İslam dünyası olarak dünya ticaretinden aldığımız payın düşük olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Küresel pazarlarda rekabet gücümüzü azaltan yapısal sorunlara odaklanmamız gerekiyor. dedi.
İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İİT Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 34. Toplantısı’nın kapanış oturumuna katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bu yıl ki toplantıda “ticaretin kolaylaştırılması” ve özellikle “gümrüklerde risk yönetimi” konusunda birçok faydalı özel oturum gerçekleştirdiklerini anlattı.
Yapısal sorunlar
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “ Yakından bildiğiniz üzere bugün, dünya ekonomisinde ve dünya ticaretinde ülkeler, korumacı politikalara daha fazla yönelirken, uluslararası alandaki rekabetçi ortam ve belirsizlikler de gitgide artmaktadır. Bu açıdan ekonomik verimliliğimizi ve küresel pazarlarda rekabet gücümüzü azaltan yapısal sorunlara odaklanmamız gerekiyor.” dedi.
Küresel payımız
Yatırım ortamını iyileştiren ve katma değerli üretimi destekleyen yapısal ekonomik reformları uygulamak için acilen harekete geçilmesi gerektiğini savunan Oktay şöyle konuştu: “Hedefimiz, hammadde veya birkaç tarım ürünü ihracatına bağımlı kalmaktan ziyade, katma değeri yüksek, etkin bir üretim ekonomisi inşa etmek olmalıdır. Bu kapsamda, ürün yelpazemizi ve özellikle başta İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasında olmak üzere ticaret ortaklarımızı çeşitlendirerek katma değeri yüksek üretim ekonomisi kurma yolunda adımlar atmalıyız. 2017 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin küresel ticaretteki payı yüzde 9,5 olmuştur. İslam İşbirliği Teşkilatı coğrafyasının dünya nüfusunun yüzde 23’ü civarında olduğunu düşünürsek, dünya ticaretinden aldığımız payın oldukça düşük kaldığı aşikardır.”
Hedef, göstergelerin çok daha üzeri
Fuat Oktay, 2017 yılı itibarıyla yüksek beceri ve teknoloji ağırlıklı ürünlerin İİT ülkelerinin mal ihracatındaki payının yüzde 44 olarak gerçekleştiğini belirterek, “Bu son derece sevindirici bir gelişmedir. Fakat küresel üretim ve ticaretten daha fazla pay alabilmek ve geçmiş kayıplarımızı telafi edebilmek için bu göstergelerin çok daha üzerine çıkmamız elzemdir.” dedi.
Oluk oluk akan Müslüman kanı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açılış konuşmasında da vurguladığı üzere, dünyanın içinden geçtiği sancılı ekonomik süreçlerin yanı sıra İslam dünyasının durumu hepimizin yüreklerini dağlamaktadır. Suriye’de, Yemen’de, Libya’da ve Filistin’de oluk oluk Müslüman kanı dökülmekte, dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlar zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Müslümanlar arasında çatışmalar körüklenerek birliğimiz, beraberliğimiz, her anlamda zenginliğimiz ve istikbalimiz hedef alınmakta, İslam ülkeleri içeriden çökertilmeye çalışılmaktadır. Bir taraftan karanlık güçlerin maşası olan terör örgütlerinin isimleri İslam ile yan yana telaffuz edilirken, diğer yandan Müslümanlara yönelik İslam karşıtlığı ve ayrımcılık vakaları tüm dünyada artış göstermektedir. Bu gidişata ‘dur’ demek bizlerin sorumluluğudur ve bu boynumuzun borcudur.”
Müslümanların karşılaştığı her türlü yanlışa karşı birlikte, kardeşçe mücadele etmeliyiz. Mücadeleye yarını beklemeden bugünden başlamalıyız. Bizlerin gayretleriyle, İslam toplumu dışarıdan dayatılan tüm sorunlara rağmen dirayetini koruyarak dimdik ayakta kalmaya devam edecektir.”
Küresel ticaret
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin doğrudan yabancı yatırımlardaki payının 2010 yılında yüzde 10,2 seviyesindeyken, 2016 yılında yüzde 5,3’e düştüğünü belirten Oktay, “Bu pay, 2017 yılında yüzde 7,4’e yükselmiş olsa da potansiyelimizin oldukça gerisindedir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, özellikle ABD’nin gümrük tarifelerini artırması ve diğer ülkelerin buna karşı yaptığı misillemeler sonucu dünyada giderek büyüyen bir korumacı dalga meydana gelmiştir. Bu dalga, küresel ticareti, üretimi ve refahı ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bu bağlamda, söz konusu korumacı dalgaya karşı verilecek en doğru tepki, ticaretin kolaylaştırılması yoluyla maliyetlerin azaltılması, özellikle tarifelerin ve tarife dışı engellerin kaldırılması ve gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi olacaktır. Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırmalıyız.” dedi.
Dünya Ticaret örgütü
Dünya Ticaret Örgütü ticaretin kolaylaştırılması anlaşmasına daha çok ülkenin taraf olmasının önem arz ettiğini belirten Oktay, “110’dan fazla ülke tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Dünya Ticaret Örgütü Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın uygulanması sürecinde, ilgili bütün üye ülkelerimizin aktif katkı vermesi gerektiğine inanıyorum. Gümrükler, ticaretin kolaylaştırılması sürecinin ve tedarik zincirinin en önemli bileşenlerinden biridir. Ticaretin kolaylaştırılması ve güvenli ticaretin temin edilmesi için gümrüklerimizde doğru ve etkin risk yönetimi tekniklerini kullanmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Tercihli Ticaret sistemi
Oktay şöyle devam etti: “Gambia Ticaret, Sanayi ve Bölgesel Entegrasyon Bakanı Sonneh’in de dün ifade ettiği üzere, prosedürlerin basitleştirilmesi, gümrüklerde altyapı modernizasyonu ve bilgi teknolojilerinin benimsenmesi büyük önem taşımaktadır. Bugün kabul etmiş olduğumuz,’Ticaretin Kolaylaştırılması, İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Gümrük Risk Yönetim Sistemlerinin İyileştirilmesi’ konusundaki politika tavsiyeleri seti, ülkelerimizde ticaretin kolaylaştırılması ve gümrük risk yönetimi konularında bizlere önemli ipuçları sağlayacak ve rehberlik edecektir. 34. İSEDAK Toplantısında, ticaret, ulaştırma ve iletişim, turizm, tarım, mali işbirliği ve yoksulluğun azaltılması gibi temel işbirliği alanlarımızda da çok önemli kararlar aldık ve politika tavsiyelerini kabul ettik. Tüm İslam coğrafyasını kapsayan ilk çok taraflı ticaret anlaşması olan ‘İİT Tercihli Ticaret Sistemi’nin yürürlüğe girmesi için nihai aşamaya ulaştık. İstanbul’da kurulacak olan İİT Tahkim Merkezine dönük çalışmaları son aşamaya getirdik. Merkezin 2019 yılında faaliyete geçmesi beklenmektedir. İslam ülkeleri arasında bir ticari istihbarat merkezinin kurulmasına yönelik olarak SESRIC ve İslam Kalkınma Bankası bünyesinde bir programın başlatılmasını kararlaştırdık.”
İSEDAK Altın Borsası
İİT – İSEDAK Merkez Bankaları Forumunun kurulmasını onayladıklarını da kaydeden Oktay, “İSEDAK Altın Borsası ve İSEDAK Gayrimenkul Kıymetler Borsası Projelerinin hayata geçirilmesine dönük çabalara ivme kazandırılmasına karar verdik. Tüm üye ülkelerimizin bu kararların hayata geçirilmesinde gerekli çabayı göstereceklerine inancım tamdır. Bu çerçevede, İSEDAK Proje Finansmanı mekanizması bizlere etkin ve esnek bir finansman imkanı sunmaktadır. Mekanizma kapsamında bu yıl içerisinde 36 İslam ülkesinin istifade ettiği 17 kapasite geliştirme projesi başarıyla uygulanmıştır.” dedi.
Proje finansmanı
Üye ülkeleri İSEDAK Proje Finansmanı mekanizmasından daha etkin yararlanmaya davet eden Oktay, “Günümüzde, eğitim sistemlerinden, mali konulara, kişisel alışkanlıklardan sosyal yapıya kadar hayatın her alanında bizleri muazzam bir şekilde etkileyen teknolojik bir devrim sürecinden geçmekteyiz. Artık dünyanın neredeyse yarısının internete erişimi bulunuyor. Bu nedenle, yaşadığımız bu dönemi bilgi çağı olarak adlandırabiliriz. Bu teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için üye ülke hükümetleri olarak, bizler öncülük etmeliyiz ve gerekli adımları zamanlıca atmalıyız. Hepimizin bildiği gibi, bu hedefe ulaşmadaki en faydalı araçlardan birisi de e-devlet sistemi dijital dönüşümüdür. E-devlet dijital dönüşüm uygulamaları ticaretin kolaylaştırılması ve gümrük modernizasyonu konularında da kritik öneme sahiptir.” değerlendirmesini yaptı.
E-devlet sistemi
E-devlet sistemlerinin bürokrasiyi azalttığını, kamu hizmetlerini etkinleştirdiği ve verimliliği de artırdığına vurgu yapan Oktay, sözlerini şöyle tamamladı: “Birleşmiş Milletlerin e-devlet performans istatistiklerine bakıldığında, İslam Ülkeleri olarak ne yazık ki parlak bir performansa sahip olmadığımızı görülmektedir. Birleşmiş Milletlerin e-devlet gelişmişliği sıralamasında önde gelen ilk yirmi ülke arasında hiçbir İslam ülkesi bulunmamaktadır. İlk 40 ülke arasında ise yalnızca 3 üye ülkemiz yer alıyor. Bu nedenle, İslam ülkeleri olarak, e-devlet sisteminin geliştirilmesine yönelik yoğun bir çalışma içinde olmamız ve işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için İSEDAK’ın en doğru platform olduğuna inanıyorum. Gelecek yıl gerçekleşecek olan İSEDAK Bakanlar Oturumunda ‘İslam Ülkelerinde Sürdürülebilir Gıda Sistemleri’ konusunun ele alınacak olmasını çok isabetli buluyorum. Bunun da İslam Dünyası için yerinde ve zamanında ele alınan bir konu olduğunu düşünüyorum.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *