Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler’e göre, “Başkan Erdoğan ile MHP, İngiltere-Çin ittifakının dünyayı şekillendireceğine inanmakta. SİYASETİ de buna göre yapmakta…”
Cumartesi günü Takvim gazetesindeki köşesinde, Çin’in yeni İpek Yolu projesini konu eden Diler, kavganın özünde bunun olduğunu savundu. Dünya üzerindeki bloklaşmaya dikkat çeken Diler’e, Türkiye’deki siyasetin de bu nedenle ikiye ayrılmış olduğunu belirtti.
“Gelen aşılar, giden gelen trenler, Kanalİstanbul, Nahçivan koridoru gibi pek çok işaret TÜRKİYE’nin İPEK YOLU’nda önemli yer tuttuğunu, önemli rol üstlendiğini göstermekteydi. Türkiye TERCİHİNİ Londra-Pekin arasında arasında kurulan dünyada yaptı.” diyen Diler, “İşte bütün bu olaylar BÜYÜK SAVAŞIN küçük küçük cepheleri… Başkan Erdoğan ile MHP, İngiltere-Çin ittifakının dünyayı şekillendireceğine inanmakta. SİYASETİ de buna göre yapmakta… Karşı BLOK ise yani muhalefetin tümü ise Washington-Berlin arasında yer almakta…” dedi.
Türkiye’den Çin’e doğru yola çıkan İpek Yolu trenini de bir ‘meydan okuma’ olarak tanımlayan Ergün Diler, “Yüksek basınç” başlıklı yazısında şunları anlattı:
Konu Türkiye… Hem Washington’da hem AVRUPA başkentlerinde… Türkiye’nin Londra-Moskova-Tahran-Pekin-Doha denkleminde yer alması karşı tarafı ürkütüyor. Haliyle karşı blok da İTTİFAKLA gelmek için, yüklenmek için yol arıyor… Binlerce kez yazdım, “Önemli olan TÜRKİYE’NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ KONUMUDUR” diye… Bu konum bazen sizi Londra üzerinden ASYA-PASİFİK’e, bazen Berlin üzerinden Avrupa’ya, oradan da Washington’a bağlar. İçerideki siyaset de tam bu nedenle ikiye ayrılmıştır. İki yol, iki ekol, iki model, iki ses vardır… Ve kavganın özünde BİR KUŞAK BİR YOL projesi yani İPEK YOLU bulunmaktadır…
Açalım biraz…
Tarihler 10 Nisan 2017’yi gösterirken İngiltere’den kalkan bir tren Çin’e doğru yola çıktı. Bundan yaklaşık olarak üç ay önce de ÇİN’den gelen tren İPEK YOLU’nu İngiltere’ye taşımıştı, bağlamıştı… İlk adımdı o! Nisan 2017’de İngiltere’den kalkan tren viski, meşrubat, vitamin ve bebek bakımı ürünleri taşıyan 30 vagondan oluşuyordu. Yolculuk yaklaşık 12 bin kilometreydi. Bu mesafe üç haftada aşılacaktı. Tren, MANŞ TÜNELİ’ni aşarak Fransa’ya, oradan Belçika, Almanya, Polonya, Belarus, Rusya ve Kazakistan’dan geçti. Son durak Çin’in doğusundaki Yiwu kenti oldu. Yine 2019’da Çin’den gelen tren AVRUPA’ya TÜRKİYE üzerinden geçti. MARMARAY’ı kullanarak… 42 TIR’a eşdeğer elektronik ürün taşıyan China Railway Ekspress, toplam uzunluğu 820 metre olan 42 adet konteyner yüklü vagonla 2 kıta, 10 ülke, 2 denizi aşarak, 12 günde 11 bin 483 kilometre yol kat etti… Son istasyon PRAG oldu…
Ve dün yine İPEK YOLU sahnedeydi!
Türkiye, Çin’e BUZDOLABI dolu treni yolluyordu. Marmaray’ı kullanan tren Gürcistan-Azerbaycan-Hazar Denizi Geçişi-Kazakistan üzerinden Çin’in Xi’an şehrine ulaşacaktı. 42 konteyner ile birlikte… Toplamda 8 bin 693 kilometre yol kat edecekti… Bütün bunlar ne anlama geliyordu?
Zaten ÇİN AŞI’sı gündemin ilk sırasındaydı. 50 milyon doz aşı hazırdı. CORONAVİRÜS için yapılan savaşta en büyük destek ÇİN’den geliyordu… Gelen aşılar, giden gelen trenler, Kanalİstanbul, Nahçivan koridoru gibi pek çok işaret TÜRKİYE’nin İPEK YOLU’nda önemli yer tuttuğunu, önemli rol üstlendiğini göstermekteydi. Türkiye TERCİHİNİ Londra-Pekin arasında arasında kurulan dünyada yaptı. YENİ olan alışılmamış olan buydu! KAVGANIN nedeni de!
Türkiye tarafını belli ederken Avrupa da Amerika Birleşik Devletleri de boş durmuyor, “NE YAPABİLİZ?” sorusuna cevap arıyordu… Biden’ın gelmesiyle birlikte en çok sevinenin ALMANYA olduğu ortada. Merkel zaten saklamıyor. AVRUPA tümden ABD’nin ortağı olarak davranacak. İPEK YOLU’ndaki PAZARLIKLAR da bu hesaba dahil… Aynı şekilde ORTADOĞU-SURİYE-DOĞU AKDENİZ de… İki taraf için de oyunu bozan ya da kuran oyuncuların başında TÜRKİYE yer almakta… NET! ORTADA! AÇIK!
Bu nedenle ABD start verdi. YAPTIRIMLAR için hazırlıkları bitirdi. Tasarıda, Türkiye’ye 30 gün içinde ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’nda (CAATSA) yer alan 12 yaptırımdan en az beşinin uygulanması talep ediliyor. Yani Biden gelir gelmez Türkiye ile bir gerginlik çok yüksek ihtimal. Zaten Ankara da bunu bildiği için İPEK YOLU TRENİNİ DÜN YOLA ÇIKARDI VE MEYDAN OKUDU…
ABD adım atar da AVRUPA durur mu? Durmadı, durmayacak da… Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Türkiye’ye yönelik yaptırımların da gündemde olacağı 10 Aralık’taki Avrupa Birliği zirvesi öncesi açıklama yaparak “Kedi-fare oyunu artık sona ermeli” dedi. Michel ayrıca “Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim sonrası Türkiye, Birliğin diplomatik çabalarına rağmen Yunanistan’la tansiyonu düşürmek için adım atmadı. Bu nedenle zirvede yaptırımlar masada… Elimizdeki imkanları kullanmaya hazırız” diye de ekledi…
Düşünülen hamleler sadece Türkiye ile ilgili değildi elbette… ABD Temsilciler Meclisi Çinli şirketlerin ABD borsalarından çıkarılmasına olanak sağlayan düzenlemeyi onayladı. Yasalaşması için Beyaz Saray’a gidecek olan düzenlemenin ABD Başkanı Trump tarafından kabul edilmesi bekleniyor. Bu pencereden bakılınca New York Borsası’nda Alibaba Group, China Petroleum & Chemical Corporation, China Mobile, PetroChina Company Limited, China Life Insurance, JD.com, Inc., Pinduoduo Inc. gibi 29 şirket bulunuyor. Ve hepsi şimdi hedef!
Bununla da yetinmeyeceğe benzeyen ABD vitesi daha yükseltti… ÇİN’i doğrudan yetkili ağızdan tehdit etti… ABD Ulusal İstihbarat Direktörü John Ratcliffe sahne aldı, Pekin’i hedefe koydu: Çin, II. Dünya Savaşı’ndan itibaren demokrasi ve özgürlüğe en büyük tehdit. Çin, ABD’nin sırlarını çalarak ve piyasada ABD’li şirketlerin yerini alarak büyüdü. Pekin, ABD ile bir sürtüşmeye hazırlanıyor. Hem ekonomik hem de askeri ve teknolojik olarak dünyaya hükmetmek istiyor. Birçok kez tekrarlanan sözlerin etkisiz kalma dönemi artık bitmeli.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve FBI Başkanı Christopher Wray de aynı sözleri benzer şekilde söylemişti… Çok kez… Ratcliffe, Çin’in “Çal, taklit et ve yerini al” diye tanımladığı bir tür ekonomik casusluğa giriştiğini de ekledi. Çinli bir rüzgar türbini şirketinin ABD’de, Amerikalı rakibinden teknoloji çalmaktan suçlu bulunmasını örnek gösterdi. Daha sonra bu ürünü dünya çapında satarken, Amerikalı şirketin müşteri kaybettiği için işçi çıkarmak zorunda kaldığının da altını çizdi… FBI sık sık araştırmaları çaldıkları gerekçesiyle, Çinliler’i tutukluyor… Çin’in ayrıca, Harvard Üniversitesi Kimya Fakültesi’nin dekanına ayda 50 bin dolar ödediği ortaya çıkartıldı. Ve tabii dekan da tutuklandı…
İşte bütün bu olaylar BÜYÜK SAVAŞIN küçük küçük cepheleri… Başkan Erdoğan ile MHP, İngiltere-Çin ittifakının dünyayı şekillendireceğine inanmakta. SİYASETİ de buna göre yapmakta… Karşı BLOK ise yani muhalefetin tümü ise Washington-Berlin arasında yer almakta… MERKEL İLE BIDEN karşı tarafta olduğu için Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu ve Demirtaş da AK PARTİ-MHP ile sürtüşme halinde! Bu nedenle hepsi birden KANALİSTANBUL’a karşı çıkmakta. Bu nedenle KATAR meselesi büyütülmekte!
Eğer Amerika Birleşik Devletleri ve AVRUPA birlikte YAPTIRIM kartına başvurursa MUHALEFET vitesi daha yükseltecektir. Bu doğal ve anlaşılır bir adım. Ancak Başkan Erdoğan da İPEK YOLU için herkesin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu bilmekte… İngiltere-Çin bloku da bunun farkında. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin, ABD-AVRUPA basıncına, İngiltere-Çin-Katar desteğiyle karşı koyma eğilimini göreceğiz… Bu mücadele içeride dışarıda herkesi bir KUTUP’a atacak… Savuracak… Bu nedenledir ki Türk Silahlı Kuvvetleri de KATAR tartışmasına girmiştir… İçerisini anlamak için önce dışarıyı bilmek şart. Olay budur… Mücadele budur…
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *