Zarar ettiği gerekçesi ile İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.’nin seferlerini durduracağını açıklaması ile birlikte başlayan tartışma büyüyor.
Seferlerin durdurulması bu hatları kullanan pek çok yolcu için rahatsızlık oluşturacak. Ekonomik krizin büyük etkileri olduğu düşünülmekle birlikte şirketin son kriz öncesi yıllarda da, özelleştirildiğinden bu yana zarar içinde olduğu gündeme geldi.
Sabah gazetesi ekonomi yazarlarından Dilek Güngör, dünkü “İDO’yu patron batırdı” başlıklı yazısında, şirketin yayınladığı rakamlar üzerinden yorumda bulundu. Güngör şirket yönetimini suçlayarak, “Son dönemde basiretsiz, beceriksiz, iş bilmez patronların savunma mekanizması kriz söylemi oldu. Borçlarını ödemiyorlar, ticaret yapmıyorlar, şirketleri yönetemiyorlar. Sorunca da ‘dolar arttı, faiz yükseldi, kriz var’ diyorlar.” diye yazdı.
“Halbuki birçoğunda kazın ayağı öyle anlattıkları gibi değil…” diyerek İDO’nun rakamlarını şöyle değerlendirdi Güngör:
Mesela, Akfen-Tepe- Souter-Sera Ortak Girişim Grubu’na bakın. 10 milyon kişiyi taşıyan İstanbul Deniz Otobüsleri’ni (İDO) 2011’de özelleştirme ihalesiyle aldılar. Rakamlara bakıyorsunuz, özelleştirmeden sonra sürekli zarar etmişler.
2011’de 174 milyon TL, 2013’te 234 milyon TL, 2014’te 65 milyon TL, 2015’te 233 milyon TL, 2016’da 317.4 milyon TL… Keza 2017’de de zarardalar… Şirketi bir tek 2012’de 88 milyon TL kâra geçirmişler. Maşallah, iftihar tablosu (!) Sözüm ona becerikli patronlar ya… Bu tabloyu şimdiye kadar sineye çekmişler.
Bugün kalkıp iç hat seferlerini durduruyorlar. Algıya da “ekonomik kriz” etiketini yapıştırıyorlar. Hani “Ülke batıyor, vapur bile çalıştıramıyoruz” misali… Yersek tabii… Gerekçelerine yazdıklarını inceledim.
İç hatlardaki fiyat artış taleplerinin uygun görülmediğini söylüyorlar. Araştırınca, UKOME’den en son 2 ay önce zam aldıkları ortaya çıkıyor.
BUDO’nun Bursa seferleri için bedelsiz iskele tahsis edildiğini, bunun haksız rekabet yarattığını söylüyorlar. İDO’nun böyle bir imtiyaz hakkı yok, Bursa için de iskelede sadece bir bölüm ayrıldı.
Osmangazi Köprüsü’nü bahane ediyorlar.
İDO özelleştirilmeden önce köprünün yapılacağı belliydi.
Anlayacağınız, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Durun daha bitmedi… İDO’nun özelleştirme şartnamesini inceledim. Öyle şirketin kafasına göre “Ben oynamıyorum” deme hakkı yok. Belediyeyeşirket tarafından hiçbir resmi bildirimde bulunulmadı. Şartnameye göre, şirketin sözleşmede yapacağı değişiklikleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile karşılıklı müzakere etmesi gerekir. Ayrıca, seferleri mücbir sebepler dışında aksatırsa, şehir hatlarında sefer yapan deniz vasıtalarının araç ve/ veya yolcu kapasitesi üzerinden hesaplanacak brüt gelirinin iki katı oranında idaretarafından her sefer için ayrı ayrı para cezası ödemesi gerekiyor. Üstelik, süre uzadıkça miktar yükseliyor. Bugünkü hesaba göre, belediyenin İDO’ya günlük 339 bin TL ceza kesme hakkı var. O yüzden maç daha yeni başlıyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *