Pakan Pakdemirli, “Ağacın, ormanın pahalısı olmaz, ne gerekiyorsa yapılır ama bugünkü şartlar içinde işimize yaramayan bir filo var. Bunda ısrar etmenin THK açısından iki tane anlamı var” diye konuştu.
“Bu uçaklar emniyetli olarak addedilmiyor”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir otelde gerçekleştirilen LEADER Tedbirinin Lansman Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İzmir’deki yangının söndürülmesinde görev alan bir pilotun kaldığı otelde hayatını kaybetmesini değerlendiren Pakdemirli, çalışanların can siperane şekilde hayatlarını riske atarak bu işi yaptığını söyledi. Pakdemirli, “Yangın pilotları yeri geliyor şartları zorluyor, kokpitte levyeyi tutmaktan elleri nasır oluyor. Orman personelimizin de kimi yangında yaralanıyor kimi duman altında kalıyor, rahatsızlanıyor, hastaneye kaldırılıyor. Bu son zamanlarda olmadı ama teşkilatımızda bölge müdürlüğü seviyesine kadar hayatını yangınlarda kaybedenler var. Pilotun ölüm nedeni kalp krizi diye belirtildi. Son günlerinde topluma çok faydalı bir iş yaptı. Bir ağaç daha az yansın diye streste kaldı. Böyle bir sonla hayatını noktalamış oldu. Bence çok şerefli bir son. Bir ilke uğruna savaşını verdi.” diye konuştu.
Pakdemirli, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce THK uçaklarına “uçuşa elverişli” belgesi belgesi verildiğine yönelik iddialara ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu:
“Kim uçmak istiyorsa uçsun bunlarla. Benim THK’ye bir lira borcum yok. Biz kamu kurumuyuz, bu iş çocuk oyuncağı değil. Benim teşkilatım bunlarla uçmak istemiyor, nokta. Memuriyeti olanlar diyor ki ‘Ben bu uçağa binmem.’ ‘Bineceksin’ dediğin zaman, ‘Memuriyetten atın beni yine de binmem.’ diyor. Bu uçaklar belge üzerinde ne olursa olsun, emniyetli olarak addedilmiyor. Hele ki bu saatten sonra devletin bir bakanı ‘Biz bu uçakları emniyetli bulmuyoruz.’ demiş, konu bitmiştir.”
“Uçaklar nerede?”
THK’nin en büyük filonun kendilerinde olduğu iddiasına da açıklık getirmesini talep eden Pakdemirli, “Hani neredeymiş 20 tane uçak? 6 tane apronda uçak görünüyor, 3 tanesinin motorlarının içine kuşlar yuva yapmış. Motor yok, motor! Hani Vizontele’de vardı ya açıyorlar kaputu ‘Motor yok.’ diyor. Böyle trajikomik tiyatroyla karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.
Pakdemirli, bu olayın geri planında hükümete yönelik siyasi bir saldırı bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunu da herhalde gerekli kurumlar gerekli şekilde dikkate alacaktır. Sivil Havacılık’ın belgelerine gelince, 4 tane ‘uçuşa elverişli’ sertifikası görünüyor ama 2 tanesinin de sadece bunların kamu kurumu benzeri görünümü olduğu için idareten verildiği anlaşılıyor. Bir de kediye ciğer emanet etmek. THK, kendi bakımını yapan bir kuruluştur. Şu anda içinde bulunduğu mali problemlerden dolayı THK’nin uçuşa elverişlilik sertifikalarının hiçbirine ben tamı tamına 30 yıllık pilot olarak güvenmiyorum. 2 tane uçabilir uçak var, diyelim 3 olsun. Nasıl Avrupa’nın en büyük filosu olur?”
Bakanlığında 24 olan helikopter sayısını 30’a çıkardığını anımsatan Pakdemirli, yangın söndürmeye yönelik meselenin teknik bir konu olduğunu ancak sosyal medya ve siyasetçiler üzerinden konuşulduğunu dile getirdi. Pakdemirli, bu teknik konunun iki kurumu karşı karşıya getirmemesi gerektiğini belirterek, “Bu hurda uçaklara bu zamana kadar biz 85 milyon avro vermişiz, bu sene 4 milyon avro vermedik diye mi oluyor? Yani bir adamı sırtında 40 yıl taşı, sonra indir, böyle mi olacak?” dedi.
“THK siyasetin oyuncağı olmuş”
Pakdemirli, THK uçaklarının kiralama fiyatının 3,5 kat, 1 ton su atma maliyetinin de 7 misli daha pahalı olduğunu ifade ederek, “Ağacın, ormanın pahalısı olmaz, ne gerekiyorsa yapılır ama bugünkü şartlar içinde işimize yaramayan bir filo var. Bunda ısrar etmenin THK açısından iki tane anlamı var, biri maalesef içinde bulunduğu finansal koşullar. Bu finansal koşullardan hükümetimiz sorumlu değil. Bu finansal koşulların sebebi, geçmişteki başkanların yaptığı hatalı uygulamalar. Bu filoyu almak zorunda değiliz, işimize yaramıyor. Orman teşkilatımız uçmak istemiyor. Ayrıca, Türk Hava Kurumu siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor.” şeklinde konuştu.
Yangın söndürme personelinin “karşı ateş” metoduyla yangına müdahale etmesine de açıklık getiren Pakdemirli, şunları söyledi:
“Herkes, özellikle birtakım muhalif medya yazmadan katip, okumadan alim. Bırakın işimizi yapalım. Orada arkadaşımız işini yapıyor. Bu teknik bir konu. Yangına yangınla müdahale etme tamamen teknik bir iştir. Bu orman personelimiz belki bunu insanlar içinde yapmamalıydı. Bunu bilmeyenler oluyor. Vatandaşlarımızın duyarlılığını seviyorum ama devlet bir şey yapıyorsa biraz da güveneceksiniz.”
Pakdemirli, orman yangınlarına ilişkin soruşturmaların sorulması üzerine İzmir’deki son yangının bir piknikçi yangını olabileceğini ve yangınların yarısının sebebinin bulunamadığını söyledi.
Yanan ormanların yerine yapılacak ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin 11 Kasım saat 11.00’de bir dünya rekoru denemesi planladıklarını ve bunu öncelikle Ege’de başlatmak istediklerini belirten Pakdemirli, 2 saat içinde rekor sayıda ağaç dikerek Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek istediklerini bildirdi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *