TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, “Faiz lobileri ve finans baronlarının etkinliği kırılmalı” derken, ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur ise, “Milletçe helal olanı iyi ayırt edebilmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Yeni Akit’ten Resul Ekrem Şahan ve Oğuzhan Gültekin’in haberi

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, “Yüksek faiz ve yüksek kur ülke ekonomimizin başlıca sorunları olmaya devam etmektedir. Bu nedenle faiz ve döviz baskısından köklü bir şekilde kurtulmamız gerekmektedir. Müslüman bir ülke olarak faize bakış açımız aslında gayet net olması rağmen, dünyanın en yüksek faizini veren ülkelerinden biriyiz. Oysaki bu konuda finans sistemimiz içinde faizsiz finans kurumlarımız da devlet garantisi ile hizmet vermektedir. Türkiye’de faizsiz finans sistemine ilişkin ayrı bir mevzuat olmadığından dolayı birikimlerini yastık altında tutan vatandaşlarımızı buralara tam anlamıyla yönlendiremiyoruz. Bu konuda olumsuz bir algı var. Şu an yüzde 5’lerde olan bu sistem bunun en somut verisi. Bir an önce akademisyenler, iş dünyası, finans uzmanları bir araya gelerek Faizsiz Finans Kanun Taslağı üzerindeki çalışmaları hızlandırarak ayrı bir mevzuatı oluşturmalıdırlar” ifadelerini kullandı.

HAKSIZ REKABET ENGELLENİR

Tüm Sanayici İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Yaşar Doğan, “İslami finansla alakalı olarak biz bir yıla aşkındır bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Bu konuda oluşturulacak faizsiz ekonomi ve para politikası ile ilgili olarak faiz lobileri ve finans baronlarının etkinliğinin kırılacağını düşünüyoruz. Bu konu önemli bir unsurdur. Ülkemizdeki katılım bankaları olsun İslam bankaları olsun şu anki sistemden farklı bir şekilde çalışmıyor. Bu bankaların bir an önce İslami Finans sistemine uygun şekilde yönetmek daha iyi sonuçlar getirecektir. Ülke olarak dış ticaret yaparken dolar, euro değil de kendi paramızı kullanmaya yöneliyoruz. Bu bizim ekonomimiz için iyi bir şey” dedi.

“DEVLET DESTEĞİ ALTINDA BİR FON KURULMASI ŞART”

“İslami Finansman örgütü kurulabilir” diyen KTO Karatay Üniversitesi İslami Ekonomi ve Finans Araştırma Görevlisi Hasan Basri Alım da, “Bunun yanı sıra para vakıfları kurularak bu çalışma desteklenebilir. Faizsiz borçlandırma yaparak faiz lobisinin etkinliği büyük ölçüde kırılabilir. Bu kuruluşlarla dolar, faizden etkilenecek şekilde dolar artışı yada kur değişikliği risklerini de ortadan kaldıracaktır. Bu sisteme para fonları örnek verilebilir. Döviz artışını şu anda önlemek için ya gelir dağılımını iyi yapmalıyız ya da cari açığı kapatmamız gerekiyor. Faizle mücadele içinde devlet desteği altında bir fon kurulması şarttır” görüşünü dile getirdi.

TÜRKER: İSLÂMİ BANKACILIK DİREKT ÜRETİME DESTEK VERİYOR

Ekonomi Muhabirleri Derneği Genel Başkanı Turgay Türker ise,“İslami Bankacılık Murabaha (Mal temini) esaslarına dayandığı için direkt olarak üretime destek vermektedir. Finansman modelinin temelinde mal temini ve dolaylı olarak üretim olduğu için hiçbir şekilde enflasyon ana sebebi olan paraya para kazandırma esası bulunmamaktadır. Dolayısıyla bankacılık sisteminin İslami bankacılık normları altında modellenmesi üretime katacakları arasında yüksek faizlere karşı alınabilecek en önemli tedbirlerden biridir. Birbirlerini tetikleyen enflasyon faiz ilişkisinin en düşük sevide olduğu İngiltere, İslami bankacılığın en yaygın kullanıldığı ülkedir” değerlendirmesinde bulundu.