Ürdün’ün başkenti Amman’da bir araya gelen Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye’den diplomatik, askeri ve istihbarat üst düzey temsilcileri bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından yayımlanan ortak bildiride, uluslararası toplum ve BMGK, uluslararası hukuka uymaya davet edildi.
Lazkiye’de başlayan olaylar sonrası Amman’da Suriye ve Komşu Ülkeler Toplantısı düzenlendi. Toplantıya Ürdün, Irak, Lübnan, Türkiye ve Suriye’nin dışişleri ve savunma bakanları ile genelkurmay ve istihbarat başkanları katıldı. Türkiye’den katılan isimler Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın oldu.
Toplantıda ana başlıklar; terörle mücadele, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadelede işbirliği, sınır güvenliğinin sağlanması, bölgedeki diğer ortak zorluklar ve Suriye’deki gelişmeler oldu.
Ortak bildirinin ayrıntıları
Toplantının ardından yayımlanan ortak bildiride, Suriye halkının; ülkenin güvenliğini, istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlayan, haklarını ve güvenliğini koruyan temeller üzerinde vatanlarını yeniden inşa etme çabaları desteklendi.
Suriye’nin güvenliği ve istikrarının, bölgenin güvenliği ve istikrarı için esas olduğu vurgulanan bildiride, Suriye’nin güvenliği, egemenliği ve barışını hedef alan tüm girişimler ve gruplar kınandı. Hükümete, kamu düzenini güçlendirmek ve Suriye’nin istikrarını ile halkının güvenliğini korumak için aldığı tüm önlemlerde destek mesajı verildi.
İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırganlığı ve iç işlerine müdahale girişimlerinin reddedildiği ve kınandığı bildiride, bu durumun uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir saldırı olduğu ve daha fazla çatışmaya yol açacak bir tırmanmaya neden olacağı ifade edildi.
Katılımcılar, bildiride, uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) uluslararası hukuka uymaya, İsrail’in ihlallerine son vermeye ve İsrail’in işgali altındaki Suriye topraklarından çekilmesini sağlamaya çağırdı. Ayrıca, İsrail’in saldırılarını durdurması ve Suriye ile İsrail arasında 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’na uyması talep edildi.
Suriye’ye yönelik yaptırımlar
Katılımcıların yayımladığı ortak bildiride, Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın sonuçları memnuniyetle karşılanarak, Konferans tarafından açıklanan anayasal bildirinin en kısa sürede yayınlanması teşvik edildi.
Her türlü terörizmin kınandığı ve askeri, güvenlik ile ideolojik düzeylerde terörle mücadelede işbirliği mesajının verildiği bildiride, katılımcıların, terör örgütü DEAŞ’ın Suriye, bölge ve dünya güvenliğine yönelik oluşturduğu tehdidi ortadan kaldırmak ve bu örgütü yok etmek amacıyla mevcut uluslararası çabalara destek sağlamak için işbirliği ve koordinasyonun tesisi adına ortak bir operasyon merkezi kurulması ve DEAŞ cezaevleriyle ilgili meselelerin ele alınması konusunda mutabık kaldığı kaydedildi.
Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile organize suçlarla mücadelede işbirliği yapılmasının yanı sıra Suriye’nin bu konulardaki kapasitesinin geliştirilmesi için yardım ve destek sağlanması kararı alındığı belirtilen bildiride, Suriye’nin yeniden imarına yönelik çabalara destek verildiği ifade edildi.
Uluslararası destek
Bildiride, ülkenin erken toparlanma projelerine yönelik katkıların artırılması için uluslararası desteğin seferber edilmesi gerektiği belirtilerek, Suriye’nin devlet inşası ve yeniden imarına engel teşkil eden tüm hususlarla mücadele edebilmesine yönelik kapasitesinin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Suriye’nin yeniden inşa kapasitesini artırmak ve Suriye halkının ihtiyaçlarını karşılamak için Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğine işaret edilen bildiride, Suriye ve komşu ülkeler arasında ekonomik, ticari ve yatırım işbirliğinin yanı sıra enerji ve ulaşım sektörleri de dahil olmak üzere altyapı geliştirme alanlarında işbirliğinin artırılması ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi teyit edildi.
Uluslararası toplum ve kuruluşlarla işbirliği
Bildiride, bölge ülkelerinin, uluslararası toplum ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışarak Suriyeli mültecilerin uluslararası hukuka uygun şekilde, güvenli ve sürdürülebilir şekilde vatanlarına dönüşünü sağlayacak güvenliğe ilişkin, yaşamsal ve siyasi koşulların oluşturulması için ortak çalışması mesajı verilerek, mültecilerin dönüşü tamamlanana kadar uluslararası toplumun, ev sahibi ülkelerdeki mültecilere yönelik tüm sorumluluklarını yerine getirmeye devam etmesi gerektiğinin altını çizildi.
Ortak basın toplantısı yapıldı
Ürdün’ün başkenti Amman’daki Beşli Güvenlik Zirvesi’nin ardından ortak basın toplantısı gerçekleştirildi.
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan burada yaptığı konuşmada, terörle mücadele de dahil Suriye’nin istikrarına yönelik konuları ve bölgesel terör faaliyetlerini masaya yatırdıklarını dile getiredi, “Suriye’de yeni kurulan hükümete her yönüyle yardımcı olmak, istikrarlaştırıcı bütün faaliyetlerini desteklemek konusunda tabii ki kararlılığımız var.” dedi.
“(Lazkiye’deki olaylar) Suriye hükümetinin hiçbir provokasyona gelmeden haftalardır sürdürdüğü politikanın son günlerde bir provokasyonla rayından çıkartılmaya çalışıldığını görüyoruz.” ifadesini kullanan Hakan Fidan, Suriye’de bulunan Alevi, Hristiyan, Dürzi ve Nusayrilerin provokasyonlardan uzak durmasının önemli olduğunu söyledi.
Bölge ülkeleri ve Türkiye’nin, Suriye’de istikrarı bozucu hiçbir inisiyatifi desteklemediğinin altını çizen Fidan, sivil halkın can, mal ve kültürel haklarının kutsal olduğunu her platformda savunduklarını vurguladı.
Suriye ve ona komşu 4 ülke olarak, bölgedeki bazı kronik sorunların çözümüne ilişkin tarihi bir görüşme yaptıklarını belirten Fidan, 5 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen zirveye duyulan ihtiyacı önceki görüşmelerde muhataplarıyla değerlendirdiğini söyledi.
“Bölge ülkeleri olarak bölgenin sorununa hep beraber sahip çıkma, çözme yolunda bir irademizin, inisiyatifimizin olması gerekiyor. Yoksa bölgedeki sorunlar, küresel sorunlara dönüşüyor ve küresel diğer aktörlerin bölgemize müdahale etmesine yol açıyor. Bu müdahale neticesinde çözümden daha çok problemle karşılaşıyoruz.” dedi.
Bugünkü görüşmelerde atılabilecek somut adımları değerlendirdiklerini aktaran Fidan, “Bölge ülkeleri olarak özellikle DEAŞ’a yönelik bir müşterek operasyon ve istihbarat mekanizmasının kurulması konusunda karar aldık. Arkadaşlarımız detayları somutlaştırmak için bu konuda çalışacaklar.” dedi.
Fidan, zirveye katılan ülkelerin, İsrail’in bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı ortak duruşunu nihai bildirgeyle yansıttığına dikkati çekti.
“Irak, Suriye ve Türkiye için ortak düşman olan PKK’nın da bölgeden silinmesi, silahlı terör faaliyetlerine son vermesi bizim önceliklerimiz arasında yer almaktadır.” diye konuşan Fidan, DEAŞ’ın bölgede tekrar baş vermeden tamamıyla ortadan kaldırılması için 5 ülkenin kabiliyetlerini birleştirerek var gücüyle çalışacağını kaydetti.
Bakan Hakan Fidan, gelecek toplantıya Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını bildirdi.
Hakan Fidan soruları yanıtladı
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, terör örgütü DEAŞ tehdidinin ortadan kaldırılması için her türlü imkan ve kabiliyetin kullanılması konusunda güçlü irade ortaya koyduğunu ve Türkiye’nin DEAŞ’la kararlılıkla mücadele ettiğini anlattı.
Terör örgütü DEAŞ’ın birden çok ülkeye aynı anda zarar vermesi ve faaliyet göstermesi nedeniyle bir ülkenin örgütle tek başına mücadele etmesinin tehdidi kendisinden uzaklaştırdığını fakat “bertaraf edemediğini” belirterek, bölge ülkelerinin buna karşı güçlü bir platform oluşturmasının önemini vurguladı.
Suriye’de yeni kurulan hükümetin azınlıklara ve diğer mezheplere yönelik uzlaşmacı tavrının “bölgede provokasyon ve karışıklık bekleyen birçok bölge ve bölge dışı aktörün hevesini kursağında bıraktığını” dile getiren Fidan, “Hal böyle olunca provokasyonu kendileri ortaya çıkarma yolunda birtakım adımlar attılar. Bunun neticesinde ortaya çıkan olaylarda şu anda bir yatışma olduğunu görüyoruz.” dedi.
Provokasyonlara karşı “uyanık” olunması gerektiğine işaret ederek, Suriyeli meslektaşlarıyla bu konuda görüştüklerini belirtti. Uluslararası platformlarda ortaya konan bazı propagandaların Suriye’deki olayları olumsuz etkilediği değerlendirmesinde bulunan Fidan, provokasyonların önünün kesilmesi gerektiğini kaydetti.
‘DEAŞ’a karşı ortak anlayış PKK’ya karşı da olmalı’
Fidan, Türkiye’nin terör örgütü PKK’ya yönelik tutumuna ilişkin bir soruyu, “Nasıl ki DEAŞ Arapları temsil etmiyorsa PKK da Kürtleri temsil etmiyor. Bu ayrımı çok net şekilde yapmamız lazım.” diyerek yanıtladı.
Terör örgütü PKK’nın Türkiye’de 1 metrekare bile toprağı kontrol etmediğine işaret eden Fidan, “Ama buna mukabil Suriye’nin 3’te 1’ini işgal etmiş durumda, enerji kaynaklarının başına oturmuş durumda. Irak’ta, Irak Kürdistanı’nda 700 köyü işgal etmiş durumda. Sincar’ı işgal etmiş durumda.” dedi.
“Bu sorun sadece Türkiye’nin sorunu değil, Irak’ın da Suriye’nin de hatta İran’da silahlı grupları var, onların da sorunu.” ifadesini kullanan Fidan, terör örgütü DEAŞ’a karşı ortak anlayışın PKK’ya karşı da olması gerektiğini söyledi.
Iraklı ve Suriyeli mevkidaşlarıyla bu konularda yakın işbirliği içinde olduklarını aktaran Fidan şöyle konuştu:
“Biz kendimize bakan kısmını çözdük. Ama Suriye’deki PKK ile mücadeleyi kim yapacak? Irak’taki PKK ile mücadeleyi kim yapacak? Irak’ta silahlı gruplar ortalıkta dolaşırken kim finans getirecek? Kim yatırım getirecek? Meşru hükümet kuvvetlerini biz ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan bakıyorsunuz, Sincar’da başka bir PKK grubu, Türkiye sınırında başka bir PKK grubu…”
Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani de zirvenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Suriye’nin istikrarına destek olan ülkelere teşekkür eden Bakan Şeybani, “Bu toplantıya katılan ülkelere geçmiş yıllarda Suriye halkına verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Tüm zorluklara rağmen Suriyelileri ağırladılar.” dedi.
Toplantıya katılan ülkelerin, Suriye hükümetinin yanında durduğunu belirten Şeybani, bu ülkelerin Suriye’nin toprak bütünlüğünün üzerinde durduğunu ve İsrail’in tehditlerine karşı olduğunu ifade etti, “Suriye ile komşu ülkeler arasında ortak ekonomi ve yatırım işbirliğinin önemine vurgu yapıyoruz.” ifadesini kullandı.
Suriye’de son günlerde yaşananlar hakkında ise Şeybani, “Esed rejimi 1 milyondan fazla Suriyeliyi katletti, 15 milyon insanı yerinden etti. 150 bin Suriyeli halen kayıp. Suriye yönetimi, iki gün önce yaşananların olmaması için göreve başladığı ilk günden itibaren hoşgörü ve af politikası yürüttü. Dolayısıyla tüm icraatımız toplumsal barışın korunması ve güçlendirilmesine yönelikti.” diye konuştu.
Devrik rejim unsurlarına müsamaha gösterilmeyeceğinin altını çizen Şeybani, “Suriye hükümeti toplumsal barışın garantörüdür, bu politikasına bağlıdır. (Devrik rejim unsurlarının) Güvenliği ve istikrarı bozmalarına izin verilmeyecek.” ifadesini kullandı.
Suriye’de güvenliği sağlamakla mükellef kurumlar olduğuna dikkati çekerek, “Başkasının bu görevi üstlenmesine izin verilmeyecek. Bu işe karışanlar yargı önüne çıkarılacak.” diyen Şeybani şöyle devam etti:
“Biz bugün tüm halkın ve tüm mezheplerin garantörüyüz, herkesi eşit şekilde koruyoruz. Kimse arasında ayrım yapmıyoruz. Tüm suçlamaları kınıyoruz, kabul etmiyoruz. Suriye halkı Esed rejiminin katliamlarının kurbanıydı, bu trajedinin tekrarlanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Biz tüm Suriye halkına eşit şekilde bakıyoruz. Herkes kanun, haklar ve görevler bakımından eşittir.”
Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de basın toplantısında, Suriye’nin güvenliğinin komşu ülkeler için taşıdığı öneme değindi ve komşu ülkelerle bu konuda neler yapılması gerektiğini görüştüklerini ve pek çok noktada hemfikir olduklarını söyledi.
DEAŞ’ın Suriye ve bölge için oluşturduğu tehditle mücadelede birlikte hareket etme konusunda hemfikir olduklarını kaydeden Safedi, Suriye’nin güvenliği ve istikrarının komşu ülkeler için önemli olduğunu ifade etti.
Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi, nisan ayında 2. Suriye ve Komşu Ülkeler Toplantısına Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını kaydetti.
İsrail’in, bölgede hedeflerine ulaşmak için kaos ortamı oluşturmaya çalıştığına ve terörizmin yeşerdiği ortamlara katkıda bulunduğuna vurgu yapan Safedi, “Türkiye’ye yönelik her türlü terör tehlikesi bize yönelik de bir tehdittir.” diyerek teröre karşı ortak duruşlarını ifade etti.
Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin de toplantıda DEAŞ’ın Suriye ve komşu ülkeler üzerindeki tehditlerine odaklanıldığını aktardı. Irak ve Suriye’nin istikrarının ayrılmaz bir bütün olduğunun altını çizen Hüseyin, “Irak’ın DEAŞ’tan çok çektiğini, bu örgüte karşı verilecek mücadelenin ise sadece Suriye değil bölgesel düzeyde olması gerektiğini” dile getirdi.
DEAŞ’ın gücünün ve faaliyet gösterdiği alanın büyüdüğüne dikkati çeken Hüseyin, Suriye yönetiminin katılımıyla bir operasyon odası kurulması konusunda mutabakata vardıklarını aktardı.
Lübnan Dışişleri Bakanı Recci
Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci de Suriye’nin istikrarının Lübnan için çok önemli olduğunu belirtti. Recci, silah, uyuşturucu kaçakçılığı ve terörizmle mücadele de dahil olmak üzere ülkeler arasında işbirliği olduğunu ifade etti.
Ürdün Kralı toplantının katılımcılarını kabul etti
Amman’daki toplantıya Ürdün, Irak, Suriye, Lübnan ve Türkiye’den katılan heyetler Ürdün Kralı 2. Abdullah tarafından kabul edildi. Türk Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yayımlanan mesajda, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın, Hakan Fidan, Yaşar Güler ve İbrahim Kalın’ı, Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnanlı mevkidaşları ile beraber kabul ettiği belirtildi.
Ürdün Kraliyet Divanından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kral Abdullah başkent Amman’daki El-Hüseyniye Sarayı’nda, Suriye ve Komşu Ülkeler Toplantısına katılan ülkelerin temsilcilerini kabul etti.
Abdullah, Ürdün’ün, Suriye’nin güvenliğini, istikrarını, toprak bütünlüğünü koruma ve vatandaşlarını koruma konusunda yanında durduğunu vurguladı. Açıklamada Ürdün Kralı Abdullah’ın şu ifadeleri kullandığı belirtildi:
“Suriye’ye komşu ülkeler arasında koordinasyonun sürdürülmesinin öneminin yanı sıra, özellikle terörle mücadele, sınır güvenliği ve silah ile uyuşturucu kaçakçılığının önlenmesi konularında ortak zorluklarla başa çıkmak açısından büyük önem taşımaktadır.”
Suriyelilerin evlerine ve yurtlarına dönebileceği uygun şartların oluşturulmasının zorunlu olduğuna dikkati çeken Kral Abdullah, dönüşün gönüllü ve güvenli olmasının altını çizdi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *