Milat gazetesi yazarlarından Sabiha Doğan, “Ey İslamcı erkekler, ne ara böyle kadın düşmanı oldunuz!” başlıklı yazısında, sorunun nedenini muhafazakar kadına yükleyen yaklaşıma tepki gösterdi. Sosyal medyada sorumsuzca yapılan paylaşımları eleştiren Doğan, “Sosyoloji, psikoloji, tarih bilmeden toplumu okumaya kalkışıp bilge adam kılıklı tweetlerle rt-fav kazanıp egonuzu beslemeye kalkışamazsınız!” ifadesini kullandı.

İsim vermeden yaptığı eleştirilerinin ardından, özlediği yaklaşımları da dile getiren Sabiha Doğan’ın işte o yazısı:

Sanki yeterince derdimiz, sorunumuz yokmuş gibi resmen kadın-erkek arasında oluşturulmaya çalışılan bir rekabet, düşmanlık teşebbüsleriyle mücadele ediyoruz. Yeteri kadar tefrika konusu, ayrıştırıcı unsurun peyda edilip palazlandırılması yetmezmiş gibi bir de cinsiyetler arası bir savaş çıkarılmaya, köpürtülmeye çalışılıyor!

Sosyal medya üzerinden köpürtülen hatta temeli bu mecrada atılan; fake, bol numaralı, yeni açılmış hesaplar üzerinden hunharca körüklenen hakaret, küfür, erkek düşmanlığı üzerinde yürütülen hadsiz, basit bir savaş…

Dindar/İslamcı/muhafazakar erkeğin, görünmezliğin sağladığı korunmazlık zırhı altına gizlenen kimi karanlık hesaplı tiplerin kışkırtmasına yem olarak, kulaktan dolma bilgilerle eline mızrağını alıp cenge çıkarcasına vecd ile aşk ile cihad aşkıyla saldırdığı nedir/kimdir?

Neredeyse tüm sosyal meselelerin temelini, sekülerizmin sonuçlarını, dejenerasyonun etkilerini toptan dindar/muhafazakar kadına yükleyip vicdan arıtma seanslarını başarıyla tamamlayacaklar!

Diyelim ki haklılar; aileyi de toplumu da muhafazakar kadın ifsat etti(!) Peki, tüm bu asimilasyon, yozlaşma sırasında mahalle erkelerinin elleri, dilleri, şimdi büyük bir vecd ile kullandıkları sosyal medya hesapları ne ile meşguldü?

Öyle birilerinin planlı kışkırtmalarına, Whatsapp gruplarında dolaşıma sokulan menşei belirsiz saçma iftiralarla dolu birkaç paragraftan beslenerek kadın düşmanlığına soyunamazsınız sayın, bay İslamcı, pek muhterem, hayli dindar, gayet takva, pir-ü pak beyefendi!

Öyle bir iki kişinin kişisel ikbal peşinde ortalığı darmadağın etme girişimine odun taşıyamazsınız!

Okumadan, araştırıp incelemeden topyekün kadınları suçlayan, zan altında bırakan suçlamalarda bulunamazsınız!

Sosyoloji, psikoloji, tarih bilmeden toplumu okumaya kalkışıp bilge adam kılıklı tweetlerle rt-fav kazanıp egonuzu beslemeye kalkışamazsınız!

“Aileyi dindar kadınlar yıkıyor!” diye sahte gözyaşlarıyla feveran ederken boşanmaların ilk sebebinin erkeğin, karısını aldatması olduğu gerçeğini saklayamazsınız!

Bizim kadınlarımız da çok değişti, parayı pulu önemsiyor derken bu kadınların erkeklerinin iki kuruş için atmadıkları takla kalmadığını görmezden gelemezsiniz!

Mahalle kadınlarının giyim tarzını eleştirirken seküler sekreteriyle günler süren şehir dışı seyahatlerini, iş yerinde istihdam ettiği kadınlarla maceralarını gülerek karşılayamazsanız!

Alt alta daha pek çok başlık ekleyebiliriz lakin lafın tamamı anlamayana söylenir!

Özlediklerim:

Eskinin İslam’da kadın haklarını anlatan erkekleri

Eskinin, kadına iyi muamelenin Allah’ın emri olduğunu bilip öyle davranan, konuşan erkekleri

Eskinin, kadını Allah’ın emaneti görüp onu incitmekten imtina eden erkekleri

Eskinin, eşine-çocuklarına harcadığını sadaka gören bir inancın müntesipleri olarak gören erkekleri

Eskinin, Hz Peygamber’in kadına muamelesini şiar edinmiş erkekleri

Not: bu hafta cuma hutbesinde Diyanet İşleri Başkanlığı erkek giyimindeki tesettürden bahsetmiş. Lakin gelen duyum, erkeklerin bu kısmı hiç işitmedikleri yönünde oldu, inşallah bu duyum büyük bir yanılgıdır.