnun ve yakınlaşmayı sürdürmekte kararlı.
Faydalanılan kaynaklar:
http://anl.az/down/meqale/azerbaycan/2019/iyul/666155.htm
https://jewishjournal.com/author/milikhyevdayev/
http://www.anl.az/down/meqale/azerbaycan/2016/yanvar/474659.htm
https://www.politico.com/magazine/story/2017/04/the-happy-go-lucky-jewish-group-that-connects-trump-and-putin-215007/
https://www.axios.com/azerbaijan-mediate-between-israel-turkey-erdogan-bb604eac-31d7-4dcf-b8a7-af6157328a50.html
https://www.axios.com/israel-kamikaze-drones-nagorno-karabakh-azerbaijan-d3ebfd39-2cf8-4bf6-a788-b24d80a8569f.html?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=newsletter_axiostelaviv&stream=world
https://sipri.org/commentary/topical-backgrounder/2021/arms-transfers-conflict-zones-case-nagorno-karabakh
https://tr.farsnews.ir/world/news/14000230000372
https://www.jpost.com/opinion/israel-needs-to-stop-arming-azerbaijan-opinion-664115
http://multikulturalizm.gov.az/post/1136/azerbaycanda-yehudilik.html#
https://multiculturalism.preslib.az/az_a4.html
https://www.youtube.com/watch?v=V_0nQoisojU
(Oğul Tuna: EDAM Araştırma Asistanı, Rusya ve Eski Sovyet Coğrafyası Çalışmaları, Karşılaştırmalı Siyaset)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *