Barış Pehlivan, saldırıya uğrayan savcıyı anlattı

Barış Pehlivan, saldırıya uğrayan savcıyı anlattı

Kadıköy’de Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Necip Cem İşçimen’e yönelik yumruklu saldırının ardından olay basına yansırken, Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Barış Pehlivan, savcı İşçimen’in hayat hikayesini bugünkü köşesinde anlattı.

İstanbul Kadıköy Feneryolu mahallesinde otoparkının çıkışında iki şüpheliyle tartışan İşçimen’in daha sonra saldırıya uğramasına ilişkin soruşturma açılmıştı. Tartışmanın ardından İşçimen’i darbettiği belirlenen firari şüpheli E.G, soruşturmanın yürütüldüğü Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına giderek teslim olmuş, işlemlerinin tamamlanması sonrası sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı.

İşçimen’e hakaret ettiği belirlenen ve yakalandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli T.T.İ. de toplanan yeni deliller doğrultusunda sevk edildiği sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.

Konuyu bugün köşesine taşıyan Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, savcı Necip Cem İşçimen’in hayat hikayesine ilişkin ilginç detaylar verdi.

Pehlivan yazısında şunları anlattı:

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldu. Kısa bir süre avukatlık yaptı. Sonrasında Konya’dan Yozgat’a, Ankara’dan Elazığ’a kadar birçok yerde cumhuriyet savcılığı görevinde bulundu. Tetkik hâkimi oldu; suç örgütleri ve cinsel saldırılar gibi dosyalarda görevlendirildi.

Ayrıca Milli Piyade Tüfeği MPT-76’nın yapım planlarının satılmasına ilişkin soruşturmayı, Kozmik Oda kumpası ve MHP-Baykal kaset kumpası soruşturmalarını yönetti.

SAHİ, NEDEN YARGITAY’DA?   

Meslek hayatının dönüm noktası 15 Temmuz darbe girişimi oldu. 69 ayrı FETÖ davası açtı, Yurtta Sulh Konseyi’ni isim isim deşifre etti. Lakin yazdığı iddianameler, soruşturmalarda uzanmak istediği şüpheliler birilerini rahatsız ediyordu. Öyle ki “Akıncı Üssü’nde kimi bulursak gözaltına alalım” talimatını o vermesine rağmen, Adil Öksüz kendisine değil de başka adliyeye teslim edildi. Teknokent soruşturması kapsamında Hacettepe Üniversitesi’ne ait bazı yerlerin TÜRGEV’e verilmek istenmesine de direnince “kara listeye” alındı.

Hatta, Ankara kulislerinde konuşulur:

FETÖ kumpasları döneminde Emniyet genel müdürü olan, dönemin Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’ı gözaltına almak istedi. Ancak engellendi.

Ama asıl ip, 15 Temmuz’a dair iki ismin ifadesini almak istemesiyle koptu: Hulusi Akar ve Hakan Fidan.

Denir ki özellikle Hulusi Akar bu talebe çok öfkelendi. İfadesini almak isteyen o Ankara cumhuriyet başsavcı vekilinin görevden alınması için lobi yaptı.

Ne zaman ki…

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman oldu…

Terör ve darbe soruşturmalarından uzaklaştırıldı. Deneyimini ve bilgi birikimini kullanamayacağı bilişim suçlarından sorumlu yapıldı. Sonra Ankara’dan uzaklaştırılıp sınır illerine gönderilmesi için çabalandı.

Yetmedi.

Yargı dünyasında sürgün yeri olarak bilinen Yargıtay’da savcı yapıldı.

Yetmedi.

Koruma sayısı düşürüldü.

Yetmedi.

Covid döneminde büyük bir hayat mücadelesi verdi, ölümden kıl payı kurtuldu. O süreçte bile, makam aracı elinden alınmak istendi.

Yargıtay’da sahtekârlık ve dolandırıcılık gibi “basit” suçlardan sorumlu yapıldı.

Evet… Necip Cem İşçimen’in kısa hayat öyküsünü okudunuz. Hani, İstanbul’da saldırıya uğrayan Yargıtay savcısının…

Günlerdir AKP’liler ve iktidar medyası İşçimen’e yapılan saldırıyı kınıyor, üzüntülerini dile getiriyor. Halbuki, bugün fiziksel saldırıya uğrayan İşçimen görevini yaparken de ciddi bir psikolojik şiddete maruz kalmıştı. Bilmeyin istiyorlar, siz unutmayın.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *