Koronavirüsün, sağlığın insan hayatında ne kadar yaşamsal olduğunu ortaya koyduğunu belirten Dr. Okan Tanşu, koronadan sonraki dönemde özellikle mahremiyette büyük bir değişim olacağı kanısında.
Uzun yıllar İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde teknoloji ve iletişim üzerinde ders veren Dr. Okan Tanşu, 2018 yılında yayınlanan Digicrimination-Bunlar İyi Günlerimiz adlı kitabında dijitalleşmeye direnenlere, ”Kötü bir haberim var. Ya adapte olacaklar ya da yok olacaklar” diyordu.
Corona salgını, tüm dünyada gündelik hayatı değişime zorladı.
İnsanlar eve kapandı, öğrenciler uzaktan eğitime başladı, beyaz yakalıların önemli bir kısmı evden çalışmaya uyum sağladı. Online alışveriş, daha önce hiç olmadığı kadar arttı.
Dr. Tanşu: ‘‘Dijital dünyaya dudak bükenler pandemiyle dijital platformları kullanmak zorunda kaldı’’
Üç yıldır Almanya’da yaşayan ve burada bir üniversitede ders vermeye devam eden Okan Tanşu, pandeminin insanları ve kurumları hızlı bir değişime ve daha hızlı adapte olmaya mecbur ettiğini söylüyor.
Tanşu, ‘‘Yıllardır alışverişini, market alışverişini internet üzerinden yapan biriyim. Benim için hiçbir şey değişmedi. Ama karşı komşum bunu tercih etmiyordu. Dijital platformlara, bilişim imkanlarına dudak bükme yaygın bir tavırdı. Bu kitle bazen sosyalleşmeye aykırı bulduğu, bazen beceremediği için dijital platformlardan uzak duruyordu. Avrupa’daki bu kitle bir anda gördü ki hayatlarını idame ettirmek için bu platformları hızlıca kullanmak zorundalar. Yalnız kişilerin yaklaşımları değil, şirket ve kurumların çalışma kültürleri de değişti. 40-50 yıllık çalışma kültüründe asla evden çalışma olmayan, giriş çıkış saatleri belli olan firmalar, çalışanlarını ofise getirmeden, keskin çalışma saatlerine sadık kalmadan çalışanlarının aynı üretkenliği sergilediğini gördü’’ diyor.
Dr. Tanşu: ‘‘ ‘Eskisi gibi devam etmek istiyorum’ diyen ayakta kalamaz’’
Peki ama sanayi devrimi boyunca onca deneyimle pekişen çalışma biçimi iki ayda değişebilir mi? Dr. Tanşu’ya göre, ‘‘Bu kaçınılmaz’’ Dr. Tanşu, bu konuda şöyle konuşuyor:
‘‘Bu kaçınılmaz çünkü öyle büyük ofislere, devasa binalara ihtiyaç olmadığını birçok firma anladı. Üretimin içinde olan, doğrudan üretim yapan firmalar için üretimde bulunanların evden çalışması mümkün değil. Ama özellikle hizmet sektörü ve üretim firmasının hizmet departmanlarında çalışan personel için artık onları şirkete getirmenin çok da elzem olmadığını gördüler. Bu ne demek? Servise, çalışanlar için masa sandalye almaya, ofiste elektrik harcamaya, yemek giderlerini karşılamaya gerek yok. Eğer rakibiniz servis, yemek, personel giderini yüzde 60 azaltmışken ‘Ben eskisi gibi devam etmek istiyorum’ derseniz, aynı yatırımlarla devam etme şansını kaçırmış oluyorsunuz, böyle bir ortamda tutunma şansınız imkansız’’
Dr. Tanşu: ‘‘Bizim bildiğimiz anlamındaki mahremiyet bitecek’’
Corona virüsün, sağlığın insan hayatında ne kadar yaşamsal olduğunu ortaya koyduğunu belirten Dr. Tanşu, Corona’dan sonraki dönemde özellikle mahremiyette büyük bir değişim olacağı kanısında.
Digicrimination kitabının yazarı, ‘‘Bir noktadan sonra bizim bildiğimiz anlamındaki mahremiyetin biteceğini düşünüyorum ben. Kısa zaman öncesine kadar herkes bilgisayarındaki verilerin bilgilerin çok kıymetli olduğunu düşünüyordu. Ama bu pandemiyle birlikte Zoom, Skype gibi platformlarda güvenlik açığı var dendiğinde çok az bir kitle dışındaki büyük çoğunluk, ‘Benim bilgisayarımda ne kadar gizli bilgi olabilir ki’ diye düşündü ve bu uygulamaları kullanmaya devam etti. Mahremiyetle ilgili bir başka değişim sigorta şirketleri kaynaklı olacak. Bazı sigorta şirketleri, müşterilerinin kullanıcılarının telefonlarına uygulama yükleme zorunluluğu getirmeyi düşünüyor. Sizin kendinize ne kadar baktığınız, sağlıklı olup olmadığınız gibi eş zamanlı ölçümler yapılacak. Bunun bir sonraki aşaması vücudumuzla ilgili kan ve hormonal değerlerin herhangi birine raporlanması gündeme gelecek. Bu, birçok kişi için kişisel, mahrem veridir. Ama bir sigorta şirketi size gelip ‘Yıllık sigorta priminiz 10 lira, ama biz bunu genişleterek size 2 liralık ödeme çıkarıyoruz ama bu uygulamayı/cihazı kullanacaksınız,’ derse muhtemelen mahremiyet, çok az sayıdaki insanın umurunda olacak’’ dedi.
Dr. Tanşu: ‘‘Öğrenciler yaşadıkları yerde dünyanın en makbul kurumlardan eğitim alabilecek’’
Dr. Tanşu, yaklaşık 10 yıldır uzaktan eğitim meselesine de kafa yoruyor.
Bu konuda Harvard Üniversitesi’nin online sertifika programına katılan Tanşu, geleneksel üniversite eğitimini savunan Avrupa üniversitelerinin büyük bölümünün pandemiye kadar uzaktan eğitime soğuk yaklaştığını vurguluyor ve şöyle diyor:
‘‘Yıllarca eğitim için çok önemli gördüğümüz kampüs, büyük binalar, bina altyapıları, esasında aslında bizim kafamızda yarattığımız 500 senelik bir eğitim mantığının ürünüydü. Pandemiyle birlikte ortaya çıktı ki, tıpkı çalışma ortamında olduğu gibi dijital platformlarda da eğitim ve eğitimin sonucunu görmek de çok olası. Bugüne kadar online sertifika CV’lere koyulduğunda burun kıvrılan bir üründü. Ama Harvard, Stanford, MIT gibi üniversiteler bu alana yatırım yapıp da bazı programlarını kredi verir şekilde bu ortama aktardıkça online eğitimin konvansiyonel eğitim kadar değerli olduğu ortaya çıktı. Siz herhangi bir dersi online olarak aldığınızda bunun kredisini transkriptinize ekletip herhangi bir dersin karşılığı olarak saydırıyorsunuz. Bu da eğitimde yeni bir rekabet ortamı olacak demek. Siz aynı dersi Bulgaristan’daki herhangi bir üniversiteden almak yerine İngiltere’deki bir okuldan alma şansına sahip olacaksınız. O zaman kimse Bulgaristan’daki üniversiteye gitmek istemeyecek. Benzerleri içinde en makbul olan yerden çok da yüksek ücretler ödemeden, öğrenmeniz gereken malzemeyi oradan edinebileceksiniz. Böyle olunca da eskiden Amerika’ya, Avustralya’ya, Almanya’ya okumaya gitmek gibi kavramlar hayatımızdan yavaş yavaş çıkacak. Öğrencilerin oturduğu yerden dünyanın her tarafındaki üniversitelerden makbul öğretim kadroları ve makbul kurumlardan eğitim alma imkanı olacak.’’
‘‘Dijital gelişimin dışında kalan, dijital ayrımcılığa maruz kalacak, toplumdan da dışlanmış olacak’’
‘Peki bu değişime ayak direyen ya da adapte olamayan ne olacak?’ diye sorduğumda Tanşu’nun yanıtı kısa ve net:
‘‘Online alışveriş yapmayan, online eğitimden yararlanmak istemeyen ya da sigorta şirketlerinin verdiği fırsatlardan yararlanmak istemeyenler de elbette ki toplumdan bir şekilde dışlanmış olacak. Mesela, telefonuna gerekli uygulamaları yüklemeyen, uçakla seyahat edemeyecek. Yani bu programları bu uygulamaları, bu fırsatları kullanamayanlar benim digicrimination dediğim dijital ayrımcılığa maruz kalacaklar.’’
(VOA Türkçe)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *