SES Partisi, dünkü gelişmelerin ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermemiz mümkün değildir duyurusu yaptı.

Partinin yayımladığı açıklama metni şöyle:

“Bu hafta sonu, ülkemizi gelecek beş yıl daha yönetecek Cumhurbaşkanını seçmek üzere, seçimlerin ikinci turu gerçekleştirilecek. Toplumun siyasetten beklentilerini ifade etmesi ile karar alma ve yönetim sürecine katılımı açısından seçimler önemli bir fırsattır. Hatta tek fırsattır. Bu süreçte kutuplaştırıcı siyaset diline rağmen, sergilenen toplumsal olgunluk herhangi bir kaosun yaşanmasına fırsat vermemiştir.

Partimiz henüz yeni kurulmasına rağmen ilk günden itibaren muhalefetin önemine, parti kültürünün değişimine ve siyasette yapısal dönüşüm ihtiyacına ısrarla dikkat çekmiştir. Muhalefet; tüm uyarılarımıza rağmen ekonomik sorunlara ilişkin güven verici, ikna edici somut çözüm önerilerine odaklanmak yerine hükümet sistemi tartışmasına kilitlendiği için toplumun yeterli ilgisine mazhar olamamıştır. Bu bağlamda, seçimin birinci turunun hükümet sistemi referandumuna dönüştürülmesi yanlış bir strateji olmuştur. Dolayısıyla seçmenin TBMM’deki çoğunluk tercihine ilişkin ortaya çıkan iradesine saygı duymak ve ikinci turda da bu tercihi dikkate almak demokratik bir zorunluluktur.

Ülkenin önündeki küresel ve bölgesel sorunlara çözüm üretmek için yapıcı muhalefet ihtiyacı 29 Mayıs tarihi itibariyle çok daha hayati anlam taşıyacaktır. Özgürlükçü, eşitlikçi bir yeni sivil anayasa için meclis içinde uzlaşma iradesi herkese tarihi bir sorumluluk yüklemektedir. Seçimi kim kazanırsa kazansın her iki adayın da meclis gruplarında bu yöndeki beklentiyi dikkate alacağını umut ediyoruz. Yine kazanacak adayın sadece kendisini destekleyen kesimleri değil tüm ülkeyi kucaklayan tutum ortaya koyması toplumsal barış açısından önemli bir kazanım olacaktır.

Seçmen iradesini özgür birey, bilinçli yurttaş ve sorumlu toplum perspektifi ekseninde ele alıyor ve partimize gönül veren her seçmenin iradesine saygı duyuyoruz. Bu bağlamda; Partimizin varoluşsal sebepleri de dikkate alınarak, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile vardığı anlaşma sonrası, Millet İttifakını destekleyeceğine ilişkin karar ver açıklaması partimiz ve parti tabanımız açısından kabul edilemezdir.

Sosyal barış, siyasi uzlaşma ve toplumsal bütünleşme gibi hususların öncelikli olmasına inandığımız yeni dönemde, bu beklentilerimize taban tabana zıt bir paradigma değişikliğinden dolayı Millet İttifakı ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermemiz mümkün değildir. Bu husustaki kararlılığımız değişmezdir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Özdağ-Kılıçdaroğlu protokolü

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu dün ortak bir basın açıklaması yaptı. Özdağ yaptığı açıklamada Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini söyledi.

İkilinin anlaştığı 7 maddelik protokol metninde şu ifadeler yer aldı:

“Bu protokol, Zafer Partisi ile Millet İttifakı Bileşenleri arasında, Cumhurbaşkanlığı İkinci tur seçiminde ve sonraki süreçte yapılacak iş birliği esaslarını kapsamaktadır. Amaç: 21 yıllık AKP hükümetlerinin yarattığı sosyal yıkım, yolsuzluk, yoksulluk, devlet krizi, sığınmacı sorunu, rant-borç-talan ekonomisi ve neden olduğu ağır ekonomi sorunları ve toplumun siyasi kutuplara bölünmesine karşı devletin yeniden düzenlenmesi; millî birlik ve beraberliğin sağlanması, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar ve ağır ekonomi sorunlarının çözümü, Türkiye için ağır bir güvenlik ve demografi sorunu oluşturan sığınmacı ve kaçakların gönderilmesi için ortak çalışma ve iş birliği detaylarının tespit edilmesidir.”

Protokolde yer alan 7 maddelik temel ilkeler şöyle:

1 – Anayasamızın ilk 4 maddesi ve 66. madde de yer alan Türk Vatandaşlığı konusundaki tanımı ve içeriği korunacaktır.

2 – 1924 yılında kurulan milli-üniter-laik devletten asla taviz verilmeyecektir. Bu değerlere bağlı kalınacaktır.

3 – Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacılar ve kaçaklar en geç 1 yıl içerisinde ülkelerine geri gönderilecektir.

4 – Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir.

5 – Devletin bütün birimlerinde yapılacak görevlendirmelerde sadakat değil, liyakatin esas alınması sağlanacaktır.

6 – Bütün yolsuzluklar ile hukuk çerçevesinde çok etkin bir şekilde mücadele edilecektir.

7 – Devletin vatandaşına karşı şeffaf olunması ve açık davranması konularında tam mutabakata varılmıştır. (Gazete Duvar)