Almanya gün geçtikçe Ukrayna-Rusya savaşının bir tarafı haline geliyor

Almanya gün geçtikçe Ukrayna-Rusya savaşının bir tarafı haline geliyor

Küçük koalisyon ortaklarının ve Washington’un etkisiyle savaşta bir taraf haline dönüşen Almanya’nın bu durumu bir yandan Moskova ile doğrudan karşı karşıya gelme riskini artırırken diğer yandan anlaşmazlıkların barışla sonuçlanması durumunda bile Almanya-Rusya arasındaki ilişkilerin eski haline dönme ihtimalini azaltıyor.

Prof. Dr. Kemal İnat / AA

Leopard 2 tankları konusuyla ilgili tartışmalar ve sevkiyatın arka planı nedir?

Almanya hükümeti, Ukrayna’nın uzun zamandır talep ettiği Leopard 2 tanklarını teslim etmeye karar verdi. Almanya, daha önce satış yaptığı ülkelerin de istedikleri takdirde bu tankları Ukrayna’ya göndermesine izin verdi. Bu kararla hem Almanya’daki koalisyon hükümetinin ortakları hem de Berlin ile Washington ve bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin başkentleri arasında bir kriz daha aşılmış oldu. Berlin ile Moskova arasındaki kriz ise daha da büyüyecek gibi görünüyor. Tam da bu sebepten dolayı Almanya’daki federal hükümetin büyük ortağı Sosyal Demokrat Partili (SPD) Şansölye Olaf Scholz, ülkesinin Ukrayna’ya Leopard 2 tankları teslim etmesine karşı çıkıyordu. Scholz ve SPD’nin diğer ileri gelen siyasetçileri Rusya ile Batı arasında yaşanan krizde liderlik rolü üstlenmek istemiyor. Ukrayna-Rusya savaşının başından beri izledikleri politika bunu açık bir şekilde gösteriyor. Almanya, Ukrayna’ya silah verilmesi ve Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda ilk etapta her daim isteksiz davrandı. Koalisyon ortakları, ABD ve Avrupa kamuoyundan gelen baskılar karşısında geri adım atarak, gerek silah teslimatı gerekse Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda Washington’un çizgisini takip etmek zorunda kaldı. Bu süreçte koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) önde gelen siyasetçileri “sadece kendi ülkesi için değil aynı zamanda Avrupa’nın özgürlüğü için savaşan” Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarının verilmesini ve “Almanya’nın kendisinden beklenen liderliği üstlenmesi gerektiğini” ifade etti. Öte yandan, SPD’nin Federal Meclis Grup Başkanı Rolf Mützenich Ukrayna’ya Leopard 2 tankları verilmesini savunanların Almanya’yı “silahlı bir çatışmanın parçası olmaya çağırdıklarını ve bunların yarın da savaş uçakları ve asker gönderelim demeye başlayacaklarını” ileri sürerken, Berlin’in temkinli bir politika izlemesi gerektiğini savundu. Ancak buna rağmen Şansölye Scholz koalisyonun küçük ortaklarından gelen baskılar karşısında Ukrayna’ya 14 Leopard 2 A6 tankı gönderme kararı aldı. Scholz’un bu kararında İngiltere’nin Ukrayna’ya tank göndereceğini açıklaması ve ABD’nin Abrams tanklarını göndermeye hazır olduğuna dair verdiği işaretler de etkili oldu. Bu şekilde Scholz, Batı’nın Rusya’ya karşı mücadelesinde, Almanya’nın istemediği “liderlik” rolünü üstlenmek zorunda kalmayacağını düşünüyor.

Tankların sevkiyatı Almanya için ne anlama geliyor?

Leopard 2 tanklarının Ukrayna’ya verilmesi yönündeki karar her şeyden önce Şansölye Scholz için yeni bir mağlubiyet anlamına geliyor. Bu durum Scholz’un, küçük koalisyon ortaklarına, transatlantik ortaklıkta ABD’ye ve AB içinde Polonya, Litvanya ve Estonya gibi aşırı Rusya karşıtı çizgiye sahip ortaklarına karşı mağlubiyeti anlamına geliyor. Bütün bu aktörler bir araya gelerek Almanya’daki koalisyon hükümetinin büyük ortağı SPD’ye ve bu partiye mensup başbakana bir kez daha geri adım attırdı. Burada ilginç olan ise Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin savaşın başlamasının hemen ardından Batılı müttefiklerinden tank talep etmesine ve bu tankları bugüne kadar ne ABD ne İngiltere ne de Fransa’nın vermiş olmasına rağmen suçlanan ülkenin Almanya olmasıdır. ABD, denizaşırı taşımanın zor olacağı ve yakıt uyumsuzluğu gibi tuhaf gerekçelerle son ana kadar Abrams tanklarının Ukrayna’ya teslimini reddederken İngiltere ise ancak geçen hafta Ukrayna’ya 14 adet Challenger 2 tankı verileceğini duyurdu. Ayrıca savaşın başından beri Almanya’nın ABD ve İngiltere’nin ardından Ukrayna’ya en fazla silah desteği veren üçüncü ülke olduğu gerçeği düşünüldüğünde Berlin’deki federal hükümetin imaj çalışmasını çok kötü yönettiği anlaşılıyor. Almanya, bugüne kadar Ukrayna’ya Gepard uçaksavar tankları, obüs topları, çok namlulu roketatarlar ve IRIS-T hava savunma sistemi dahil olmak üzere birçok gelişmiş silah platformunu teslim etti. Nihai açıdan bakıldığında Almanya’nın, Ukrayna’ya bu kadar çok destek verirken, bu alanda bu kadar kötü bir imaja sahip olması koalisyon hükümetini oluşturan ortaklar arasında yaşanan görüş ayrılıkları ve rekabetle açıklanabilir. Yeşiller ve FDP’nin Ukrayna-Rusya savaşı konusunda SPD’den çok Washington’a yakın olmaları Almanya’nın bu konuda rasyonel bir politika geliştirmesine engel oluyor.

Almanya’nın tank sevkiyatı savaşın seyrini nasıl etkiler?

Gelinen aşamada Rusya birlikleri karşısında ilerlemekte zorlanan ve hatta bazı kritik cephelerde gerilemek zorunda kalan Ukrayna ordusunun dünyanın en iyi tankları arasında gösterilen Leopard 2 tanklarına kavuşacak olması savaşın gidişatı açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Bu silahlara sahip olmak Ukrayna’nın Rusya’dan beklenen bahar operasyonunun püskürtmesine ve kendi birliklerini ilerletmesine yardımcı olabilir. Ancak bu tanklardan ne kadarının ne zaman teslim edileceği de önemli. Almanya’nın yanında Polonya, İspanya, Hollanda ve Finlandiya gibi ülkeler de Berlin’in izin vermesiyle kendi envanterlerindeki Leopard tanklarından Ukrayna’ya teslim edeceklerini duyurdu. Ancak Alman Savunma Bakanı’nın planlanan Leopard 2 A6 tanklarının en erken 3 ay içinde teslim edilebileceğini açıklaması, Ukrayna ordusunun cephede avantaj oluşturacak düzeyde donanıma sahip olması için oldukça fazla zamana ihtiyaç olduğunu da gösteriyor.

Rusya ile ilişkiler açısından meseleye bakıldığında ise Almanya, koalisyonun büyük ortağının isteksizliğine rağmen, küçük koalisyon ortaklarının ve Washington’un etkisiyle gün geçtikçe Ukrayna-Rusya savaşının bir tarafı haline geliyor. Bu durum bir yandan Moskova ile doğrudan karşı karşıya gelme riskini artırırken diğer yandan anlaşmazlıkların barışla sonuçlanması durumunda bile Almanya ile Rusya arasındaki ilişkilerin eski haline dönme ihtimalini azaltıyor.

[Prof. Dr. Kemal İnat, Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü]

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *