Yaptırımlara rağmen, Almanya ile Kuzey Kore arasında ‘bilimsel’ işbirliği

Yaptırımlara rağmen, Almanya ile Kuzey Kore arasında ‘bilimsel’ işbirliği

BM yaptırımlarının uygulandığı devletlerden biri olan Kuzey Kore ile Batı kulübünün önemli üyesi Almanya’nın yıllardır lazer teknolojisi konusunda ortak çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı. BM’nin 2016’da Kuzey Kore ile tüm bilimsel işbirliklerini sonlandırma çağrısına karşın Berlin merkezli Max Born Enstitüsü 2020 yılına kadar Pyongyang’daki Kim Il-sung Üniversitesi ile işbirliğini sürdürmüş.

Diktatör Kim Jong Un, nükleer silahlarını ve füzelerini modernize etmek istiyor. BM, bu yüzden üye devletleri Kuzey Kore ile işbirliklerini sonlandırmaya çağırdı. Yine de Berlin’deki bir lazer enstitüsü çalışmayı sürdürdü.

Kuzey Kore, 2022’de benzeri görülmemiş sıklıkta balistik füze testi gerçekleştirdi. Yedinci nükleer teste  hazırlandıklarından endişe ediliyor. Ülkenin diktatörü Kim Jong-un daha fazla kitle imha silahı (KİS) istiyor ve ordusunun kapasitesi hızla artıyor.

Bu tür bir gelişme bilim ve teknolojide ilerleme olmadan mümkün olmazdı; bu nedenle BM Güvenlik Konseyi Kuzey Kore ile akademik değişim ile teknoloji transferine yaptırım uyguluyor. Kuzey Kore’ye karşı dokuz farklı yaptırım paketi var.

Kasım 2016’da, komünist rejimin beşinci nükleer testinin ardından, BM üye devletlere, özel izin gerektiren nadir durumlar hariç, Kuzey Kore ile tüm bilimsel işbirliklerini sonlandırma çağrısı yaptı.

Japon silahsızlanma uzmanı Katsuhisa Furukawa, 2011-2016 yıllarında BM yaptırımlarını izlemekle görevli Kuzey Kore Uzmanlar Panelinde görev yaptı.

DW’ye konuşan Furukawa, “Bu yaptırımlar, (Kuzey Kore’nin) sivil alanda araştırmalar yaparak kitle imha silahlarıyla bağlantılı bilgi ve kabiliyet edinebileceği anlayışıyla getirildi” dedi.

Kim Il Sung Üniversitesi ile ortak araştırma

Fakat bu mesaja, sivil lazer araştırmalarında uzmanlaşmış Berlin merkezli Max Born Enstitüsü’nde dikkat edilmedi. Kısaca MBI olarak da bilinen enstitü, Pyongyang’daki Kim Il-sung Üniversitesi’ndeki bir grup araştırmacı ile işbirliklerini sürdürdü.

Kim Il-sung, Kuzey Kore’nin  en seçkin üniversitesi. Kurumun çalışmaları, ülkenin nükleer ve balistik füze programları için hayati önemde. Furukawa, “birden fazla yaptırım ihlali” nedeniyle kurumun soruşturulduğunu söyledi.

Görünüşe göre soruşturmaları umursamayan MBI sadece yaptırımların sıkılaştırıldığı 2016’dan sonra değil, 2017’deki altıncı nükleer testten sonra bile ortak araştırmalara devam etti.

“Almanya, BM yaptırımlarını ihlal etti”

Dahası, MBI araştırmacısı Dr. Joachim Herrmann 2017-2020 yıllarında Kuzey Koreli bilim insanları ile dokuz ortak makale yayınladı. Furukawa bu işbirliğinin “büyük olasılıkla Almanya’nın BM yaptırımlarını ihlal ettiği anlamına geldiğini” söyledi.

Dokuz makelenin tümü, hayata geçirilmesi hemen mümkün olmayan lazer teknolojisine dair temel araştırmalar niteliğinde. Ancak askeri uzmanlar şu konuda hemfikir: Lazerler, gelecekteki savaşların önemli bir parçası olacak.

Joachim Herrmann özellikle Kuzey Koreli bir fizikçi olan Im Song-jin ile çalıştı. Im Song-jin daha önce MBI’da konuk akademisyen olarak iki yıl geçirmişti. 2010’da Pyongyang’a döndükten sonra e-mail ile irtibatta kaldılar ve birlikte uzaktan çalışmayı sürdürdüler.

Tehdit “tehlikeli şekilde gerçek”

DW, ikilinin son ortak makalesini on bağımsız uzman, altı fizikçi ve dört silahsızlanma uzmanıyla ayrı ayrı konuştu.

Fizikçiler fikir ayrılığı yaşadı. Yarısı bir tehlike görmedi. Diğer yarısı gelecekte potansiyel olarak askeri amaçlı kullanılabileceği yorumunu yaptı. Dört silahsızlanma uzmanının tamamı ise askeri kullanım riskinden endişe ediyor.

İsminin gizli kalmasını isteyen bir BM kaynağı DW’ye, “İleri bilimsel çalışmaların askeri anlamda kullanılabilirliğini belirlemek oldukça zor, üstelik gizlemek ya da reddetmek de çok kolay. Ancak bu tür bir bilgi transferinin neden olduğu tehdit son derece gerçek” dedi.

Kim suçlu?

Dr. Joachim Herrmann DW’ye konuyla ilgili röportaj vermeyi reddetti. MBI yönetimi DW’ye gönderdikleri yazılı açıklamada kurumun “herhangi bir askeri araştırma yapmadığı, yalnızca lazerlerle sivil amaçlı temel araştırmalar yürüttüğü” kaydedildi. MBI ayrıca sıkılaştırılmış BM yaptırımlarından  haberdar olmadıklarını aktardı. “Örneğin, hiçbir zaman Eğitim ve Araştırma Bakanlığından Kuzey Kore ile bilimsel irtibatı sonlandırmamız yönünde talep almadık.”

Peki suçlu Alman politikacılar mı?

DW, Meclis Eğitim ve Araştırma Komisyonuna başkanlık eden Yeşiller Partili Kai Gehring’e sordu. Gehring, “Her iki taraf da yükümlü. Bilim camiasının Kuzey Kore’ye yönelik kapsamlı yaptırımların nasıl fark etmediği konusunda gerçekten bazı sorularım var” değerlendirmesinde bulundu.

İhracat yetkililerine danışılmadı

Bilim özgürlüğü Almanya anayasası tarafından koruma altında. Hükümet kırmızı çizgiler çizmekten kaçınırken, tehlike değerlendirmesi sorumluluğu bilim insanlarına ait. Eğer askeri kullanım potansiyeli olduğundan şüphe ederlerse, inceleme için ihracat kontrol yetkilileriyle iletişime geçmeleri istenir.

MBI örneğinde bu olmadı. Araştırmacı açıkça bir tehlike görmedi ve üstleri de işbirliğinden çok geç haberdar oldu. Yani inceleme yapılmadı, yaptırımlar fark edilmedi.

MBI, nihayet işbirliğini sonlandırdığı Kuzey Koreli araştırmacılar ile son ortak makeleyi 2020’de yayınladı. DW işbirliğinin neden sonlandırıldığını sorduğunda, “Nedeni, kurum yönetiminde Kuzey Kore’nin uluslararası siyasetteki rolüne ilişkin artan endişeydi. MBI, Kuzey Kore’deki rejimin temsilcileriyle işbirliği yapmıyor. Bir işbirliği görünümünden bile kaçınmak istiyor” yanıtını aldı.

Bilimsel işbirliğinde kırmızı çizgilere ihtiyaç var mı?

BM yaptırımları ancak üye devletler bunları yasalarına koyar, tebliğ eder ve uygularsa işe yarar. Bu örnekte Avrupa Birliği, Almanya için de bağlayıcılığı olan bir düzenleme çıkardı.

Buna rağmen Almanya’da kimse MBI’nın işbirliğini sorgulamadı. Bilimsel otokontrol başarısız oldu. MBI devlet tarafından fonlanıyor olsa da taraflar arasındaki iletişim yetersizdi.

Kuzey Kore gibi bariz bir örnekte bile yaklaşık dört yıl boyunca bu tarz başarısızlıklar mümkünse, tüm sistemin zayıflıkları olduğunu varsaymak mümkün. Eski BM çalışanı Furukawa “bilim camiası ile ulusal güvenlik yetkilileri arasında çok daha yakın işbirliği” olması gerektiğini söylüyor.

Alman milletvekilleri şu çok önemli soruya rağmen hâlâ kırmızı çizgiler çizmeye isteksizler: Eğer Kuzey Kore, Çin veya Rusya gibi otokratik devletler onu istismar edebilirse, Almanya’nın araştırmaları neyle sonuçlanacak?

Ukrayna savaşı yüzünden Almanya’nın Rusya ile tüm araştırma işbirlikleri askıya alındı. Çin ile bilimsel işbirliği hararetli tartışmaların konusu. Almanya, bilim konusunda liberal değerler ile ulusal güvenlik arasındaki dengeyi henüz bulamadı.

(DW Türkçe / Esther Felden | Sandra Petersmann)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *