Diyanet, Fransa genelindeki camilerde bu ülkede doğup büyümüş imam hatipler ve din görevlileri atayarak entegrasyonu hızlandırıyor.
Fransa‘da Müslümanları hedef alan “İslamcı ayrılıkçı” olarak bilinen yasa tasarısının kabul edilmeye hazırlanıldığı ve hükümetin Müslüman kurum ve kuruluşlara yönelik baskılarını artırdığı bir dönemde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) yaptığı çalışmalarla ülkede Türk toplumunun entegrasyonuna da öncülük ediyor.
Başkent Paris ile Bordeaux, Lyon, Strazburg ve Limoges kentleri gibi Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde faaliyetlerini yoğunlaştıran DİTİB, inşa ettiği camiler ve açılan derneklerin bünyesinde dini, kültürel çalışmalara ve sosyal etkinliklerde bulunuyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ülkedeki Müslüman toplumu hedef gösteren politikalarına rağmen DİTİB’e bağlı camiler Türkiye’den gelen tecrübeli din görevlilerinin yanı sıra Fransa’da doğmuş, ilk ve ortaöğrenimini burada tamamlamış, Türkiye’de ilahiyat fakültesinden mezun olmuş imam hatip ve Kur’an kursu öğreticileri görevlendirerek hem Türk toplumunun dini değerlerini olduğu gibi muhafazasına, hem de toplumsal entegrasyona hizmet ediyor.
DİTİB, Macron yönetiminin hazırladığı ve Fransa’daki Müslüman din görevlilerinin burada yetişmiş olması şartını getirecek ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısından çok daha önce attığı adımla entegrasyona öncülük ediyor.
Mevlana ve Yunus Emre gibi isimlerin düşünce dünyalarını tanıtan DİTİB, bu kapsamda sosyal ve kültürel programlar düzenliyor.
DİTİB, Fransa’daki yerel yönetimlerle dayanışma içinde evsizler ve diğer ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunuyor.
Ülkenin merkezindeki Limoges kentinde DİTİB bünyesindeki Yunus Emre Camisi de bir ibadet yerinin ötesinde sosyal kaynaşma ve bütünleşmeyi amaçlayan, entegrasyona hizmet eden onlarca camiden sadece biri.
Fransa’da doğup büyümüş genç imam hatipler ve din görevlileri
Yunus Emre Camisi Derneği Başkanı Mehmet Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte iki cami olduğunu, Yunus Emre Camisi’nin 1998’den bu yana hizmet verdiğini belirtti.
Caminin yanı sıra dernek bünyesinde de faaliyet gösterdiklerini anlatan Çoban, dernek lokalinde her milletten misafirleri ağırladıklarını dile getirdi.
Dernek Başkanı Çoban, camide şu anki din görevlisinin Fransa’da doğduğunu, liseye kadar Fransa’da okuduğunu, daha sonra Türkiye’de ilahiyat fakültesini bitirdiğini ve böylece Fransızca ve Türkçeyi rahat konuşabildiğini vurguladı.
Çoban, “Hedefimiz, 40-35 yaş altı gençleri camiye çekebilmek. İmamımızın yetkinliği, burada doğup büyümüş olması gençlerin ilgisini çekiyor. Cuma hutbesini Türkçe ve Fransızca okuması, gençlerden olumlu dönüş aldı.” dedi.
İmamın yanı sıra camide kadın bir Kur’an kursu öğreticisinin de görevli olduğunu ifade eden Çoban, öğreticinin de doğma büyüme Fransalı olduğunu, Türkiye’de ilahiyat eğitimi aldığını belirtti.
Fransız medyasının İslami terör yakıştırması
Çoban, sağladıkları dini eğitimin yanında dışarıya yönelik faaliyetler de yürüttüklerine işaret ederek kentteki evsiz ve oturumu olmayan kişilere yemek dağıttıklarını, özellikle ramazan ayında caddede herkese açık verdikleri iftarların yerel halkın ilgisini çektiğini söyledi.
Çoban, Fransız medyasının en ufak olaya İslami terör yakıştırması yapmasının, başlangıçta Fransız halkını camilere gitme konusunda çekingenliğe ittiğini dile getirdi.
Caminin faaliyetlerini genişletmek, daha fazla insana ulaşmak için yeni bir arazi satın aldıklarını belirten Çoban, burada gençlere yönelik çok daha fazla faaliyetler hedeflediklerini anlattı.
“Gençler, onlar gibi burada doğup büyüdüğüm için kendilerine yakın hissediyorlar”
Yunus Emre Camisi’nin Fransız vatandaşı din görevlisi Eyüp Arık, 2018’den bu yana imam hatip olarak görev yaptığını ifade etti. Arık, bu toplumda doğup büyümüş olmalarının, Fransızcanın ana dilleri olmasının gençlerle iletişimlerini kuvvetlendirdiğine işaret ederek Türk toplumuyla Bulgar, Afgan ile Cezayir, Fas dahil Afrika kökenlileri ve az sayıda da olsa Avrupalı Müslümanları da ağırladıklarını ve sürekli olarak iletişim halinde olduklarını aktardı.
Fransa’da doğup büyüdüğü için gençlerle daha iyi iletişim kurabildiğini belirten Arık, “Müslüman Fransız halkının yanı sıra İslam’a ilgi duyduğu için camiye gelenlerle daha rahat iletişim kurabiliyorum.” dedi.
Caminin kurucularından Şükrü Erçelik de 1972’de Fransa’ya gittiğini, camisiz bir yere gitmelerinin kendilerini şaşırttığını, hemen cami arayışına girdiklerini söyledi.
Uzun süre camileri olmadığını, yoğun uğraşlar sonucu 1998’de Yunus Emre Camisi’nin inşa edildiğini anlatan Erçelik, cami ve dernek lokalinin özellikle gençler için güzel imkanlar sunduğunu belirtti.
‘Yerel yönetim ve güvenlik makamları camiye olumlu bakıyor’
Erçelik, yerel yönetimin ve güvenlik makamlarının, gençlere sunduğu imkanlar dolayısıyla camiye olumlu baktıklarını dile getirdi.
Camide eğitim alan 10 yaşındaki Feiza ile 13 yaşındaki Elisa Çoban kardeşler, Kur’an-ı Kerim okumayı ve dini bilgileri öğrenmek için camiye gittiklerini söyledi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *