“İslam ve Cumhuriyet arasındaki ilişkide sorun var. Bütün bunların yeniden düzenlenmesi gerekir” diyen Fransa Cumhurbaşkanı, bunun için Cumhuriyet’te değil İslam’da reform yapmak için harekete geçti.
PARİS — Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ülkedeki Müslümanlar’ın yaşam ve örgütlenmelerini tümüyle yeniden düzenleyecek köklü adımlar atmaya hazırlandıklarını açıkladı. Birbiri ardına yaşanan cihatçı saldırıların ardından Fransız toplumunda meydana gelen tartışmalara son vermek istediklerini belirten Macron, “Fransa’daki İslam’ın yeniden yapılandırılması için 2018’in ilk çeyreğinde, köktencincilikle mücadelenin yanı sıra, ülkedeki Müslüman örgütlenmeleri ve onların devletle ve toplumla ilişkilerini yeniden düzenleyecek önemli reformlar getireceklerini” açıkladı.
Amerikanın Sesi’nden Arzu Çakır’ın haberine göre Fransa’nın Pazar Gazetesi Journal du Dimanche’a bir röportaj veren Macron, “İslam’ın yeniden yapılanması üzerinde bir reform çalışması yürütüyoruz. Ama çalışma sona ermeden önerilerimi açıklamayacağım. Her alanda adım adım ilerleme metodunu seçtim” dedi. Fransa’da projenin temelini atmak için entellektüeller ve bilim adamları ile görüşmeye ve fikir almaya devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Macron, “Bir organizasyon sorunu var, örgütlenme sorunu var. Ama daha da önemlisi İslam ve Cumhuriyet arasındaki ilişkide sorun var. Bütün bunların yeniden düzenlenmesi gerekir” dedi.
HEDEF “LAİKLİK YASASI”NIN KALBİNDEKİ İLKEYİ HAYATA GEÇİRMEK
Fransa’nın en temel yasalarından olan 1905 Laiklik Yasası’nın değiştirilebileceği söylenirken, Macron’un bu konuda temkinli oluğu ve laiklik yasasına dokunma taraftarı olmadığı da gelen bilgiler arasında. Macron bu konuda da, “Seçimimiz ne olursa olsun, benim hedefim Laiklik Yasası’nın kalbinde yer alan ilkeyi hayata geçirmek. Yani inanma ve inanmama hakkını, özgür irade ve ulusal uyumu sağlamak,” diye konuştu.
Reform projesinin en hassas noktası imamların finansmanı ve eğitimi konusu. Zira Fransız hükümeti, özellikle bu iki konuda yabancı ülkelerin Fransa’nın içişlerine karıştığına inanıyor. Laiklik Yasası’na karşı olmasına rağmen, bu ülkeler cami yapımına katkı yapıyor ve Fransa’da görev yapan 300 imamı doğrudan bu ülkeler gönderiyor. Proje çerçevesinde, camilerin finansmanı, yeni cami yapımı için toplanan yardımlar ve imamların Fransa’da eğitimi için gereken finansal desteği toparlama konusunda yeni kriterler getirilmesi planlanıyor.
ELYSEE, İÇİŞLERİ VE İSLAM KONSEYİ İLE ÜÇ KOLDAN REFORM
Reform çalışması üç koldan yürütülüyor. Birincisi Elysee Sarayı’nın yürüttüğü çalışma. Elysee’nin sürekli temasta olduğu İslamolog, bilim adamı ve entellektüeller Cumhurbaşkanı Macron’a öneride bulunuyorlar. İkincisi, İçişleri Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışma. Bakanlığın alanda görev yapan uzmanları aracılığıyla öneriler hazırlanıyor.
Çalışmaların üçüncü ayağını ise 2003 yılında Nicolas Sarkozy tarafından kurulan Fransa İslam Konseyi (CFCM) yürütüyor. Fransa’daki Müslümanlar’ı temsil etmedikleri eleştirileri getirilen ve bu eleştirileri gidermek için bir iç çalışma başlatan CFCM, nasıl daha etkin bir temsil sağlayabileceklerini araştırıyor.
Geçtiğimiz Aralık ayında Elysee Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Macron ile bir araya gelen CFCM yönetimi de reform çerçevesinde bir çalışma başlattı. Bu çalışma sonunda hazırlayacağı raporu Haziran ayında Elysee’ye sunacak.
“BÜYÜK İMAM” STATÜSÜ TARTIŞILIYOR
Reform kapsamında, yeni bir temsil yapısının oluşturulması, bu organların seçimlerinin daha geniş kitlelere yayılması, yurt dışından Fransa’daki Müslümanlar’a yapılan müdahalelere son verilmesi, bağış, cami yapımı ve imamların eğitilmesi için gereken finansal ihtiyacı karşılamak için yeni bir sistemin oluşturulması, gerekirse bu yolda yeni bir dernek kurulması ve helal ürünlerden vergi alınması planlanıyor. İmamların eğitim programında yalnızca dini eğitim değil, imam adaylarının üniversite eğitiminden de geçmesi ve laiklik hakkı, sivil haklar, inanç hakları, dinlerin Fransa’daki tarih ve sosyolojisi gibi dersler almaları da öngörülüyor.
Tıpkı yahudilerin temsilcisi “Grand Rabin /Baş Haham” statüsü gibi, “Grand İmam/Baş İmam” statüsü oluşturulması da tartışılan yenilikler arasında. Büyük İmam’ın Müslüman toplum arasında dini ve ahlaki otorite olmasının yanısıra, politik kurumlar önünde de güçlü bir temsilci olması hedefleniyor.
ARALIK AYINDA DÜĞMEYE BASTI
Aralık ayı sonunda dini temsilcileri kabul eden Macron, “Fransa’da İslam’ın yeniden yapılandırılmasını istediğini,” söyledi ve bu konuda CFCM bünyesinde bir çalışma grubu oluşturulmasını istedi. CFCM’nin yeniden yapılandırılması görevini ise İçişleri Bakanlığı’na verdi. Dışarıdan Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, Cezayir ve Fas’ın etkisiyle seçilen CFCM başkanlarının seçim yönteminin değiştirilmesini isteyen Macron, reformu 2019 baharında yapılacak CFCM Başkanlık seçimlerinden önce geçirmek istiyor.
CFCM DESTEK VERİYOR
CFCM içindeki reform çalışma grubunun başında yer alan Başkan Yardımcısı Anouar Kbibech, “CFCM’de artık bir açılım olması geretiği bilinci oluşmuştur,” diyerek bu değişimi desteklediklerini açıkladı. Anouar Kbibech, bu çerçevede hazırladığı raporunu Haziran ayında hükümete sunacak. CFCM’in Türk kökenli Başkanı Ahmet Oğraş da, reformların getirilmesini kendilerinin talep ettiğini, pek çok önerinin CFCM’e ait olduğunu söyledi.
FRONT NATIONAL KARŞI
Aşırı sağ Front National’in lideri Marine Le Pen, “Projenin kabul edilemez olduğunu ve derhal camilere yapılan yardımların kesilmesi,” gerektiğini dile getirdi. Marine Le Pen, hükümetin 1905 laiklik yasasına dokunması ya da İslam toplumu ile devlet arasında bir sözleşme anlmına gelen “Concordat” imzalanması ve bunun için anayasa değişikliğine gitmesinin de kabul edilemez olduğunu savundu. Dış ülkelerin etkisinin kesilmesi bölümüne ise destek verdiklerini söyledi.
Ana muhalefet Cumhuriyetçiler (LR) ise, müslüman toplumu ile bir “Concordat” imzalanarak İslam’ın Fransa’da yeniden düzenlenmesinin olumlu sonuçlar getirebileceğini dile getirdi.
FRANSIZLAR’IN YÜZDE 56’SI ‘BİR ARADA YAŞAM’A İNANIYOR
Fransa’da LFOP araştırma firması tarafından yapılan son anket, Fransızlar’ın yüzde 56’sının İslam ile Fransız toplumunun bir arada yaşayabileceğine inandığını gösterdi. Saldırıların gerçekleştiği 2016 yılında bu rakam yalnızca yüzde 43 idi. Aynı ankette, katılımcıların yüzde 71’i kesinlikle helal ürünlerden vergi alınmasına karşı olduklarını açıkladı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *