Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi kapıları açınca telefon telefon üstüne gelmeye başladı, ‘Kapıları kapatın’. ‘Bitti o iş, artık kapılar açılmıştır. Şu anda sizler bu yükten nasibinizi alacaksınız’ dedik”.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenboğa Havalimanı’nda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki STK temsilcilerini kabul etti. Kendisini dinleyenleri selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Türkiye’nin Suriye sınırlarında ve özellikle İdlib’de tarihi bir mücadele verdiği bu dönemde, gösterdikleri birlik ve beraberlik için Hisarcıklıoğlu ve STK temsilcilerine teşekkür etti.
Kabul ettiği sivil toplum kuruluşlarının, işçisinden işverenine, memurundan çiftçisine, esnafından sanayicisine kadar milletin her kesimini temsil ettiğini belirten Erdoğan, “Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye’nin en büyük gücü işte bu birliği, beraberliği, kardeşliği ve dayanışmasıdır. Bizler böyle yumruk gibi bir arada olduğumuz, bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlendiğimiz sürece Allah’ın izniyle bu ülkenin sırtını yere getirebilecek hiçbir güç yoktur.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de yürüttüğü mücadelenin, vatan topraklarını ve özgürlüğü koruma, bayrağı ve ezanı yaşatma, geleceğe sahip çıkma mücadelesi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Ülkemizi terör örgütleriyle kuşatma, şehirlerimize gözünü diken rejimlerle tehdit etme, ekonomik tuzaklarla tökezletme peşinde olanlara inşallah aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Şubat ayının başlarında bir süreç başladı. 4 milyona yakın mülteci bizim ülkemizde, 9 yıldır bunlar bizimle. Şimdi de 1,5 milyon mülteciyi sınırlarımıza sürmek suretiyle bize bir yük daha getirmek istediler. Aylar önce ben bir açıklama yaptım, ‘Eğer bir yük paylaşımına Batı girmezse kapıları açarız’ dedim ama bunlar bu işi hafife aldılar. Dediler ki ‘herhalde blöf yapıyor’. Şimdi kapıları açınca telefon telefon üstüne gelmeye başladı, ‘Kapıları kapatın’. ‘Bitti o iş, artık kapılar açılmıştır. Şu anda sizler bu yükten nasibinizi alacaksınız’ dedik. Dün itibarıyla rakam ciddi manada yükseldi ve yükselmeye de devam ediyor.”
Bulgaristan Başbakanı, Merkel ve Putin ile görüşmeler olacak
Kendisine telefonların gelmeye devam ettiğini aktaran Erdoğan, “Bu akşam Bulgaristan Başbakanı ile bir araya geleceğiz ve aynı zamanda Şansölye Merkel ile yine bir telefon görüşmemiz olacak. Bir de 4’lü, 5’li bir araya gelelim gibi teklifler var.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Perşembe günü Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gelişmeleri değerlendireceklerini ifade ederek, şöyle konuştu: “Temenni ederim ki orada artık ateşkesti veya atılacak diğer adımlardı bunları atar ve bu işi süratle bir neticeye kavuştururuz. 15 Temmuz’da Ankara’da, İstanbul’da başaramadıklarını Suriye üzerinden hayata geçirmeye çalışanları bir kez daha hüsrana uğratmakta kararlıyız. Hatırlarsanız 15 Temmuz’un hemen ardından ne demiştik? ‘Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız, 1000 yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyeceksiniz’. Evet, bugün de aynısını söylüyoruz.”
Erdoğan, bu sabah itibarıyla 135 tank, 22 zırhlı araç, 45 top, 44 çok namlulu roketatar, 5 hava savunma rampası, 12 tanksavar, 4 havan, 29 pikaba monteli uçaksavar, bir İHA, 8 helikopter, 49 çeşitli araç, 7 mühimmat rampası, 24 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu olarak kullanılan bina ile dün sabah 2 uçak ve 2 füze rampası ile 2557 rejime ait asker ve onlara yardımcı kişilerin etkisiz hale getirildiğini aktardı.
‘Bu kadar saldırıya direnebilecek başka toplum var mıdır!’
“Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak, bunların bedelini ödeteceğiz” dediklerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Evvelsi gün bir şehidimizi ebediyete uğurladık, Emre yavrumuzu. Dün akşam evlerindeydim eşimle beraber, yine orada aileyi gördüğümde, terhisine 55 gün kalan kardeşi bile ‘Başkanım ne olur ben askerliğime devam edeyim’ diyor. Bu millet böyle ve ruhunda o aşk, o heyecan, o coşku var. Hep deriz ya ‘Bir ölür, bin diriliriz’. Dünyada Türk Milletinden başka bu kadar kısa sürede, bu kadar çok saldırıya maruz kalıp da ayakta kalabilecek başka bir toplum var mıdır, zannetmiyorum.
İçimizdeki bazı gafillerin desteği bile bu oyunun başarıya ulaşmasına yetmemiştir. Milletimizin ortaya koyduğu, istiklali ve istikbali için ne gerekiyorsa yapma kararlılığı artarak sürüyor. Kahraman askerlerimiz, Suriye’nin dört bir yanında teröristlerle ve zalim rejimin unsurları ile mücadele ediyor. Bize düşen bir yandan onlara dua etmek diğer yandan kendi işimizi en iyi şekilde yaparak, ülkemizin güçlenmesine, kalkınmasına, büyümesine katkıda bulunmaktır. Şehitlerimizin kanlarını silah arkadaşları hamdolsun yerde bırakmıyor. Her bir şehidimize karşılık onlarca rejim unsurunu etkisiz hale getirerek, uçağından tankına tüm malzemelerini imha ederek çok ağır bedeller ödetiyoruz.”
‘Bu mücadeleye kendi alanınızda gayretlerinizle destek verin’
Neyrab Havaalanı’nın dün kullanılamaz hale getirildiğine dikkati çeken Erdoğan, STK temsilcilerine şöyle seslendi: “Sizlerden beklentimiz, bu mücadeleye kendi alanınızdaki gayretlerinizle destek vermenizdir. Şayet Türkiye’nin son 17 yılda diğer alanlarla birlikte savunma sanayinde kat ettiği mesafe olmasaydı, bugün böyle bir mücadeleyi çok daha zor şartlarda yürütmeye çalışıyor olacaktık. Çünkü birileri ‘silah, mühimmat göndersin de ondan sonra ben bu mücadeleyi yürüteyim’ derseniz, sizi geçmişte olduğu gibi yaya bırakırlar. Böyle de yaptılar.”
Türkiye’nin kendi silahını üretip, bunlarla mücadeleyi sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: “Kimsenin inayetine, desteğine, yardımına ihtiyaç duymadan harekatlarımızı icra edebiliyorsak bugüne kadar döktüğümüz terler, elde ettiğimiz neticeler sayesindedir. Artık bizim yerli İHA’larımız, SİHA’larımız var ve bütün bunlarla beraber buralarda icra-i faaliyet yapıyoruz. Geleceğimize daha güvenle bakabilmek için, sahada askerimizle, ticarette, sanayide, tarımda, üretimde, hizmette sizlerle saflarımızı daha sıklaştırarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sizler daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok ihraç ederek, daha çok istihdam sağlayarak hem kendiniz daha çok kazanacak, hem de ülkemize daha çok kazandıracaksınız. Rabbimden tüm şehitlerimizin şehadetini mübarek eylemesini, onları cennetiyle, cemaliyle müşerref kılmasını niyaz ediyorum. Gazilerimize Rabbimden şifalar temenni ediyorum. Temennimiz bir an önce bu mücadeleyi zaferle neticelendirerek daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmektir. Bunun için sahadaki mücadelemiz yanında tüm diplomatik kanalları kullanıyoruz.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *