İskandinavya ülkesi Danimarka, Suriye’nin başkenti Şam’ın güvenli olduğunu öne sürerek bu ülkeden kabul ettiği yaklaşık 5 bin sığınmacıyı ülkelerine geri göndermek için harekete geçti.
Danimarka Mülteci Konseyinin Aralık 2019’da, Şam ve kırsalından Danimarka’ya iltica eden 3 kadının “§7.3 Geçici Sığınmacı Statüsü Yasası”na bağlı olarak oturum izinlerini iptal etmesinin ardından süreci hızlandıran Danimarka Göç İdaresi, söz konusu yasa kapsamında iltica talepleri kabul edilerek geçici oturum izni verilen sığınmacıların izinlerini iptal etmeye ya da iptal etme amacıyla mülakata çağırmaya başladı.
Başkent Kopenhag’a yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki tarihi kent Roskilde’de yaşayan, 27 yaşındaki Şamlı Alaa Muhammed Al Ali, mülakata çağrılan Suriyelilerden biri oldu.
Al Ali, hamile olduğu için mülakat tarihinin değiştirilmesini istediğini, gebeliğini kanıtlaması için Göç İdaresinin kendisinden belgeler istediğini; söz konusu belgeleri gönderdiğini ancak bir cevap alamadığını anlattı.
Al Ali evinde konuk ettiği AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Duygularımın tarif zor. Hayatını kuruyorsun, okuyorsun, geleceğini planlıyorsun. Sonra her şey sıfır noktasına geri dönüyor. Hamileyim, ailemi terk edip geri dönmem çok zor. Tabii korku faktörü de var. Orası güvenli değil. Geri dönüp gitsem yaşamam imkansız gibi bir şey. Orada canlı kalamam, kesin ölürüm. Annem, babam ve kardeşlerim de görüşme mektubu aldı. Bakalım bilmiyorum, görüşme gününü bekliyoruz.” dedi.
Suriye’ye kesinlikle dönmek istemediğini dile getiren Al Ali, doğacak kızının güvenli, istikrarlı ve rahat bir hayatı olmasını istediğini, böyle temenni ettiğini söyledi.
Suriye’nin Hams bölgesinden olup Danimarka’da siyasi sığınmacı statüsüyle oturum izni bulunan eşini bırakıp gitmek gibi bir ihtimalinin bulunmadığını vurgulayan Al Ali, Danimarka’nın aldığı karardan vazgeçmesini umduğunu ve uluslararası kuruluşların kendilerine yardımcı olmasını istediğini kaydetti.
Al Ali, “Sınır dışı edilme kararım gelirse kızım ve ben nasıl bir hayat yaşayacağız bilmiyoruz. Almanya ya da Hollanda gibi başka bir ülkeye gidebiliriz. Hayır, Suriye’ye geri dönmek istemiyorum. Çünkü orada güvenlik yok. Orayı düşündüğümde hissettiğim şey, korku ve güvensizlik. O yüzden geri dönmeyi düşünmek imkansız benim için. Oraya gitsem hapse atılabilirim, her şey olabilir. Hiç güvenli değil.” diye konuştu.
“Rapor saptırılmış”
Danimarka’ya Ocak 2015’te gelen Alaa Muhammed Al Ali’nin kocası 34 yaşındaki Naif Awda, eşinin Suriye’ye geri gönderilme amacıyla mülakata çağrılmasına tepki gösterdi.
Doğacak ilk çocukları için hazırlık yaparken Göç İdaresi tarafından aldıkları mektupla şoke olduklarını vurgulayan Awda, “Bu karar insani bir karar değil. Onlarca kişi biliyorum görüşmeye çağrıldılar. Oturum belgeleri alındı. Başka bir ülkeye gitmek zorundalar. Yeniden bir maceraya atılmak, risk almak, sığınmak zorundalar. Sonunda ne olacak, başlarına ne gelecek bilmiyorlar. Dublin Anlaşması da var. Eşimin durumu belli. Bebek bekliyoruz. Danimarka’da bizimle benzer durumda olan yüzlerce aile var. Aslında bu gelişme öncesinde biz çok mutluyduk. Bebeğimiz için hazırlıklar yapıyorduk. Sonra birden bu mektup geldi.” dedi.
Göç İdaresi ve Göç İdaresi’nin mülteci statüsüyle verdiği kararlarda temyiz mekanizması olan Danimarka Mülteci Konseyi’nin, Şam’ın güvenli olduğu sonucuna 2018 yılında hazırlanan bir rapora göre verdiğini ve bu raporda 12 kaynaktan sadece bir kaynağın Şam’ın güvenli olduğunu söylediğine işaret eden Awda, “Danimarka Göç İdaresi tarafından yayınlanan güvenlik raporu saptırılmış, bağlamından koparılmıştır. Gösterilen kaynakların 12’sinden 11’i Şam’ın güvenli olmadığını belirtiyor. Sadece bir kaynak, Şam’ın güvenli olduğunu söylüyor. Bu kaynak da rejimin bir subayı. Diğer 11 kaynak Danimarka’nın bu kararına karşı çıkıyor.” diye konuştu.
Doğacak çocuğunun, dünyanın herhangi bir yerindeki bir çocuk gibi normal bir hayat yaşamasını istediğini vurgulayan Awda, sosyal medyada Suriye’deki rejime karşı çalışmalar yaptığını da kaydetti.
Danimarka’nın eşini sınır dışı etmesi durumunda, kendilerine saygı duyan bir ülkeye gidebileceklerini belirten Awda, “Ne ben ne de eşim Suriye’ye dönebiliriz. İmkansız bu. Burada yaşayan Suriyelilerin çoğu için de aynı durum geçerli. Onlar için de dönüş imkansız. Çünkü orada tutuklamalar var. Oraya dönüşün büyük sorumluluğu, bedeli var. Tutuklanma, büyük işkenceler görme gibi. Danimarka’da ölürüz ama oraya dönemeyiz. Suriye’de hapishanelerde işkence altında ölmektense burada ölmeyi tercih ederiz.” ifadelerini kullandı.
Suriyelileri ülkelerine geri gönderecek ilk ülke olan Danimarka, diğer ülkeler ve uluslararası insani kuruluşlardan tepki görüyor.
Danimarka’nın geri göndermek için oturumlarını yenilemediği Suriyeliler, ülkelerine gönderilmezse geri gönderme merkezlerine gönderilecek. Geri gönderme merkezlerindeki şartlar ise hapishane koşullarını aratmıyor.
Danimarka rejimi tanımıyor
Sosyal Demokrat Parti, Danimarka Suriye rejimini tanımamasına rağmen yaklaşık iki yıl önce hükümetteki sağ partilere destek vererek Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesi yönünde karar aldı.
Sosyal Demokrat Parti, özellikle aşırı sağcı Danimarka Halk Partisine kaptırdığı yaşlı seçmenini geri kazanmak için aşırı sağcı Danimarka Halk Partisinin göçmen karşıtı siyasetini kopyalıyor. Partinin bu stratejisi, iki yıl önce yapılan seçimlerde meyvesini verdi ve Mette Frederiksen liderliğindeki parti, seçimden zaferle ayrıldı.
“Geçici sığınmacı statüsü”
Danimarka’nın ilk kadın başbakanı Helle Thorning-Schmidt’in döneminde, Şubat 2015’de Suriyeliler hedeflenerek yürürlüğe konulan “§7.3 Geçici Sığınmacı Statüsü Yasası”, kişisel sığınmacı statüsü olmayan ancak ülkedeki genel durumdan dolayı iltica talebinde bulunan kişilere uygulanıyor.
Danimarka’da yaklaşık 5 bin Suriyeli’ye “§7.3 Geçici sığınmacı statüsü” verildiği belirtildi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *