Allah, kuluna yetmez mi?

Allah, kuluna yetmez mi?

İnsanoğlu için Allah’a güvenmekten daha büyük güvenlik yoktur. Kendi güvenliklerini kendi elleriyle tehlikeye atanlar; Allah yokmuş gibi bir hayat yaşayanlar, Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetinin hayatlarında yegâne bağlayıcı otorite olmasına geçit vermeyenlerdir…

Allah’a güvenmeyenlerin güvenlikleri olmaz

Mustafa Çelik / Yeni Akit

İnsanoğlu için Allah’a güvenmekten daha büyük güvenlik yoktur. Kendi güvenliklerini kendi elleriyle tehlikeye atanlar; Allah yokmuş gibi bir hayat yaşayanlar, Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetinin hayatlarında yegâne bağlayıcı otorite olmasına geçit vermeyenlerdir. Allah’ın gönderdiği şeriatı ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde beşikten mezara kadar hayat için kâfi görmeyenlerin Allah’a güvenleri yok demektir. Rabbimiz uyarıyor:

“Allah, kuluna yetmez mi? Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur.

Allah, kimi de doğru yola iletirse artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil midir?

Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.” (Zümer Sûresi/ 36-38)

Allah ile birlikte birtakım yedek ilahlara da inanmak, Allah’a olan imanı bozar. Allah’a iman etmiş olanların Allah’a güvenmeleri gerekir. Genelde İslâm coğrafyasının, özelde ise ülkemizin sorunu, Allah’a güvenmeme sorunudur. Bakınız ülkemizin etkili ve yetkilisiyle birlikte kahır ekseriyeti Yunanistan’ın Türkiye’ye olan düşmanlığını kabul ediyor ve Yunanistan’ın düşman olduğunu seslendiriyor. Ama işin dilhun tarafı şu ki: Bu ülkenin insanlarının hayatlarına Yunanistan’ın sistemi hükmediyor. Bilindiği gibi, Demokrasinin anavatanı, Yunanistan’dır. Demokrasi, Yunanlı filozofların fantezilerinden meydana gelmiş olan beşeri bir ideolojidir. Yunanlıların yönetimi biçimi, düzeni olan Demokrasi adına Allah’ın gönderdiği İslâm dinini yürürlükten kaldırmışsınız, bunun ardından kalkıp diyorsunuz ki; Yunanistan Türkiye’ye düşman. Nasıl inandırıcı olacaksınız? Yunanlıların icad ettikleri bir ideolojiyi dininizin önüne ve yerine geçirmişsiniz. Şayet Yunanistan’ın Türkiye’ye düşman olduğu hususunda samimi iseniz; etkilisi, yetkilisi ve halkıyla birlikte Yunanlı filozofların fantezilerini ifade eden Demokrasiyi yürürlükten kaldırıp onun yerine Allah’ın gönderdiği İslâm dinini behemehâl yürürlüğe koyacaksınız. İşte o zaman inandırıcı olursunuz. Şayet bu yapılmıyorsa; o zaman bu ülkenin insanları Yunanistan’a güvendikleri kadar Allah’a güvenmiyorlar demektir.

Akidemizi sorunlarımızın elinden kurtarmak ve korumak için harekete geçmiyorsak, akide yetimlerinden olmaya karar vermişiz demektir. Güvenliğimiz, Allah’a güvenmekten sonra gelir. Manevi kemalat imanla başlar, ibadetlerle devam eder, güzel ahlakla zirveye ulaşır. “İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.” (En’âm Sûresi/82)  İmanlarına zulmü/şirki bulaştırmayan, Allah’a güvenen kişi ve kimseler, Rableri ile barışık, hem kendileri ile barışık, hem de toplumları ile barışık müminlerdir. Eğer Müslümanlar arasında bir güven bunalımı varsa bu Allah’a gereği gibi güvenememelerindendir. Allah’a gereği gibi güvenmeyen, ne kimseye güvenebilir, ne de kimse ona güvenir. Güvensiz ortamlar psikolojik hastalıkları da beraberinde getirir. Güvenilene güvenmemek de bir hastalıktır. Rasûllere güvenmeyenlerin akıbetleri perişan olmaktır. “Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” (Şu›arâ Sûresi/143) “Rabbimin vahyettiklerini size tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir nasihatçiyim.” (A’râf Sûresi/ 68) Allah’ın güven duygusunu kalbine yerleştirdiği kişiler çok nasipli müminlerdir. Dünyanın en güçlü insanları, Allah’a güvenen insanlardır.

Düşman orduları karşısında Müslümanları ayakta tutan Allah’a güven duygusudur. Bil ve inan ki; Kur’ân-ı Kerim’in Fil Suresi minik kuşların büyük filleri yendiğini anlatan bir suredir. Şu hayatta kendini ne zaman kuşlar gibi küçük ve savunmasız hissedersen hemen o sureyi hatırla.

Büyük ya da güçlü olan kazanamaz.

Allah kimin yanındaysa o kazanır.

Hayatta değerlerini ve kıymetlerini, Allah’tan başkasının takdirine bağlayanlar, Allah’ın diniyle olan bağlarını ve bağlantılarını koparanlardır. Akideleri sahih olanlar bilir ve inanırlar ki; istisnâ, kaideyi bozmaz; tam aksine onu güçlendirir. Kaideyi bozan şey, istismardır, suiistimaldir. Allah’a güveniyor musunuz? Şayet güveniyorsanız neden ve niçin Allah’ın gönderdiği zamanlar ve mekânlar üstü dini hayatınız için kâfi görmüyorsunuz? 

Allah’ın gönderdiği din ile idare olunmayan ve idare olunmak da istemeyen toplumlar, Allah’a güvenmeyen toplumlardır. Böyle toplumların güvenlikleri olmaz. Allah’ın şeriatı eman ve emniyettir. Akıl, Din, can, mal ve nesil emniyeti dinin vazgeçilemez maksatlarıdır. Dolaysıyla Allah’a, dinine güvenmek, güvenliğimizin garantisidir.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *