Bir diğer olgu ise Türkiye’nin Mısır’la ilişkilerini diplomatik kanallar yerine istihbarat örgütleri üzerinden yürütmesidir. Bu durumu Mısır’a mercek tutarak biraz açmak gerekiyor. Kahire’de yönetim biraz farklı. Uluslararası güvenlik analisti Kaan Kutlu Ataç’ın sorularımıza yanıtları şöyle:
– Mısır istihbaratının ülkedeki rolü nedir?
İstihbarat örgütleri, devletleri, milli çıkarlarını korumak ve geliştirmek için saldırı ve koruma sorumluluğunu yerine getirerek stratejik baskıdan korur. Ayrıca rejimin istikrarı ve devamlılığını sağlayabilmek, iç siyasi ahengin tesisi adına siyasi otoritenin karar alma mekanizmalarına destek sağlar. Mısır gibi ülkelerde güvenlik örgütlerinin geliştirdiği kültür, siyasi otoriteye bağlılık konusunda kanunun çok ötesinde liderliğin şahsına bağlılık/sadakat ön plana çıkıyor. Bu anlamda istihbarat, Mısır’da iktidarın devamını sağlayan bir rol de üstleniyor. Keza askeriye ve diğer güvenlik örgütleri de aynı saiklerle hareket ediyor.
– Mısır ordusu da aynı durumda galiba?
Geçen şubat ayında Mısır Varlık Fonu, orduyla doğrudan ilişkili Milli Hizmet Projeleri Örgütü (NSPO) ile bir işbirliği anlaşması imzaladı. NSPO, Enver Sedat döneminde ordunun kendisine yeterli hale gelmesini amaçlayan bir örgüt olarak kurulmuştu. Ordu, elindeki hizmet fazlası inşaat, gıda, tarım, mandıra ürünlerini yerel pazarda satabilecekti. Bu sistem Sisi zamanında daha da geliştirildi, ilaç ve ulaşım da kapsama alındı. NSPO, kalkınmaya yönelik projeler de yürütüyor, borsaya kota olan şirketleri var, ülke ekonomisinde en büyük itici güç konumuna gelerek yaşamın her alanında özel sektörle rekabet edebilir hale geldi. Fonun yaptığı anlaşmalar yargıdan bağımsız ve finansal denetime kapalı. Mısır ekonomisi ciddi bir darboğazda ve bunun aşılması için anlaşılan orduya da bir rol verilmiş. Sisi tüm bu faaliyetleri “milli güvenlik gerekliliği olan gizlilik” içinde mazur gören bir siyasi anlayışa sahip. Malum, “milli güvenlik” dediğiniz zaman dünyanın bütün ülkelerinde bir tabu yaratabilirsiniz.
– Mısır istihbaratının petrol ve gazdaki konumu da benzer o zaman…
Evet, bu noktada Mısır istihbaratı karşımıza çıkıyor. Açık kaynaklardaki bilgilere bakınca, Sisi iktidarının korunması ve devamlılığının sağlanması anlamında bildiğimiz standart faaliyetlerin ötesinde bir servisle karşılaşıyoruz. Ancak ordunun rolünden çok daha fazlası ve karmaşık yapısıyla uluslararası arenada. Hem ekonomik hem de dış ilişkiler anlamında Mısır için hayati bir rol üstlendiği görülüyor. 15 Ocak 2020’de İsrail ve Mısır bir açıklama yaparak Mısır’ın İsrail’den doğalgaz ithal etmeye başladığını duyurdu. Anlaşmaya göre İsrail’in Akdeniz’deki Leviathan ve Tamar sahalarından 5 yıllık dönemde 85,3 milyar metreküp doğalgazı Mısır’a satması öngörülüyordu. Burada işler biraz daha karmaşıklaşıyor. Anlaşmayı Mısır adına yapan East Gas isimli özel bir şirket. Fakat East Gas’ın, Mısır Hükümeti’nin gölge şirketlerinden birisi ve Mısır istihbaratının kontrolünde olduğu açık bir sır olarak herkes tarafından biliniyor. Açık kaynaklara göre East Gas, dolayısıyla istihbarat servisi bu gazın ithal edilmesini, Mısır’da dağıtılmasıyla oldukça yüklü bir kâr elde edecek. Bu anlaşmayla ortaya çıkan ekonomik değer Mısır’ın genel bütçesine dahil değil ve servisin üst düzey yöneticilerince paylaşılacak. Bunlar da Mısır ordusunun üst düzey generalleri aslında. East Gas, British Virgin Adaları, Lüksemburg, İsviçre ve Hollanda üzerinden faaliyet gösteriyor ve dolayısıyla vergilendirme ve Mısır hukuki sisteminde de kaçınmış oluyor.
– Türkiye ile ilgili boyutu nedir?
Türkiye ile ilgili kısmı biraz daha karmaşık hale geliyor. Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin milli çıkarlarını engelleyen bir bloklaşma içinde olduğunu, Mısır-İsrail-Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki münhasır ekonomik alanların düzenlenmesi, bölgedeki enerjinin nakli ile ilgili projeleri, Libya’daki gelişmeler de göz önüne alındığında Mısır istihbaratının dış politikadaki yeri de yap-bozda netleşiyor. Dolayısıyla Mısır ile yürütülen kapalı görüşmelerin klasik diplomatik alana kayması ve normalleşme adımları atılırken Türk müzakerecilerinin önünde çok karmaşık bir Mısır olduğunu akılda tutmak gerekiyor.
Türkiye’nin Ortadoğu’ya sırtını dönme şansı yok. Suriye’de iç savaş, Mısır’da iç bunalım yaşandığı şu dönemde, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın, “Ortadoğu’da Mısırsız savaş, Suriye’siz barış olmaz” değerlendirmesini akılda tutmakta fayda var.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *