Reklamcılık sektörünün Ramazan duyarlılığı!

Reklamcılık sektörünün Ramazan duyarlılığı!

Ramazan’ın rengi, tonu hayatımızda öylesine baskın ki reklam sektörü bile bu hakikate göre şekillendiriyor gündemini. Ancak bazı markalar kendilerini hiç ait olmadıkları bu ‘gelenek’e eklemlemek istiyor ki anlaşılır gibi değil.

Ramazan ayının gelişi ile birlikte toplumda başlayan İslami duyarlılığa göre reklam sektöründe yaşanan dönemsel değişim üzerine güzel bir değerlendirme gelmiş Zeynep Sinemen’den. Star gazetesi Cumartesi ekinde yer alan yazısında Sinemen,  Coca Cola örneği üzerinden sektörün dayatmalarını anlatıyor.

“Reklam sektöründe Ramazan Müslümanlığı” başlığını taşıyan yazısında şunları söylüyor Sinemen:

Kalabalık sofralarımız, sahurlarımız, gündelik hayatımızı rutinin dışına çıkaran ibadetlerimizle bir Ramazan’ı daha neredeyse geride bırakıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Nerede o eski Ramazanlar” diyenlerimiz var elbette. Kültürümüzden ve geleneklerimizden kopuyoruz diye hayıflanılsa da aslında Ramazan bizi kendimize getiren bir zaman dilimi. Sadece değişim gösteriyor bazı şeyler.

“Nerede o eski Ramazanlar” son yıllarda sıkça duymuşuzdur bu cümleyi. Ramazan gerçekten değişti mi? Bu yakınma ne kadar yerinde? Ramazan kuşkusuz yaşandığı her ülke ve şehirde kendi kültürünü inşa ediyor. Ama ülkemizde ve özellikle İstanbul’da daha yoğun bir şekilde hissediliyor. Ramazan dışında çok tercih edilmeyen pideler, Ramazan ayına özel sofralarımızdan eksik olmuyor mesela. Ramazan davulu, teravihler, diş kirası ve iftarın yanı sıra sahur davetleri de kültür kodumuza işlemiş ve yaşatılmaya devam eden geleneklerimiz arasında.

Özellikle son yıllarda Ramazan’ın yaz aylarına denk gelmesiyle birlikte sokak iftarları ile paylaşımlarımız çoğalıyor. Farklı yaşam tarzlarına sahip insanlar iftar sofralarında buluşuyor. Ramazan’ın bu çeşitliliği ve geniş yelpazelere ulaşması kuşkusuz onu özel yapan şeylerden biri. Heyecanlı iftar hazırlıkları, kalabalık sofralarda toplanıp ezan okunmasını beklerken paylaşılan o manevi tad, çocukların ilk oruç tecrübelerine ortak olmak…  Dolayısıyla “Nerede o eski Ramazanlar” hayıflanması yerine belki de yaşadığımız Ramazanlardan lezzet almaya çalışmak en güzeli. Üstelik Ramazan’ın rengi, tonu hayatımızda hâlâ ve öylesine baskın ki reklam sektörü bile bu hakikate göre şekillendiriyor gündemini.

NE ZAMANDIR COLA’SIZ SOFRA KURULMAZ OLDU

Ramazan kültürümüz, başta yiyecek ve içecek markaları olmak üzere birçok büyük markanın reklamlarına da yön veriyor. Ramazan ayı dışında çoğu kez toplumsal ve kültürel kodlarımızın yakınından bile geçmeyen, ‘birey’i kutsayan, tek başına değerli ve özel olduğuna vurgu yaparak avını yalnızlaştırıp yakalama yoluna giden reklam sektörü Ramazan ile birlikte bir anda aile olmak, birlik, beraberlik, kardeşlik gibi temalara dört elle sarılıveriyor. Bu reklamlara verebileceğimiz en iyi örnek kuşkusuz Coca Cola’dır..

Coca Cola’nın 20 yıldır Ramazan aylarına özel bir iletişim planı yaptığı biliniyor. Özellikle Ramazan ayında zeytinyağlısından pilavına kadar geleneksel yemeklerimizin olduğu iftar sonrasında baş köşeye kola konuluyor. Reklamlarda orucunu açan aile hemen kolaya sarılıyor. Kültürümüzden beslenen bunun gibi duygusal mesaj içerikli reklamlar tüketiciye daha çok dokunuyor. Marka bu reklamları ile “biz sizi tanıyoruz” algısı oluşturmak istiyor. Ramazan ayında yüzde 15-20’lik satış artışı göstermesi de bunu başardığını gösteriyor. Markanın Amerika’da veya Avrupa ülkelerinde yaptığı reklamların teması değişkenlik gösterebiliyor. Yalnızca Coca Cola değil, bu  yerel pazarlama taktiğini uygulayan daha birçok marka var. Kültürümüzle bağdaştırdıkları reklamlar ile belki günlük hayatta o kadar da tercih etmediğimiz ürünleri alma eğiliminde bulunabiliyoruz. Üstelik Cola Cola’nın siyonizme hizmet eden en güçlü sermayedarlara ait olduğunu da bildiğimiz halde ekranlarımız, gazete sayfalarımız, sofralarımız nedendir bilinmez ısrarla bu gereksiz içecekle donatılabiliyor.

Ramazan’ın ruhuna aykırı davranan bir başka anlayış da pazarlama taktiği olarak oruçlu iken açlığın en yoğun hissedildiği saatlerde yiyecek ya da içecek reklamlarının yayınlanması. Eskiden ülkemizde yaşayan gayrimüslimler bile Ramazan geldiğinde saygıdan Müslümanların görebileceği yerlerde yiyip içmezlermiş. Ancak artık Müslüman olduğunu söyleyenler bu inceliğe dikkat etmez oldular.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *