İsrail Ulaştırma Bakanı Bezalel Smotrich’in “İsrail halkı Tevrat’ın ve Yahudi şeriatının hüküm sürdüğü bir ülkede yaşamak istiyor” şeklindeki açıklaması İsrail’de tartışmalara yol açtı.
Anketlere göre, Yahudi şeriatı istenmiyor!
İsrailli Bakan Smotrich, geçen hafta sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, “Yahudi din hayatının her kesiminden insanların bulunduğu bir odada konuşma yaptım ve hepimizin Tevrat ve Yahudi şeriatının hüküm sürdüğü bir ülkede yaşamak istediğimizi söyledim.” ifadelerini kullandı.
Smotrich, paylaşımın devamında ancak bunu yapamayacaklarını bildiklerini, başkalarına inançlarını dayatmak istemediklerini savundu.
Uzmanlara göre, seçim manevrası
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan uzmanlara göre, Yahudi Evi Partisi mensubu Smotrich şu anda Yahudi şeriatının uygulanmasının mümkün olmadığının farkında, açıklaması ise sadece seçim manevrasından ibaret.
Uzmanlar, Smotrich’in bu açıklamayla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya hükümeti kurmak için gerekli çoğunluğu elde etmesine yardım etmelerine karşılık dindarların kazanım sağlamaları adına baskı yapmayı hedeflediğini ifade ediyor.
Liberman’dan Smotrich’e tepki
Smotrich’in açıklamasına tepki gösterenler arasında İsrail Evimiz Partisi lideri Avigdor Liberman da vardı.
Liberman, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “İnanılmaz. Bakan Smotrich’in Yahudi şeriatıyla hükmedilmesini istediğini bir kez daha duyuyoruz. Eğer işler Smotrich ile arkadaşlarına kalırsa İsrail yasalarının yerini şeriat alacaktır.” ifadelerini kullandı.
İsrail’de seçimlerin 17 Eylül’de yapılacağını hatırlatan Liberman, şunları kaydetti:
“Size haberlerim var, bize katılmanız gerekmeyecek, çünkü 18 Eylül’den sonra, siz ve ülkeye dini yasaları empoze etmeye çalışanlar olmadan liberal bir birlik hükümeti kurulacak.”
“Partiler arasında farklılıklar var”
İsrailli gazeteci Yoni Ben-Menachem, Bakan Smotrich’in açıklamaları ve aşırı sağcı Liberman’ın tepkisine ilişkin, “İsrail’de dini, milliyetçi ve dini milliyetçi partilerin arasında farklar var. Her birinin diğeriyle kesişen hedefleri olmakla birlikte özellikle dinle ilgili konularda farklılık gösteriyorlar.” yorumunu yaptı.
Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği gibi partilerin dine önem verdiğini ancak İsrail Evimiz ve Netanyahu liderliğindeki Likud gibi milliyetçi partilerin daha çok Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgilendiğine işaret eden Ben-Menachem, Yahudi Evi ve Sağ Birlik gibi dini milliyetçi partilerin ise Filistin devletini reddettiğini ve Yahudi şeriatını uygulamak istediklerini söyledi.
Ben-Menachem, seçim dolayısıyla Liberman’ın İsraillileri Yahudi Evi Partisinden korkmalarını sağlamak için bilinçli olarak bu durumu körüklediğini savundu.
Liberman’ın sözlerinin de aslında seçim propagandasından ibaret olduğunu belirten Ben-Menachem, İsrail Evimiz Partisi liderinin dini milliyetçi partilere karşı sağcı ve milliyetçi olan partisinin konumunu güçlendirmek için bir dalga oluşturmaya çalıştığını ileri sürdü.
Dini partiler için en kutsal şeyin Şabat olduğunu ve cumartesi günü hiçbir şey yapmayarak Şabat’ın kutsallığını korumaya çalıştıklarını aktaran Ben-Menachem, Şabat’ın uygulamasının dahi bölgeden bölgeye değiştiğini, örneğin Tel Aviv’de bunu uygulamanın Kudüs’ten daha zor olduğunu söyledi.
İnternet sitesinden küçük çaplı anket
Yahudi yerleşimcilere ait Kanal 7 internet sitesinde yapılan ankette, İsrailli Yahudilerin yüzde 95’inin “bireyler üzerinde dini kuralların tahakkümüne karşı olduğu” sonucu çıktı.
Anket şirketi Direct Polls’un gerçekleştirdiği ve kendilerini dindar olarak nitelendiren 557 İsraillinin katıldığı araştırmada da çoğunluk, bireyler üzerinde dini kuralların etkili olmasına karşı çıktı. Katılımcıların yalnızca yüzde 5’i İsrail’in din kurallarıyla yönetilen bir devlet olması yönünde görüş bildirdi.
Smotrich seçim hesabı yapıyor
Öte yandan, İsrail’in Filistinli vatandaşlarını temsil eden Yüksek Arap Takip Komitesi bünyesindeki Özgürlükler Komisyonu Başkanı ve 1948 Filistin İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal el-Hatib, İsrail’de Yahudi hukukunun uygulanmasının “en azından şimdilik zor” olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Smotrich’in sözlerinde samimi olmadığı, eylülde düzenlenecek seçimleri hesaba katarak bu açıklamaları yaptığı görüşünü paylaşan Hatib, İsrailli Bakan’ın Yahudi şeriatını isteseler de bunu yapamayacaklarını ifade ederek açıklamasını yumuşatmaya çalıştığına dikkati çekti.
Hatib, Smotrich’in bu açıklamalarıyla Liberman’ın dini partilere yönelik kampanyasının etkilerini azaltmaya çalışarak, İsrail’deki seçim propagandası döneminin gereğini yaptığını belirtti.
İsrail’in kesinlikle zor bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Hatib, sağcı partilerin Netanyahu’ya yeni hükümetin kurulması sürecinde partileri veya ideolojik çıkarları için şantaj yapacaklarını söyledi.
Seküler akım buna izin vermez!
Hatib, “Ancak bu durumun Yahudi şeriatının uygulanmasına varacağını düşünmüyorum. İsrail’de seküler akımın güçlü olduğunu ve böyle bir şeye izin vermeyeceğini unutmamalıyız.” dedi.
İsrail-Filistin çatışmasının son yıllarda İsrail’in sağ politikaları nedeniyle dini bir yönelim kazandığını vurgulayan Hatib, Yahudi Devleti yasası, Mescidi Aksa’ya baskınlar ve halkın Süleyman mabedinin yeniden inşa edilmesine yönelik açıklamaların çok açık örnekler olduğunu işaret etti.
Hatib, “Çatışmanın dini bir kimlik kazanması, daha önceden görülmemiş ölçüde tehlikeli bir dönüşümdür.” ifadelerini kullandı.
Netanyahu, hükümeti kuramayınca yeniden erken seçim kararı alındı
İsrail’de 9 Nisan’da yapılan erken seçimde Başbakan Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud, az bir oy farkıyla yarışı önde tamamlayarak 35 milletvekili çıkarmış ancak tek başına iktidara gelmek için gerekli sandalye sayısı olan 61’e ulaşamamıştı.
Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in hükümeti kurmakla görevlendirdiği Netanyahu, meclise girmeyi başaran sağcı partilerle koalisyon görüşmelerine başlamıştı.
Ancak, mecliste 5 milletvekiline sahip olan Liberman liderliğindeki sağcı İsrail Evimiz Partisinin, Netanyahu başbakanlığındaki hükümete katılmak için Ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudilerin dini okullarında (Yeşiva) eğitim gören öğrencileri de askere almayı öngören yasa tasarısının Meclisten geçmesini şart koşması nedeniyle koalisyon görüşmeleri kilitlenmişti.
Söz konusu yasa tasarısına koalisyonda yer almayı kabul eden Ultra-Ortodoks Yahudileri temsil eden 8’er milletvekiline sahip “Şas” ile “Yahudi Birleşik Tevrat Partisi”nin karşı çıkması nedeniyle Liberman koalisyon hükümetine katılmayı reddetmişti.
Netanyahu’nun partisi Likud’un başı çektiği 5 sağ partinin milletvekili sayısı 60’ta kaldığı için hükümet kurulamamış, bunun üzerine 29 Mayıs’ta yapılan oylamada meclis feshedilerek 17 Eylül’de yeniden erken seçime gidilmesi kararlaştırılmıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *