Yeni Akit yazarı Muharrem Güneş, Moritanya’da yaşananları anlattı bugünkü yazısında. “Moritanya’da İslami merkezlerin kapatılması kimin emri?” başlıklı yazısında oradaki son durumu şöyle anlattı Güneş:

“Arap ülkelerinde meydana gelen tüm trajedilerin ve birçok ülkedeki yıkımların tek nedeni İslamcılardır.”

“Arap halklarının çıkarlarına karşıt eylemler içinde olan dini partilerin yaptıklarından sonra İsrail Araplar için en büyük tehdit değildir. İsrail İslamcılardan daha çok insancıldır!”

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz’in Müslüman Kardeşler hakkında sarf ettiği bu sözlü saldırısından birkaç gün sonra, geçtiğimiz pazartesi günü Moritanya’nın başkenti Nuakşot’ta faaliyet yürüten önemli kurumlardan “Âlim Yetiştirme Merkezi”nin faaliyetlerini durdurması ve merkezin kapatılması kararı alındı.

Merkez, günümüz sorunlarına şer’i kaideler çerçevesinde çözümler sunmak için nitelikli bilim insanlarını hazırlamaya adanmış ve metoduyla bu alanda başarılı bir eğitim kurumu. Merkez, Uluslararası Müslüman alimler nezdinde muteber ilim adamlarından Muhammed Hasan El-Dedou tarafından yönetilmektedir.

El-Dedou, Moritanya’daki Müslüman Kardeşler hareketinin manevi liderlerinden biri olarak kabul ediliyor. Gerek Moritanya halkı, gerek İslam ülkeleri nezdinde de otorite olarak bilinen bir şahsiyet. Muhammed Hasan El-Dedou yanlış karşısında gerçeği söylemede tereddüt etmeyen, yöneticileri razı etme pahasına yağdanlık yapmayan rabbani bir âlim. İsrail’den daha tehlikeli görülmeleri açıklaması karşısında sessiz kalmadı, geçen haftaki hutbesinde Cumhurbaşkanının bu açıklamalarını açıkça tenkit etti.

2004 ile 2005 yılları arasında, Moritanya’nın eski Cumhurbaşkanı Muaviye Veled Tayi, Şeyh Dedou hakkında merkezde ders verdiği esnada tutuklama kararı çıkartmış ve faaliyetleri bir yıl boyunca durdurmuş, ancak bu karar uzun sürmemişti. Çünkü Moritanya halkı nezdinde ilmin ve alimin değeri yanında Şeyh Dedou çok önemli bir konuma sahiptir.

Aslında Şeyh Dedou ve merkezi üzerinden açılan savaşın, Moritanya sınırları dâhilinde veya yalnızca Moritanya yönetimi tarafından açılan bir savaş olmadığı, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın ülkelerinin ABD ve İsrail Menfaati doğrultusunda yürüttükleri planın devamı niteliğindedir ve bu meselede de açık bir şekilde müdahale ve teşviklerinin boyutları olduğu vurgulanmalıdır.

Nitekim Şeyh Dedou, Suudi Arabistan rejiminin yüzlerce İslami hareketin sembolü olan yüzlerce alim ve fikir adamını sebepsiz yere tutuklamasına şiddetle karşı çıkmış katıldığı TV ve konferanslarda bu savaşı açıkça eleştirmekten çekinmemiştir.

Hatırlanacağı üzere geçen yıl Katar’a yönelik ablukacı ülkelere Suudi-BAE’nin çağrısı üzerine Moritanya da katılmış, Katar’a yönelik kuşatmada da gerek Müslüman Kardeşler ve Hamas gibi yüz akı hareketlere destek vermesi gibi gerekçeler sıralanmıştı.

İbn Selman ve İbn Zayed’in İsrail’in güvenliğine halel getirecek her hareket ve şahsa karşı nasıl düşmanlık beslediklerini bilmeyen kalmadı.

Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz

Moritanya Cumhurbaşkanının seçimlerden hemen sonra İslami kurumlara karşı böyle bir savaşa kalkışması aynı zamanda seçim sonuçlarının kendisini ne kadar paniklettiğini ve önümüzdeki günlerde buradaki İslami Partinin başarısını gölgeleme amaçlı birtakım ayak oyunlarına başvuracaklarının işaretini de veriyor.

Mecliste muhalefetin elinde bulunan 40 sandalyenin son seçimlerinde 14’ünü kazanan İslami Yöneliş Partisi de Cumhurbaşkanının açıklamalarının ardından merkezi kapatma girişimlerinin bir yerlere yaranmak ve üçüncü dönem için koltuğunu garanti altına almayı amaçladığı şeklinde yorumlandı.

Son zamanlarda İsrail ve ABD’ye sırtlarını yaslayarak onlar adına hareket eden yöneticiler, halkın umudu olan oluşumlara karşı savaşlarını iyice kızıştırmaya ve genişletmeye başladılar. Moritanya’da atılan bu adım da bu planın bir kıvılcımı olarak görülüyor.