ABD, APEC zirvesinde Çin’e meydan okudu: Burada kalıcıyız

ABD, APEC zirvesinde Çin’e meydan okudu: Burada kalıcıyız

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Tayland’da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İş Birliği Örgütü (APEC) Liderler Zirvesinde yaptığı konuşmada, Washington’ın bölgedeki uzun vadeli plan ve hedeflerine vurgu yaparak “Burada kalıcıyız” mesajı verdi. Çin Devlet Başkanı ise, bölgenin “büyük güç mücadelesinin sahasına dönüşmemesi gerektiğini” söyledi. Fransa devlet başkanı ise ‘cepheleşmeye son verin’ çağrısı yaptı.

Güneydoğu Asya ülkesi Tayland’da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İş Birliği Örgütü (APEC) Liderler Zirvesi, ABD ile Çin’in artan ekonomik ve jeostratejik rekabette bölgedeki varlıklarını vurgulayan mesajlarına sahne oldu.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, zirvede yaptığı konuşmada, Washington’ın bölgedeki uzun vadeli plan ve hedeflerine vurgu yaparak “Burada kalıcıyız.” mesajı verdi. Harris, ABD’nin Hint-Pasifik bölgesindeki ortaklıklarını güçlendirdiğini, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleriyle bağlarını daha önce görülmemiş ölçüde genişlettiğini belirterek “Mesajımız açık. ABD’nin Hint-Pasifik bölgesine ekonomik taahhüdü yıllarca değil, on yıllarca ve kuşaklarca sürecek. Bu bölge için ABD’den daha iyi bir ekonomik ortak yok.” dedi.

Washington’ın bölgeye doğrudan yatırımlar ile sermaye ve ticaret akışını artırmak için çalışacağını aktaran Harris, ABD’nin piyasa müdahalelerini ve adil olmayan rekabet avantajlarını reddedeceğini dile getirdi. Harris, “ABD, küresel büyümenin motoru olmayı sürdürecek, bölgedeki ekonomilerin ve şirketlerin güçlü bir ortağı olacak, burada kalıcıyız.” ifadesini kullandı.

Çin: Asya-Pasifik kimsenin arka bahçesi değildir

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ise Asya-Pasifik’in “kimsenin arka bahçesi olmadığını”, “büyük güç mücadelesinin sahasına dönüşmemesi gerektiğini” söyledi. Şi zirvedeki mesajında, Harris’in kullandığı “Hint-Pasifik” tanımı yerine “Asya-Pasifik” ifadesini kullanarak bölgenin on yıllar içinde ekonomik iş birliği sayesinde kalkınma alanında önemli mesafe kaydettiğine dikkati çekti.

Bölgenin ekonomik iş birliği sayesinde hızlı bir modernleşme ivmesi yakaladığını vurgulayan Şi, “Asya-Pasifik kimsenin arka bahçesi değildir ve büyük güç mücadelesinin alanı olmamalıdır. Yeni bir Soğuk Savaş başlatma çabasına ne bölge halkları ne de zamanın eğilimleri izin verecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Şi, APEC’in ekonomik küreselleşmenin fırsatlarından en iyi şekilde yararlandığını iddia ederek “Asya-Pasifik bölgesinde yıllar içinde oluşmuş sanayi ve tedarik zincirlerini bozmaya yönelik bir girişim, ekonomik iş birliğini çıkmaza sürükleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Çin’in Asya-Pasifik bölgesinde ekonomik iş birliğine katkı sunmayı sürdüreceğini ifade eden Şi, “ortak geleceği paylaşan Asya-Pasifik topluluğu inşa etme” çağrısı yaptı.

Şi’nin sözlerinin, ABD’nin adını anmadan Washington ile Pekin arasında bölgede artan nüfuz mücadelesine gönderme yapan mesajlar içermesi dikkati çekti.

Fransa: Cepheleşmeye son verin

Zirveye katılan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da iki büyük güç arasındaki güç mücadelesinin “büyük risk ve meydan okuma” olduğunu belirterek “cepheleşmeye” son verilmesi çağrısında bulundu.

ABD ve Çin arasındaki artan rekabet ve cepheleşmenin bazı ülkeleri taraf olmaya zorladığına dikkati çeken Macron, “Nihayetinde dünyada yalnızca iki büyük güç, iki kutup görmek isteyenler çok ve bu ciddi bir hata, ABD ve Çin için bile. Tek dünya düzenine ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.

Macron, Fransa’nın Hint-Pasifik bölgesine yaklaşımında “dinamik dengeyi” hedeflediğini vurgulayarak, “Biz hegemonyaya inanmıyoruz, cepheleşmeye inanmıyoruz. Biz istikrara inanıyoruz.” dedi.

Macron, eski Avustralya Başbakanı’nı Çin ile “nükleer çatışmayı” kışkırtmakla suçladı

Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi öncesi konuşan Macron, denizaltı anlaşması ile Avustralya’nın “özgürlük ve egemenlik” elde etmesine destek olduklarını belirtti.

Macron, sanayi alanında Avustralya’da denizaltı filosu üretimi yapılmasına yardımcı olacak bir iş birliği sağladıklarına dikkati çekti. Söz konusu iş birliğinin Avustralya’ya egemenlik sağladığını vurgulayan Macron, denizaltı filosunun Avustralya’nın elinde bulunacağını ve nükleer güç içermeyeceği için Çin’e herhangi bir tehdit olmayacağını aktardı.

Macron, Morrison döneminde, şimdiki hükümetin tercihlerinin aksine politikalar izlenerek Çin ile nükleer çatışma riski oluşturacak tercihler yapıldığını hatırlattı. Morrison’ı bu tercihi sebebiyle suçlayan Macron, o dönemde Avustralya’nın kendi bünyesinde üretim ve bakım yapamayacağı bir denizaltı filosu kurmaya çalıştığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Macron’un ifadeleri, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile Endonezya’da yapılan G20 zirvesi kapsamındaki görüşmesinin ardından geldi.

Öte yandan, Fransız basınına göre, Macron, Bangkok’ta yaptığı açıklamada, Avustralya’yla konvansiyonel denizaltı satışına ilişkin iş birliği teklifinin hala masada olduğunu söyledi.

Macron, Avustralyalıların şu an için bu konudaki stratejilerini değiştirmeye karar vermediğine dikkat çekerek, bu aşamada Canberra yönetiminin önünde iki seçenek bulunduğunu, bunların denizaltıları kendi üretmesi veya nükleer denizaltılara yönelmesi olduğunu ifade etti.

Dışarıya nükleer denizaltı satmayacaklarını, bunun konvansiyonelle sınırlı olacağını belirten Macron, “Böyle bir stratejimiz hiçbir zaman olmadı.” ifadesini kullandı.

Macron, Fransa’nın Avustralya’ya sunduğu çözümün bu ülkenin hürriyet ve egemenliğini garanti ettiğini savundu.

Avustralya, ABD ve İngiltere arasındaki AUKUS anlaşması

Avustralya, 2016’da Fransız Naval Group ile imzaladığı 12 geleneksel dizel elektrikli denizaltının yapımını öngören 90 milyar Avustralya doları (yaklaşık 67,5 milyar ABD doları) tutarındaki sözleşmeyi Eylül 2021’de iptal etmiş, İngiltere ve ABD ile AUKUS olarak bilinen savunma anlaşmasını imzalamıştı.

Sözleşmenin iptali Fransa ile Avustralya arasında krize yol açmış, Fransa AUKUS’a tepki olarak Canberra ve Washington büyükelçilerini geri çekmişti.

Dönemin Avustralya Başbakanı Scott Morrison, anlaşmanın iptali hakkında Avustralya’nın Fransa’yı önceden bilgilendirdiğini belirtmişti. Macron ise Morrison’un yalan söylediğini iddia etmişti.

Macron ile Morrison’ın farklı mecralar vasıtasıyla dolaylı olarak birbirine cevap verdikleri “söz düellosu”, ulusal ve uluslararası medyalara yansımıştı.

Avustralya hükumetinin, geçen yıl 12 geleneksel dizel elektrikli denizaltının yapımı için 90 milyar dolarlık sözleşmeyi feshetmesinin ardından, birkaç hafta önce Fransız gemi inşa şirketi Naval Group’a 835 milyon dolar tazminat ödeyeceği açıklanmıştı.

Paris’te 1 Temmuz’da bir araya gelen Macron ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, AUKUS anlaşmasının gerdiği ilişkileri düzeltmek üzere “iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açma isteklerini” açıklamıştı.​​​​​​​

Çin ve Japon liderleri, Tayland’daki APEC Zirvesi’nde ilk kez yüz yüze görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Japonya Başbakanı Kişida Fumio, Tayland’daki Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde yüz yüze görüştü.

Devlet Başkanı Şi, görüşmede, Çin ve Japonya’nın Asya’nın ve dünyanın önemli ülkeleri olarak ortak çıkarlara ve işbirliği potansiyeline sahip olduğunu belirterek, Pekin’in ilişkilere verdiği önemin değişmediğini ve değişmeyeceğini vurguladı.

Diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana geçen 50 yılda ilişkilerin büyük mesafe kat ettiğini, bölgede barışa ve refaha katkı sağladığını ifade eden Şi, yeni dönemde de ilişkileri uygun doğrultuda geliştirmeyi umduklarını belirtti.

Japon Başbakan Kişida da görüşmede ülkesinin hukuka dayalı uluslararası düzenin korunmasından yana olduğunu vurgulayarak, Japon hükümetinin, Çin’in Doğu Çin Denizi ile Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflı bölgelerde artan askeri nüfuzuna yönelik kaygılarını aktardığını ifade etti.

Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın korunması gerektiğinin altını çizen Kişida, iki ülkenin güvenlik alanında iletişimin sürdürülmesinde fikir birliğine vardıklarını söyledi.

Japonya ile Çin arasında “istikrarlı ve yapıcı” ikili ilişkiler çağrısı yaptığını belirten Kişida, Japon Dışişleri Bakanı’nın Çin’e ziyaretinin planlandığını kaydetti.

3 yıl sonra ilk

Görüşme, Japon Başbakan’ın, geçen yıl göreve gelmesinden bu yana Şi ile ilk buluşması oldu. Kişida, geçen hafta Kamboçya’daki Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Zirvesi marjında Çinli mevkidaşı Li Kıçiang ile görüşmüştü.

APEC marjındaki yüz yüze görüşme ile Japon ve Çinli liderler, yaklaşık 3 yıl aradan sonra ilk kez bir araya gelmiş oldu. Temmuzda uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo, en son Aralık 2019’daki Pekin’i ziyaretinde Devlet Başkanı Şi ile bir araya gelmişti.

Çin Halk Cumhuriyeti ile Japonya, 1972’de “ebedi barış ve dostluk ilişkilerinin kurulmasına” ilişkin tebliğ imzalayarak diplomatik ilişkilerini başlatmıştı. İki ülke, bu yıl ilişkilerinin normalleşmesinin 50. yıl dönümünü kutluyor.

Çin-Japon ilişkileri, Doğu Çin Denizi’ndeki çatışan egemenlik talepleri ile II. Dünya Savaşı ve öncesiyle bağlantılı tarihsel sorunların sebep olduğu tartışmalar nedeniyle zaman zaman gerilimlere sahne oluyor.

Öte yandan, Çin ile ABD ve Batılı müttefikleri arasındaki artan jeopolitik rekabet, Tokyo’nun bu ülkelerle ekonomik, siyasi ve askeri bağları nedeniyle iki ülke arasındaki güveni olumsuz etkiliyor.

Japonya’nın Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan’a verdiği destek de ilişkilerde zaman zaman bir gerilim unsuru olarak öne çıkıyor.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ağustos başında Ada’ya yaptığı ziyaret sırasında Çin ana karasından ateşlenen güdümlü füzelerin Tayvan’ın doğusunda, Tokyo’nun Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ettiği sulara düşmesi iki ülke arasında gerilimi yükseltmişti.

Çin-Papua Yeni Gine görüşmesi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Tayland’da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi’nde, Papua Yeni Gine Başbakanı James Marape ile görüşme gerçekleştirdi.

Çin‘in Pasifik ada ülkeleri ile eşitlik, karşılıklı saygı, açıklık, kapsayıcılık ve kazan-kazan iş birliği temelinde bağlar kurduğunu vurgulayan Şi, “Pasifik ada ülkeleriyle bağımız üçüncü bir tarafı hedef almıyor, jeopolitik rekabet amacı taşımıyor.” dedi.

Şi, Çin ile Papua Yeni Gine arasındaki dostluk ve ortaklığın gelişmiş ülkeler arasında dayanışma ve iş birliğine örnek teşkil ettiğini vurgulayarak, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında farklı alanlarda nitelikli iş birliğini geliştirmeyi umduklarını kaydetti.

Marape ise Papua Yeni Gine’nin, Çin ile Pasifik ada ülkeleri arasındaki bağların güçlendirilmesi için aktif çalışacağını belirterek, “Hiçbir güç bizi Çin ile ilişkilerimizi geliştirmekten alıkoyamaz.” diye konuştu.

Çin, ABD ve başta Avustralya olmak üzere Pasifik’teki müttefikleriyle gerilimlerin ve rekabetin arttığı son dönemde Pasifik ada ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye özel önem veriyor.

Çin ile Solomon Adaları arasında nisanda imzalanan güvenlik iş birliği anlaşması bu yönde atılan bir adım olarak değerlendirilmişti.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, mayıs sonunda 8 ülkeyi kapsayan Pasifik ada ülkeleri turunda kapsamlı iş birliği önerisinde bulunmuş ancak Solomon Adaları ile imzaladığı güvenlik anlaşmasına benzer bir iş birliği çerçevesini diğer ülkelere çok taraflı olarak genişletme girişiminden umduğu sonucu alamamıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *