Myanmar yönetiminden yardım kuruluşlarına engel

Myanmar yönetiminden yardım kuruluşlarına engel

Myanmar’ı yöneten askeri cunta, uluslararası organizasyonların Mocha Kasırgası’nın etkilediği bölgelere insani yardım yollaması kararını feshettiği bildirildi. Açıklamayı yapan Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, fesih kararı için bir gerekçe gösterilmediğini belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (UNOCHA) yayımladığı rapora göre, Myanmar askeri yetkilileri, insani yardım kuruluşlarının seyahat izinlerini askıya aldı.

Muson yağmurları sezonuyla çakışan kararın “daha kötü bir zamanda yapılamayacağı” ifade edilen raporda, askeri yönetimin seyahat izinlerini neden kaldırdığı aktarılmadı.

​​​​​​​Güvenlik gerekçesiyle ismini açıklamak istemeyen insani yardım organizasyonu üyesi, Arakan eyalet yönetiminden aynı gün içerisinde ilk önce seyahat izni, sonra da fesih kararı mektubu aldıklarını belirtti.

Aralarında yazar Wai Hun Aung’un da bulunduğu 5 yardım kuruluşu üyesi, 23 Mayıs’ta kasırgadan etkilenen bölgelere yardım götürürken tutuklanmış, birkaç gün sonra serbest bırakılmıştı.

Mocha Kasırgası

14 Mayıs’ta meydana gelen Mocha Kasırgası’nda en az 148 kişi ölmüş ve 700 bin ev zarar görmüştü.

Şiddetli yağmur ve sele yol açan, 5. kategori olarak tasniflenen Mocha Kasırgası nedeniyle, ülkenin batı kıyısındaki Arakan eyaletinde “acil durum” ilan edilmişti.

Bangladeş ve Myanmar’da kasırga nedeniyle sahil kesimlerindeki yüz binlerce kişi tahliye edilmişti.

Myanmar’daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San SuuÇii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.

Myanmar’a 2008’de 135 bin kişinin öldüğü Nargis Kasırgası ardından da uluslararası insani yardım ve basın kabul edilmemişti.

Myanmar’da Arakanlı Müslümanların topraklarını terk etmesinin üzerinden 5 yıl geçti

Myanmar’da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan’da ordunun sivillere yönelik yaptığı katliam nedeniyle binlerce Arakanlı Müslüman’ın (Rohingya) evlerini terk etmek zorunda kalmasının üzerinden 5 yıl geçti.

Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda yüzlerce köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken 900 binden fazla Arakanlı Müslüman komşu Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldı.

Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.

Bangladeş dünyanın en büyük mülteci kampına ev sahipliği yapıyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 936 bin 733’e ulaştı.

Myanmar ordusunun artan baskısından kaçıp Bangladeş’e sığınan mültecilerin büyük bölümü Cox’s Bazar ve çevresinde bulunan kamplarda kalıyor.

BM verilerine göre, Bangladeş’teki 34 kamptaki mültecilerin yüzde 52’sini çocuklar, yüzde 44’ünü yetişkinler ve yüzde 4’ünü de yaşlılar oluşturuyor.

196 bin 121 ailenin yaşadığı kamplarda nüfusun yüzde 52’si kadın, yüzde 48’i ise erkek.

Binlerce kişi de, Tayland ve Hindistan’a sığındı. BM verileri, 92 bin Arakanlı Müslüman’ın Tayland’a, 21 bininin ise Hindistan’a gittiğini ortaya koydu. Bazı mülteciler, sığındığı Endonezya, Nepal, Malezya’ya da yaşam mücadelesini sürdürüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Mart 2022’de, Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçları “soykırım” olarak tanıdıklarını açıklamıştı. ABD’nin, şu ana kadar Holokost’un yanı sıra 7 olayı daha soykırım olarak tanıdığını belirten Blinken, “Bugün ise Myanmar ordusunun Arakanlılara karşı işlediği soykırımı ve insanlığa karşı suçları da 8’inci soykırım olarak tanımladık.” demişti. Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara yönelik geniş çaplı ve sistematik suçlar işlediğini dile getiren Blinken, köylerin yakılması, toplu katliamlar, tecavüzler ve diğer “korkunç suçların” bölgedeki insanlara uygulandığını vurgulamıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *