Fatma Tuncer: “Ne acıdır ki insanlarımız baştan aşağı zillete batmış, hile, israf, hak ihlali ve gaflet kokan hayatları ile Roma’yı keşfedeceklerini düşünüyorlar bu mümkün olabilir mi?”
Fatma Tuncer, Milli Gazete’deki bugünkü köşesinde “Böyle olsun istememiştik” başlığı ile kaleme aldığı yazısında “muhafazakar anlayışa” eleştiriler yöneltti. Tuncer, “İslam’ın öngördüğü temel değerlerden uzaklaşan kardeşlerinize ne zaman hakkı hatırlatmaya çalışsanız size başörtülü hanımların elde ettiği özgürlükten, dindar muhafazakâr insanların ibadet hürriyetinden bahsedecek ve kendilerinden kaçmaya çalışacaklardır. Peki, ama hedef sadece bağlamından koparılmış bir başörtüsü müydü, özünden uzaklaştırılmış bir din anlayışı mıydı? Ne istedik ne olduk?” dedi.
“Kaç kişi inandım demenin ciddi bir iddia olduğunun farkına varabilmiştir acaba?” sorusunu da yönelten Tuncer, salim kafayla bir kez daha düşünmeyi tavsiye ettiği yazısında şöyle dedi:
“Siyonist-Haçlı ittifakı bizim şuursuzca taşıdığımız, hatta modaya alet ettiğimiz başörtümüzden, şuursuzca kıldığımız namazlarımızdan, şirk, faiz, zulüm ve israfa batmış hayatlarımızdan rahatsızlık duymazlar aksine memnuniyet duyar hatta desteklerler. İslam’ın öngördüğü hayat tarzından uzaklaşan, şuursuz, basiretsiz ve sömürülmeye hazır hale gelmiş Müslüman prototipi tam da bu zümrelerin istediği bir prototiptir doğru değil mi? Fakat ne acıdır ki insanlarımız baştan aşağı zillete batmış, hile, israf, hak ihlali ve gaflet kokan hayatları ile Roma’yı keşfedeceklerini düşünüyorlar bu mümkün olabilir mi? Bilmiyorum seslensek duyarlar mı, sesimizi avazımız çıktığı kadar yükseltsek tarafımıza bakarlar mı? Be kardeşim sen tam da Siyonist küresel zorbaların işine yarayacak hasletlere sahip olmuş, onların istedikleri şekilde evirip çevirebilecekleri kıvama gelmişsin farkında değil misin? Hayatına bulaştırdığın bunca kirle, bunca kokuşmuşlukla istersen başına beş kat örtü tak, istersen gözüne kadar tesettüre bürün ya da başına en ala sarıkları dola, sakalından taviz verme, başını secdeden kaldırma Allah’ın bak dediği noktadan bakmıyorsan bunların tek başına bir anlamı olabilir mi? Seni kurtarabilir mi bunlar? İstersen salim kafayla bir düşün ne dersin! Ya da ne kaybedersin!”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *